12 Eylül 2012 tarihinde doluyor Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerinin seçim süresi.
Velilerimiz bir an önce okullara giderek Kur’an ve Siyer derslerini seçmek için dilekçe yazmak zorundalar.
Bu bir seferberliktir... Bu bir var oluş mücadelesidir bizim için. Bu güzel imkanı da yok saymayacağız değil mi?
Bizim kendimizle, kendi değerlerimizle buluşmamız, bizden öte, Arakan için, Balkanlar için, Orta Doğu ve tüm dünyanın “garib” çocukları için çok önemli değil mi?
Bazı kazanımların değerini, çoğu zaman onları kaybettiğimizde anlarız ya, işte bu güzel imkan da kaçıp gitmesin elimizden.
Yıllar var ki, Kur’an-ı Kerim’i yani Rabbimizin kelamını hayatımızdan çıkarışımızın âh u figanlarıyla ağladık, inledik durduk.
Öyle zamanlar oldu ki, çocuklarımızı En Sevgili Örnek’le buluşturamamanın, onları paparazi gözdesi rol modellerin yansıması olmaktan kurtaramamanın göz yaşlarıyla kıvrandık.
Şimdi ise, öyle rengin ve râyihadar bir gül devri geldi ki, eğer bu özgür mevsim ve bu imkanlar bahçesi samimi bahçıvanlarla yeşertilirse, kimbilir yeniden Endülüs bülbüllerinin nağmeleriyle mest oluruz...
İmam Hatip Orta Okullarından doğacak imkanlar da eğer güzel değerlendirilirse, bu okullar muhteşem bir geleceğin inşasının temel taşları olabilir diye düşünüyorum.
Yıllar süren mânevi bir kuraklığın ardından böylesine bir imkanla devletimiz bizleri buluşturmayı seçtiyse, o devlet artık gerçekten de bizim devletimizdir bugüne dek olmadığı kadar.
Kur’an ve Peygamber sevgisiyle dolan yüreklerde, terör, ahlaksızlık, isyan, nefret, şiddet gibi kötü duyguların oluşamayacağını da hatırlatmak isterim bir kere daha.
Eleştireceğimiz çok şey olabilir elbette ama kaderin bize sunduğu imkanları da değerlendirmesini, gereksiz tartışmalarla vakit geçirip bu imkanlara ihanet etmemeyi de bilmeliyiz bugün.
Yetkilerden de bir ricamız olacak tam da bu noktada. Okullarımızda Osmanlıca dersleri de bir an önce okutulmaya başlanmalıdır.
Gençlerimiz, anlamlarını bilmeden öylesine bakıp geçtikleri kültür abidelerimizin diliyle de tanışmalı ve onlar yoluyla kendi “anlamlarını da” öğrenmelidir bir an önce.
Fâtihle, Yunusla, Osman Gaziyle, Abdülhamid Hanla, Sultan Alparslanla gerçekten aynileşmenin ve yürek yüreğe kaynaşmanın da başka yolu yok esasında.
12 Eylül 2012 Kur’an ve Siyer derslerini seçmek için son gün. Yetkililer bir kaç gün daha uzatırlar mı bu süreyi bilmiyorum ama bizler, çocuklarımız ve geleceğimiz için biz uzatmayalım sürgünümüzü.
Şimdi kusur, eksiklik, yanlış arama günü değildir kardeşlerim. Allah’ın ipine sımsıkı sarılma günüdür artık.
Bismillah diyelim ve çocuklarımızın ellerinden tutarak onlarla birlikte, Kur’an-ı Kerim’in ve Yaşayan Kur’anın nurlu dünyasına adım atalım bir an önce.
Kur’an-ı Kerim ve Peygamber sevgisiyle yepyeni bir asr-ı saadet iklimine girecek olan o masumların dualarından doğacak muhteşem geleceğe şimdiden selam olsun! (OD)