Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, 4 ilde yaptıkları araştırmanın, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerinin daha çok televizyon izleyerek ve dijital oyun oynayarak zaman geçirdiğini ortaya koyduğunu bildirdi.
Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi de olan Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Dilci, AA muhabirine yaptığı açıklamada okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde çocukların hangi dijital mecrada daha yoğun zaman harcadığını araştırdıklarını belirtti.
Araştırma kapsamında Rize, Kayseri, Ankara ve Sivas örnekleminden hareket ettiklerini anlatan Dilci, 1250'si okul öncesi ve ilkokul olmak üzere yaklaşık 3 bin 500 öğrenci üzerinde çalıştıklarını dile getirdi.
Dilci, 4 şehirdeki okul öncesi ve ilkokuldan 1250 öğrencinin katıldığı araştırmada, çocukların yaklaşık yüzde 20'sinin dijital nesnelere bağımlı olduğunu tespit ettiklerine dikkati çekti.
Okul öncesi ve ilkokulda erkek ve kızların en çok televizyon, ardından da dijital oyunlarla zaman geçirdiğini saptadıklarını vurgulayan Dilci, "Youtube" kanalının da en fazla zaman geçirilen üçüncü mecra olduğunu kaydetti.
Diğer sosyal medya uygulamalarında da öğrencilerin sıkça vakit geçirdiğini aktaran Dilci, "Okul öncesinde kızlarımızın daha çok dijital nesnelere temas ettiği ve bu yönde temasın yoğunlukla televizyon olduğu yönünde sonuçlara ulaştık. Yine erkeklerin de televizyon dışında diğer dijital nesnelerle oyun oynadıklarını belirledik." dedi.
"Ailelerimiz, dijital okuryazarlık yönünden kendilerini geliştirmeli"
Dilci, burada ailelere görev düştüğünü ifade ederek, "Örneğin televizyonda ise dizi veya izlediği çizgi filmin içeriği hakkında bilgi sahibi olmalarına ihtiyaç var. Çünkü ilerleyen zamanlarda çizgi film içeriklerinden oluşturulan bir zihinsel işgalle meşgul olabiliriz. Dolayısıyla ailelerimizin dijital okuryazarlık yönünden kendilerini geliştirmeleri önemli." diye konuştu.
Dijital nesnelerle uzun süre temasın ya da uzun süre geçirilen vaktin çocuğun aleyhine olacağına işaret eden Dilci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni neslin zaten en büyük sorunu, dijital kültürle yetiştikleri için ebeveynleriyle kültürel çatışma içerisine gitmeleridir. Bu çatışmanın kaynağının önemli bir parçasının dijital nesnelerle ve o dijital nesnelerin sunmuş olduğu içerikle bağlantılı olduğunu iddia ediyoruz. Çünkü araştırmamızdaki bulgular, 'Çocuklar neden Youtube'a önem veriyor' ya da 'Neden instagramda buluşuyor' sorusuna cevap veriyor. Çocuklar, kendini takip edenlerin beğeni sayısı veya paylaştıkları fotoğraflarla önemli ve mutlu hissediyor."
Dilci, normal hayatını aksatacak şekilde dijital nesneler içerisine gömülen kişiler için bağımlılıktan bahsedildiği, ortaokul altı çocuklara akıllı telefonları önermediklerini söyledi.
En fazla yarım saat
Çocukları dijital nesnelerden tamamen mahrum etmenin de doğru olmadığını savunan Dilci, "Kısa ve az, etkili sürelerde verip çocuğun o yöndeki merakının giderilmesi taraftarıyım. İlkokul ve okul öncesi için gün içerisinde maksimum yarım saat, ortaokul ve lise için 45 dakika 1 saat aralığı. Lise sonrası için de 1,5-2 saate kadar olabilir. Yaptığımız araştırmaya göre şu anda 3 saat, 4 saate yakın gerekli, gereksiz sürekli dijital nesnelerle temas halinde olunduğunu görüyoruz."
Dilci, ortaokul ve lise öğrencilerinde ise daha çok Instagram ve Youtube tercih edildiğini belirlediklerini sözlerine ekledi.
AA