Komünist doktorun yazdıkları ile Said Nursi’nin yazdıkları benzer

Ahmet Tezcan son kitabındaki kahramanları anlattı

Risale Haber-Haber Merkezi

Ahmet Tezcan son kitabı Alkım’ın Altından Kimse Geçemez’i anlattı. Star Kitap'tan Zeynep Bayramoğlu'na konuşan Tezcan'ın kitabında İki Hikmet var. Biri 9 çocuk babası, Said Nursî sevdalısı Şoför Çerkez Hikmet Usta, diğeri ömrünün 22 yılı hapislerde geçmiş komünist doktor Hikmet Ali Kıvılcımlı.

İlgili cevaplar şöyle:

Alkımın Altından Kimse Geçemez neyi hikâye etmede?

Bu roman, bir üçlemenin ilki. Üç dönemi, daha doğrusu üç darbe dönemini Anadolu’dan bozkırın tam ortasından, orada yaşayan insanların algılayışıyla anlatmaya çalışacağım. Üçünün da ana başlığı aynı; Alkımın Altından Kimse Geçemez.

Bir grubun kanaat önderi kabul ettiği bir adamı diğer grubun kardeşi yapıyorsunuz. Hatta öyle ki bu iki adam birbirlerini kendilerini tutamadan seviyor.

Çünkü ikisi de insan. Biz ideoloji ve inançlarımızı çok fazla düşündüğümüzde karşımızdakinin insan olduğunu unutuyoruz. Yaşadığımız dönemde nefret söyleminin hâkim olmasının nedeni bu. İstiyoruz ki herkes bizim şablonumuza uysun. Vahdet dediğimiz hadise aynıların beraberliği değil. Vahdet bir orman. Farklılıkların, farklılıkları ile birlikte bir arada yaşayabilmelerine vahdet deniyor. İki Hikmet birbirlerini tanıdıkları andan itibaren ne kadar müştereklikleri olduğunu fark ediyorlar. Neden çünkü ortada bir anne var, anne özeldir dolayısıyla şefkat bağı ile birbirlerine bağlı oldukları için birbirlerini anlayabiliyor ve farklılıkları ile birlikte sevebiliyorlar.

Bu sevgi bağını kopartan siyaset mi?

Güç olan yerde menfaat şebekeleri vardır. Onlar da kendi varlıklarını sürdürmek için baskı altına alabilecekleri kitleler oluştururlar. Bu romandaki temel fikir şudur; koskoca bir milleti gökkuşağının altından geçirip tabiatını değiştirmeye kalktılar. Ama bu mümkün değil. Fıtrat esastır, her şey aslına rücû eder.

Said Nursi ile Komünist doktorun gıyabi buluşması da dikkat çekiyor romanda…

Aslında ikisi de aynı noktaya farklı pencerelerden bakıyor. Hikmet Kıvılcımlı 70’li yıllarda evine gelen Dev-Genç’li delikanlılara içeri girerken, “Delikanlı burası Müslüman evi ayakkabılarını çıkar da gir” diyen bir komünist. Atılgan Bayar’ın babası Zühtü Bayar’ın anlattıklarından biliyoruz, sık sık namaz kılan ve Kur’an okuyan bir adam. Zaten Esma-ül Hüsna ile ilgili şerh yazmış tek komünisttir. Özel bir karakter, biyografik romanı muhakkak yazılmalı. Kitabı yazarken en büyük endişem Doktor Hikmet Bey’e haksızlık olacak bir şey yazmaktı. Yazımı 20 yıl sürdü bu hikâyenin. İlk satırlar ile son satırlar arasında 12 yıl var. Ben şuna inanıyorum kimse yazar olamaz, sadece bazılarına ilk okur olma şansı lütfedilir. Dolayısıyla her şey zuhurata tabi. Bu işin bitmiş olması beni sevindirdi.

Roman kahramanının Hikmet Kıvılcımlı olduğu erken duyuldu. Nasıl tepkiler aldınız? Sizin profilinizde bir insanın böyle bir hikaye yazmasına…

O kadar değil benim profilim, çok farklı algılanıyor. Ben bile bazen kendimle ilgili şaşırıyorum. Kanal 7’de program yaparken çıkmış dinci kanala kominist komünist konuşuyor diyen çoktu. Romanda da buna benzer özellikler var. Baktığınızda Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın yazdıkları ile Said Nursi’nin yazdıkları arasında çok benzerlikler var.

İki kütüphaneyi barıştırmak mı istiyorsunuz?

Öyle bir iddiam yok.

Bediüzzaman Haberleri