Ezeli ve ebedi ulvi bir ses
Bütün kitaplardan daha mukaddes
Okundukça kıymetlenir her nefes
Ruhlara şifa, kalplere kûttur[1] Kur’an
Bütün insanlık için hidayet
Onunladır hakiki fazilet
Baştan sona kadar hep marifet
Yüce Allah’ı anlatır Kuran
Harikadır onda ‘i’caz[2] ve belagat[3]
Okuyup yaşayana eder şefaat
Ona uymakla olur huzur ve rahat
Eskimeyen ilahi kanundur Kur’an
Odur akılların sönmez ziyası[4]
İlimlerin temeli ve esası
Tüm ruhların ve kalplerin cilası
En büyük bir zikirdir Yüce Kur’an
Hakkında yazıldı binlerce tefsir
Bütün insanlığı eyledi tenvir[5]
Hem maziden hem gayptan haber verir
Ahiretin haritasıdır Kur’an
En son, en mükemmel ve eşsiz bir rehber
Onun mücessem bir hâlidir peygamber
O sayede yeşerdi kupkuru çöller
Hiç sönmeyen manevi güneştir Kur’an
Hayran ettirir ondaki selaset[6]
Asıl maksat; tevhit, haşir, nübüvvet
Hep o sofradan gelir her bereket
Allah’tan en büyük lütuftur Kur’an
Her an dillerde, hep okunur şevk ile
Taklit edilemez bir ayeti bile
Hiçbir kimse edemedi mukabele
Tüm müşriklere meydan okudu Kur’an
Onun her bir harfi dahi bir kitap
Cenab-ı Hak’tan mukaddes bir hitap
Vardır her harfine en az on sevap
Hem bir fikir hem de duadır Kur’an
Peygamberin en büyük mucizesi
Asla susturulmaz onun gür sesi
En büyük rütbedir onun rütbesi
Her daim parlayan bir taçtır Kur’an
Bütün kâinatı kuşatan sonsuz bir nur
Arş’ı azamdan, kelam sıfatından zuhur[7]
Kalplere sürur, hastalara verir huzur
Allah’tan en büyük bir şifadır Kur’an
Yirmi üç senede indi yüz on dört sure
Odur maddi ve manevi her derde çare
Kavuşturur tüm Müslümanları zafere
Kurtuluş reçetesidir o yüce Kuran
Mucizedir ondaki her bir lafız
Onu hıfzeder milyonlarca hafız
Yüksel, Allah ona bizzat muhafız
Bir harfi bile değişmeyen Kur’an
[1] Kût: Gıda, rızık, kuvvet.
[2] İ’caz: Âciz bırakmak, şaşırtmak.
[3] Belagat: Düzgün ve hakikatli güzel söz söyleme sanatı.
[4] Ziya: Işık, nur.
[5] Tenvir: Aydınlatma, nurlandırma, münevver kılma.
[6] Selaset: Anlatışta kolaylık, akıcı, ahenkli.
[7] Zuhur: Meydana gelme