RİSALEHABER
Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt'ten çok önemli bir teklif geldi. Koronavirüs (Covid-19) salgını sonrasında yeni bir dünya düzeni meydana geleceğinin belirtildiğine dikkat çeken Türüt, "Ayasofya’da ilk Cuma namazını kılarak yeni Türkiye’nin inşa edildiğini dünyaya gösterelim" dedi.
Ayasofya, politik bir oldubittiye getirilerek müzeye dönüştürüldü
Türüt'ün sözleri şöyle:
“Bugün müze olarak kullanılan Ayasofya’nın tarihi ve dini literatürde büyük önemi bulunuyor. Bugünkü Sultanahmet Cami’nin alanı Bizans İmparatorluğu’nun merkeziydi. Burada sarayı bulunuyordu. Bu alanda yarışlar ve savaş oyunları oynanırdı. Ayasofya Kilisesi, Bizans İmparatorluğu ve Ortodoks Hıristiyanlarının en büyük mabedi konumundaydı. Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında İstanbul’u fethettiğinde 916 yıl kilise olarak kullanılan Ayasofya’da ilk Cuma namazını kılarak camiye çevirmişti. Osmanlı döneminde başa geçen bütün padişahlar Ayasofya’yı koruyarak, kutsal değerine zarar gelmemesi için özel itina göstermişlerdir.
Cami olarak kullanılmakta iken 1932 senesinde yenileme amacıyla ibadete kapatılan Ayasofya, politik bir oldubittiye getirilerek müzeye dönüştürüldü. 1935 yılında müze olarak açıldı ve o tarihten itibaren müze olarak kullanılmaya başlandı.
Fatih'in bedduası
Osman Nuri Topbaş, “Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı” isimli eserinin 131. Sayfasında Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya ile ilgili bir bedduasından bahseder. O beddua şöyledir: “Benim bu camimi camilikten çıkaranlar; Allah’ın, meleklerin ve bütün Müslümanların lanetine uğrasınlar! Onlar hiçbir zaman hafiflemeyen bir azap içinde bulunsunlar! Yüzlerine bakan ve kendilerine şefaat eden hiç kimse bulunmasın!”
Bedduaya maruz kalmayalım yeniden ibadete açalım
İslam’ı yüceltmek için ant içmiş olan bizler, Allah’ın gazabına gelmeyelim. Atamız Fatih’in bu bedduasına maruz kalmayalım. Fatih Sultan Mehmet Han’ın aziz hatıratına saygı duyup onu yeniden ibadete açalım.
Yahya Kemal Beyatlı’da “Aziz İstanbul” isimli eserinin 121. Sayfasında şöyle diyor: “Gezintilerimde bir hakikat keşfettim. Bu devletin iki mânevî temeli vardır: Fatih’in Ayasofya minâresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor! Selim’in Hırka-i Saâdet önünde okuttuğu Kur’an ki hâlâ okunuyor.”
İşte milletimizi ayakta tutan, ilelebette varlığını sürdürecek olan bu değerlerimizdir. Bu değerlerimize sahip çıkmak, yaşamak ve yaşatmak bizim boynumuzun borcudur.
Yeni dünya düzeni içinde Türkiye’nin ilk icraatı Ayasofya’yı açmak olmalıdır
Müslüman Türkiye’nin, İslam’ın yücelmesi için hizmet eden başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere yöneticilerinin bu hususları dikkate alması zaruridir. Müslümanlar olarak madem yenidünya düzeni içinde yer alacağız o halde Türkiye’nin yenidünya düzeninde ilk icraatı Ayasofya’yı yeniden ibadete açmak olmalıdır.
İlk Cuma namazıyla birlikte Ayasofya’da
Sendikamızın 2020 takviminde biz bu konuya işaret ettik. İstanbul’un ikinci kez fethi için şimdiden hazırlıklar yapılmalı ve ilk Cuma namazı kılınarak İslam âlemine halifeliğin hâlâ yaşadığı ve Osmanlı adaletinin gölgesinde yaşayan ümmete Osmanlının ölmediği mesajı verilmelidir. Yeniden dirilişi dünyaya bir kez daha göstermenin yolu Ayasofya’dır. Bu milletin tarihini, kültürünü ve tüm kutsal değerlerini hazmedemeyenlerin yeniden dirilişe engel olamayacakları gösterilmelidir. Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını ilk Cuma namazıyla birlikte Ayasofya’da göstermeliyiz.”