Risale Haber-Haber Merkezi
Çölaşan, Sözcü'deki yazısında "halifeliğin milletin başına bela olduğunu" söyledikten sonra Kur'an harflerine "kargacık burgacık Arap harfleri" dedi.
Arapça harfleri çöpe attı Latin harflerine Türkçe harfler dedi!
Hakaretlerine devam eden Çölaşan, "Uygarlaşma yolundaki devrimler birbiri ardına yapılmaya başlandı. Bunlardan biri de harf devrimi idi. 1928 yılında Meclis'te kabul edildi. Eski Arapça alfabe çöpe atıldı, yerine Latin harfleri (Türkçe harfler) getirildi. Arapça tabelalar da kaldırıldı ve tarihin çöplüğüne atıldı" dedi.
Çölaşan'ın hakretlerine cevap veren Yeni Şafak yazarı Ergün Yıldırım, isim vermeden Çölaşan gibileri "Kolonyalist aydın" olarak niteledi. Yıldırım şunları yazdı:
Müslümanlar Arapça Alfabe yerine Kur’an Alfabesi dedi
"Osmanlı toplumu bütün klasik toplumlar gibi bilgiyi yazılı kültür sınırları içinde kazanmıyordu. Bilgi sohbetlerde, camilerde, kahvelerde, dergâhlarda, tekkelerde sözlü kültürle aktarılıyordu. Yazıdan daha fazla söz/kelam vardı. Yazı daha sınırlı, daha resmi ve daha disiplinli bir bağlamda yürüyordu. Arapça alfabe kadimdir. En azından İslam dini ile beraber gelişerek zenginleşen ve hatla birlikte sanata dönüşen bir yapıdır. Arapça alfabe, salt alfabe değil bu nedenle. Onlarca farklı hatlarla güzelliği anlatan bir dildir. Türkler de Müslümanlar da hiçbir zaman Arapça Alfabe gibi bir kavramı kullanmadılar. Ona Kur’an Alfabesi diyorlar. Müslüman toplumun bu alfabeye yüklediği anlamın hafızasıdır bu. Bu hafızada alfabe, kutsal kitapla özdeşleşen bir fenomendir. Salt anlam aktaran bir yazı değil. O nedenle ümmi anne ve babalarımız hala Arapça yazıları yerlerde gördükleri zaman onu alıp öperler, saygı gösterirler. Bu bir cehalet değil, Kur’an hatırına bir alfabe ile kurulan manalı ilişki.
Kur’an, sırf bu alfabe darbesinden dolayı yasaklanıyor
Latin alfabesi, bir Türkçe alfabe değil. Adı üzerinde, Latin dünyasına ait. Romalılar, yüzyıllarca kullandı. Batılılar onunla devam ediyorlar. Dünyadaki bir çok alfabeden birisi. Harf Devrimi yapılmadı, harf darbesi yapıldı. Çünkü devrim geniş toplumsal kesimlerin katılımıyla gerçekleşen radikal değişmeler. Oysa burada bir emirle, devlet erkinin kullanılmasıyla ve zora başvurmasıyla gerçekleştirilen bir değişim var. Nitekim Kur’an, sırf bu alfabe darbesinden dolayı yasaklanıyor. Ezan, Türkçe okutuluyor. Kur’an Alfabesi ile yazılan kitaplar yakılıyor.
Self-kolonyalist aydın, kendisini çok aydın/çağdaş düşünen kesimlere hitap ediyor! Aslında yalan masala kendini en fazla kaptırmış olan da bu toplumsal kesimler. O nedenle bu aydının yalanlarına da en fazla onlar koşuyor. Harf devrimi diyor, Türkçe alfabe diyor, kargacık burgacık diyor.