Risale Haber-Haber Merkezi
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin Risale-i Nur’un neşriyatı ile vazifelendirdiği ağabeylerimizden Ahmed Aytimur’u vefatının ikinci yıldönümünde rahmet dualarımızla anıyoruz. Aytimur ağabey 31 Ocak 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti.
Ömer Özcan, Ahmed Aytimur ağabeyle bir röportaj yapmış ve Ağabeyler Anlatıyor-3 kitabında yayınlamıştı. Röportajın bir bölümü şöyle:
KUR’AN'I MASONLARIN TAB ETTİĞİNİ GÖRÜNCE DURAMADIM
Ahmet ağabey, nerelisiniz, kaç senesinde doğdunuz?
1340 (1924) Elazığ’ın Baskil kazasının ‘Hacımustafaköy’ köyünde doğdum. (Elazığ’a 51, Baskil’e 13 km. mesafedeki bu köyün nüfusu 2000 sayımlarına göre 103 kişidir.)
İstanbul’a ne zaman geldiniz?
İstanbul’a 1948’de çalışmak için geldim Elazığ’dan. Kur’an bilmiyordum... Bir sene kaldıktan sonra 1949’da öğrenmeye başladım. Hatıraları anlattırıyorsunuz bana ama sonra iyi olmuyor bunlar…
Ahmet ağabey kaybolup gitmesin bunlar. Hem sizi, hem de Üstadımız Bediüzzaman’la olan münasebetlerinizi duyalım, tanıyalım, bilelim. O tarihlerde İstanbul’da Kur’an tab ettirdiğinizi duymuştuk. Nasıl oldu bu iş?
Evet, İstanbul’da Kur’an bastırdım. Yıllar sonra Hizmet Vakfı olarak tevafuklu Kur’an’ı da bastırdık ya; ondan evvel Kur’an-ı Kerim baskısı yaptırıyordum. Hattat Hasan Rıza’nın yazdığı Kur’an’ı bastırdım.
Ku’ran tab etmek nereden aklınıza geldi?
O iş şöyle başladı: O sıralarda Kur’an-ı Kerim’in tab işi masonların, Ermenilerin elindeydi. Onlar inhisar altına almışlardı... Üçüncü hamur kâğıda Kur’an bastırıyorlardı. Bu sebeple ben de bastırayım dedim. Ama param da yok... Bir maarif kütüphanesi vardı; ben sanıyordum ki, o devletindir. Sonra araştırdım, Şia imiş… Bana çok çektirdiler, çok mani olmak istediler, çok da zarar ettim... Ama asıl maksadım; bu matbaa işini öğrenelim de, Üstad’ın yazdırdığı renkli, tevafuklu Kur’an-ı Kerim’i neşredelim istedim… Bu gaye ile başladım.
Üstad, Kur’an’ı tab ettirmenizden haberdar mıydı, takdir ediyor muydu?
Evet… İlk bastığım Kur’anların formalarını Üstad’a gönderiyordum. Üstad Hazretleri de orada iki üç formayı karton cilt geçirip bana gönderiyordu. Bunu Hüsnü (Bayram) de bilir yani.
Risale-i Nur naşirliğini Üstad size nasıl verdi?
Neşrediyoruz işte, şimdi çoklar neşrediyor… (Aytimur ağabey gülerek cevabı geçiştirdi.)
O zaman, Üstad Hazretleri matbaa işlerinde tecrübelisiniz diye naşir olarak size vazife vermiş demek ki?
İşte… (Aytimur ağabey bu soruma da kendinden bahsetmek istemediğinden gülerek cevap verdi. Biz bu sükûtu tasdik makamında anladık. Ö.Özcan)