“Kudüs esirken gülmek bana haram olsun" diyen Selahaddin Eyyubi ufuk ve anlayışı bugün yeniden dirilmeyi bekliyor. Esaret; cesaret ve feragat ruhuyla aşılır. Bu ruhu taşıyan erlerle kazanılır hürriyet savaşı...
Zirveden sonra sadeliği seçen Selahaddin; asıl ve asil bir başarı örnekliği sergilemiş oluyor. Kudüs esaretten kurtulmuş o zafer naraları atarak gülmemiştir yine de!
Bugün Kudüs ve İslam coğrafyasının durumu ortada. Myanmar’dan mı başlayalım ve nerede bitirelim? Dönüp kalp ve zihin dairemizde noktayı koyalım mı?
Yüzyıl olmuş Kudüs elimizden çıkalı. Ne çaba var kurtuluşu için, ne de gülmeyi haram kılan bir anlayış.
Kudüs’ü düşünmeyecek kadar meşgul mü zihnimiz, yorgun mu kalbimiz, safsata ile mi dolu dimağımız?
Ayrıntı ayarında Kudüs’e yer yok mu, hayalimizde Kubbetüs Sahra hakikati gezmiyor mu? Zevkin tutsaklığında, hızın tutkalında ayaklarımız nereye yürüyor, güdülecek kadar cüceleştik mi?
Eyyübi tutku ile tutsaydık mefkûrelerimizi böyle mi olurdu Kudüs Haremi, mahzun Ayasofya, cemaatsiz camiler, müdavimi az mescitler. Vakit namazlarında neden Cuma gibi dolmaz camiler. Sultanahmet dolmadan nasil yardım eder Ayasofya'ya.
Hayatın merkezinde namaz olmayınca zembereğini yitirmiş oluyor düşünce, fikir, hakikat. Salvolara açık hale geliyor akıl, kalp haremi. Kudüs tülü yırtılıyor.
Mescid-i Haram, Mescid- Aksa, Miraç. Miraç hediyesi namaz. Mekke, Kudüs, İmkân ve Vücub ufkuna yolculuk…
Hakikat miracına çıkmak için Kudüs gerçekliğini Mü'mince görmeli ve o halle yaşamalı değil miyiz? Kalbimiz esirse yakın camiler mahzun, Kudüs zincirlidir. Ayasofya ne diye ağlamasın, o kilitli iken bin cami yapılsa o boşluğu doldurabilir mi?
Ayasofya Eyyubisini arıyor! Camiler Selahaddin’i! Neye ağlıyor, neye gülüyoruz?
Haramlardan kaçma dirayeti yoksa Kudüs''lerin zincirleri zor kırılır. Basit bir cola tiryakiligini bile terk edememek ne büyük bir aymazlık. Farkında olmadan yaptığımız nice aymazlık örnekleri var böyle. Gafletin kalın perdesi göstermiyor onları.
Ölüme gülmediğimizden umumi hayatımız ağlıyor. Dünya gülüşüne aldanmişlik esir ediyor; kimliğimizi, Kudüs 'lerimizi.
Gaflet suyunun verdiği şişkinlik hareket edemez duruma düşürüyor. Nefis gibi şeytanın uydusu bir düşmanın içimizde olduğunu unutuyoruz çok zaman. O çok zamanları minumize ettiğimizde dalalete düşmüşler zarar veremeyecektir.
Düştüğümüz yer kalktığınız yer olacaktır. O kalkış Kudüs' ü yeniden hürriyetine kavuşturacaktır.
Kudüs saati işlemeye devam ediyor.