Risale Haber-Haber Merkezi
Yazar Bayram Aygün, Bediüzzaman Said Nursi'ye balık satan balıkçıların hatırasını yazdı. Isparta Haber32 sitesindeki yazısında Said Nursi’nin 1926’dan 1934’e kadar sürgün edildiği Barla’nın tam karşısında Yenice köyünün olduğunu ifade eden Aygün, 1933’lerde bu köyde balıkçılık yapan Ömer Kılıç'ın sözlerini aktardı. Ömer Kılıç'ın arkadaşı Şeker Mehmet’le birlikte çocuk yaşta Said Nursi ile tanıştıklarını ifade eden Aygün, "Her iki balıkçı da sandallarını Barla- İskele yerine yanaştırıp; içinde balık olan heybeleri sırtlayıp Saidi Nursi Hoca Efendi’nin kaldığı Pazar mahallesindeki evine getirip; Hoca Efendi’nin dualarına nail olmuşlardır" dedi.
Aygün, balıkçı Çatalomarı'nın (Ömer Kılıç) kendisinin ve balıkçı Şeker Mehmet’in anılarını 1978'de anlattıklarını vurgulayarak, Mehmet isimli balıkçıya "Şeker" soyisminin Said Nursi tarafından tavsiye edilidğini de açıkladı.
İşte 1978'de anlatılan küçük balıkçıların Said Nursi hatıraları:
Balıkçı Çatalomarı: “Yavru Bayram’ım, tosunum, bak ben bunları anlatıyorum da, başkası duymasın. Benim jandarma ile uğraşacak vaktim falan yok çocuk! Balıkçı Şeker Mehmet’in esas adı Mehmet Şeker’dir. Daha çok Hoca Efendi ile Şeker’in tanışıklığı, samimiyeti var… Ben sık-sık Saidi Nursi Hoca efendiye balık götürmezdim. Ama Şeker Mehmet sık- sık gider; Hoca efendinin duasını alırdı. Köyde (Gelendost-Yenice Köyü) kendisi çok sevildiği için şeker kadar iyiliksever olduğu, kimsecikleri de kırmadığı için adını biz köylüler değiştirmedik.
Tersinden söylemeye başladık. Yani soyadı Şeker’ dir. Biz soyadını adının başına getirdik. Yani Mehmet Şeker’ken ‘Şeker Mehmet’ oldu. Tuttuğu balıkları herkese dağıtır, dağıta-dağıta son balık kalıncaya kadar evine ulaşırdı. Yavrum Bayram oğlum, ben sana kendimden önce Saidi Nursi Hoca Efendi ile Şeker Mehmet arasında geçen bir hatırayı anlatayım. Sonra benimle ilgili hatıraları anlatırım ileride....
Yıl 1933, devletin adamları köy-köy dolaşmaktalar. Köylüleri, köy meydanında toplayıp herkese bir soyadı vermekteler. Mustafa Kemal soyadı kanunu çıkarmış. 13-14 yaşlarında bir çocuk olan Balıkçı Şeker Mehmet, Barla İskele kıyısında gölü seyretmeye gelen Saidi Nursi Hoca efendi ile tanışırlar. Esasında Şeker Mehmet balıklarını Barlalı balık ticaretiyle uğraşanlara balıklarını teslim etmeye gelmiştir.
Göl kenarında, elinde bir söğüt dalı ile ince kumların üzerine küçük şekiller yaparak düşünceye dalan Hoca Efendi’nin kim olduğunu soran Şeker Mehmet, Hoca Efendi ile sıcak bir sohbete girişirler. Şeker Mehmet Saidi Nursi Hoca efendiye balıklardan bir kaçını vermek ister. Saidi Nursi Hoca da çocuk Şeker Mehmet’i kırmaz. Elindeki söğüt dalı değnek ile arkasında, birkaç arşın ilerde oturan birisine teslim etmesini işaret eder.
Çocuk Şeker Mehmet, Hoca Efendi’yi az uzaktan refakat eden ve adını sonradan öğrendiği, sıkça karşılaştığı Barlalı Topal Yahya Efendi’ye balıkları (satar) teslim eder. Çocuk Şeker Mehmet, balıkları verdikten sonra, laf olsun diye Hoca efendiye bir şey danışmak istediğini söylemiş. Hoca ‘da dinleyebileceğinin işaretini kafasını sallayarak verir..
Şeker Mehmet, Hoca Efendiye; “Hocam jandarma bizi aramış. Geçen hafta kazamız (ilçe) olan Şarkîkaraağaç’ tan devletin adamları gelmişler. Herkese soyadı vermişler. Biz Zeynep Anamla birlikte gölde balıktaydık. Sonra jandarma dün bizi aramış. Muhtarı bulmuşlar. Bir hafta içinde Avşar bucağına gidip; Bucak müdürüne soyadımızın ne olacağını bildirmemiz gerekiyormuş. Soyadı nedir bilemedik, anlayamadık. Siz bize bir çıkış yolu gösterin” demiş.
Saidi Nursi Hoca Efendi de Küçük Mehmet’in isteğini kırmamış. “Asri hükümetin asri isteği... Madem öyle sizden, ailenizin ortak adını istemişler. O zaman sen çocuk İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in torunlarından olan Hasan’ına, Hüseyin’ine benziyorsun. Şeker’e benziyorsun. Şeker gibisin yavrum sen. Asri devletin adamları sorduklarında, ’şeker’ dersin” demiş.
İşte böyle, Şeker Mehmet’in soyadını Saidi Nursi Hoca efendi koymuş oldu. Yani Mehmet Şeker oldu. Ama küçük yaşta Saidi Nursi Hoca efendinin sohbetine, duasına nail olduğu için Balıkçı Mehmet Şeker, ömrü boyunca insanlarla sosyal bağı “şeker” gibiydi. Bundan dolayı da insanlar, Mehmet Şeker’in adını sona, Saidi Nursi Hoca efendinin koyduğu ‘soy’adını da başa getirip “Balıkçı Şeker Mehmet” dediler. Şeker Mehmet’in bir oğlu oldu. Peygamberimizin torunlarından olan Hz. Hasan’ın adını (resimde) tek oğluna verdiler.
Balıkçı Hasan Şeker... Hasan Şeker’inde bir oğlu oldu. O da Dedesi Şeker Mehmet’in Saidi Nursi’ den kalan hatıraya uyup; oğlunun adını yine Peygamberimizin diğer Torununun adı olan Hüseyin koydular.İşte bu günlük anlatacağım o!.. Şimdi göle, balığa çıkacağız. Sonra konuşuruz evlat,sonra…”