Kültürel hakların desteklenmesinde Bediüzzaman rehber olabilir

Kültürel farklılıklar mı yoksa benzerlikler mi?

Haber Yorum: Hüseyin Gozan
RİSALE HABER - ÖZEL

Farklı kültürlerden insanların etkileşiminin her geçen gün arttığı küresel bir dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden de insanlar ve toplumlar arasındaki kültürel farklılıklar ve onun etkileri üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor.

Bundan dolayı ırk, renk, cinsiyet, dil, din ulusal köken farklılığı gözetilmeden temel alınan insan haklarının “kültürel çeşitliliğe saygı” ile taçlanmasına ihtiyaç var.

Kültürel çeşitlilik sözkonusu olduğunda hangi konulara odaklanmak gerektiği kültürlerarası çalışmalar yapanlar için hâlâ tartışma konusudur. Bu süreçte yöntem konusunda farklı yaklaşımlar öne çıkıyor.

Araştırmacılar kitle iletişim araçlarının ve bilgi teknolojisinin gelişip yaygınlaşması ile birlikte kültürlerarası farklılıkların daha çok mikro düzeyde (değerler, inançlar ve varsayımlar bağlamında) değişiklikler gösterdiğini, giyim/kuşam, dinlenen müzikler ve izlenen filmler konusunda ise büyük benzerliklerin ortaya çıktığını ifade etmektedir.

Kültürel farklılıklara yönelik çalışmalar yapan Barbara Parker, hızlı gelişen teknoloji, eğlence sektörü, seyahat, internet, küresel işletmecilik gibi birçok faktörün küresel anlamda kültürlerde benzeşmelere yol açtığını, yani bir anlamda değişime uğradığını ifade ediyor. Parker, küreselleşme sonucunda bir çeşit kültürel benzeşmeden söz edilebileceğini ve değişimin de büyük bir kısmının daha çok yüzeysel anlamda var olan değişimler olduğunu ne sürüyor. Asıl olan değerler bazında ise değişimin olmadığını belirtiyor. Yaşanan değişimlerin de var olanları kaldırmak yerine onları tamamlayıcı ya da var olanlara ek olarak kültürlere kazandırıldığını vurguluyor.

İnsan topluluklarının ortak ürünü olan ve kuşaklar boyu çoğalarak/zenginleşerek devam eden kültür, insanların toplum içerisinde bir arada yaşama kurallarını/koşullarını düzenliyor.

Toplumların evrensel değerlere uyumu, insanlık ailesinin onurlu bir üyesi olarak varlıklarını sürdürmeleri, kendi içlerine kapanarak değil, ancak diğer kültürlerle etkileşime girmeleriyle mümkündür.

Kültürel haklar, insan hakları gibi kişi, grup, toplum ya da kültürlere göre farklılık göstermez, insana ilişkin etik değerler içermesi yönüyle evrenseldir.

Kapsamlarına ve boyutlarına göre, düşünme, konuşma, yazma, yayın, eğitim ve örgütlenme hakları genel kapsamlı temel haklar olarak sayılabilirler. Bunların kültürü istemek hakkı, katılma, gelişme, özerklik ve korunma hakları ile desteklenmeleri gerekir.

Bediüzzaman Said Nursi'nin Münazarat adlı eserinde altını çizdiği " Kanun-u adalet ve tedipten başka, hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukuku mahfuz kalsın, herkes harekât-ı meşruasında şâhâne serbest olsun" ilkesi kültürel hakların düzenlenmesi ve desteklenmesi noktasında rehber olabilecek niteliktedir.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Özel Haberleri