Programın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kur'an-ı Kerim'deki "Müminler ancak kardeştir" buyruğu üzere kardeşliklerini pekiştirmek, kopmayacak sevgi bağları inşa etmek adına bu projeyi gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bir ay boyunca devam eden yaz kampında verilen eğitimlere değinen ve gençlere seslenen Erbaş, şöyle konuştu:
"Anlam dünyamızı aydınlatan Kur'an ile tanışarak insana yakışan en güzel ziynetin, adalet, merhamet, paylaşma ve yardımlaşma duyguları ile dolu bir kalp olduğunu gördünüz. Peygamberimizi tanıyarak sevgi, saygı, nezaket, zarafet, hak-hakikat, iyilik, ana-baba, akraba ve yakınlara hürmetle ve Kur'an'ın bütün güzelliklerinin yaşandığı örnek bir hayat ile tanıştınız. Mü'minlerin annesi Hz. Aişe validemizin Peygamberimizin ahlakını tasvir ederken 'O'nun ahlakı Kur'an idi' diyerek ifade ettiği yüce kitabımızın hakikatlerini ve güzelliklerini öğrenmeye çalıştınız. Kamp süresince işlediğiniz siyer derslerinde dünyanın en güzel örnek insanı Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın hayatını öğrenmeye çalıştınız. O'nun, hayatı boyunca, bütün insanlığın iyiliği için yaptığı çalışmaları, fedakarlıkları gördünüz. O'nun ne büyük bir ahlaka sahip olduğunu yakından müşahede etmeye çalıştınız. Her birinde bizim için nice güzel örneklikler olan O'nun ashabı ile tanıştınız. Burada geçirdiğiniz süre zarfında yeryüzündeki en yüce idealin, Yaradan'a itaat ve yaratılanlara merhamet olduğunu öğrendiniz."
"Biz Türkiye ile büyük bir aileyiz"
İslam öncesi Arap toplumunda kabileler arası çatışmalar ve ırkçılığa değinen Erbaş, Hazreti Peygamber'in Veda Hutbesi'ndeki "Ey insanlar! Hepiniz Adem'densiniz, Adem de topraktandır. Babanız birdir. Beyazın siyaha, siyahın beyaza, Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap'a herhangi bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadır." sözlerini hatırlattı.
Türk-İslam medeniyetinde üç eğitim mekanının önemine vurgu yapan Erbaş, "Bizim medeniyetimizde üç eğitim mekanının önemi oldukça büyüktür. Birincisi toplumun dini ve kültürel dünyasıyla irtibatını sağlayan en temel eğitim yuvamız ailemizdir. Mutluluğumuzun, huzurumuzun kaynağı iyi bir aileye sahip olmaktır. Öyle mihraklar, kötü niyetli gruplar var ki ailesiz bir hayat tasavvur ediyor. Tasavvur edebilir miyiz ailesiz bir hayatı? Annesiz-babasız, kardeşsiz, akrabasız bir hayat olur mu? O yüzden ne kadar çok birbirimizi sarılırsak kardeşler olarak, anne-baba, nine-dede, büyükler... Ailemizi ne kadar genişletebilirsek biz o kadar huzurlu ve o kadar güçlü bir toplum olacağız. Önce çekirdek aile, geniş aile ama biz Türkiye ile büyük bir aileyiz. Bunun da kıymetini bilmemiz lazım. Aileden sonra ilim, hikmet ve marifetin beşiği okullarımız ve Cenabıhakk'ın katına sığındığımız, huzurunda bulunduğumuz hicret yurdumuz camilerimiz gelir. Dünyada camilerinin üzerinde hassasiyetle duran başka bir ülke yok." ifadelerini kullandı.
İnanç, kültür, coğrafya ve tarihin, milleti millet yapan, ayakta tutan, geleceğe taşıyan asli değerler olduğunu vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihten de açıkça görüyoruz ki inancını kaybedenler varlığını da kaybediyor. Kültürünü kaybedenler kimliğini de kaybediyor, tarihini kaybedenler hafızasını da coğrafyasını da kaybediyor. Bunun için geleceği inşa edecek nesil olarak sizlerin, zihniniz bilgiyle yüreğiniz inançla dolu olacak. En büyük hedefiniz, öğrendiğiniz her bilgiyi, mesleğiniz her ne olursa olsun insanlara faydalı olmak için kullanacaksınız. İnancı sağlam, vatanına, milletine, ezanına, bayrağına bağlı, cesur, öz güveni yüksek ve güzel ahlak sahibi bir nesil olarak yaşadığınız bölgelerde iyiliği, güzelliği, barışı, huzuru ve kardeşliği yaymak adına çalışacağınıza biz canıgönülden inanıyoruz. Her birinizin gözlerine baktığımda dini, vatanı, milleti, devleti için çalışacak Allah'ın razı olacağı güzel işler yapacak azim ve heyecanı görüyorum."
Doğu ve Güneydoğu'dan 600 genç İstanbul'da kamp yaptı
İstanbul Müftüsü Mehmet Emin Maşalı, proje ile göreve geldiği 15 Temmuz'da, bu programla tanıştığını ve çok etkilendiğini dile getirdi.
Bu tarz programların önemine işaret eden Maşalı, "Böyle projeler hem ülkemizdeki birlik beraberliğin pekişmesi hem de bölgeler arasındaki dayanışma için önem arz ediyor. Geleceği emanet edeceğimiz sağlam gençlerin yetişmekte olduğunu yakından görmek, buna tanıklık etmek son derece sevindirici. Projeyi hazırlayan ve destekleyenlere teşekkürlerimi arz ediyorum." şeklinde konuştu.
Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak ise bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen "Yazımda Kardeşlik Var" projesinin detayları hakkında bilgi verdi.
Yaz kampında din eğitimi ve kültürel, sportif faaliyetlerin yanı sıra kardeşliği pekiştirdiklerini belirten Albayrak, proje ile bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu illerinden 2 bin 600 öğrenciyi İstanbul'da ağırladıklarını, aynı şekilde Batı illerinden öğrencileri de Van'da misafir ettiklerini kaydetti.
Ağrı, Batman, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Şırnak, Van'dan öğrenciler kampta Kur'an, dini bilgiler, okçuluk, ebru, atıcılık, zeka oyunları, robotik, tezhip, çini eğitimi aldı, aynı zamanda İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerini gezdi.
Final programında öğrenciler, ilahi ve şiirler okudu. Sergi salonunda ise öğrencilerin kamp boyunca eğitimini aldıkları derslerde ürettikleri eserler sergilendi.
aa