Bismillahirrahmanirrahim
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Kur’ân-ı Kerim okunurken, istimâında bulunduğun zaman muhtelif şekillerde dinleyebilirsin.
1. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nübüvvet kürsüsüne çıkıp nev-i beşere hitaben Kur’ân’ın âyetlerini tebliğ ederken, kıraatini kalben ve hayalen dinlemek için kulağını o zamana gönder. O fem-i mübarekinden çıkar gibi dinlemiş olursun.
2. Veya Cebrâil (a.s.) Hazret-i Muhammed’e (a.s.m.) tebliğ ederken, her iki hazretin arasında yapılan tebliğ-tebellüğ vaziyetini dinler gibi ol.
3. Veya Kab-ı Kavseyn makamında, yetmiş bin perde arkasında Mütekellim-i Ezelînin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma olan tekellümünü dinler gibi hayalî bir vaziyete gir. (Mesnevi-i Nuriye, Zeylü'l-Habbe)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
fem-i mübareki : mübarek ağzı
istimâ : dinleme
Kab-ı Kavseyn : Cenâb-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz (a.s.m.) Miraçta bu makamda bizzat Cenâb-ı Hak ile görüşmüştür.
Mütekellim-i Ezelî : ezelî kelâm sıfatına sahip olan ve konuşması, hiçbir varlığın konuşmasına benzemeyen Allah.
nev-i beşer : insanlar
nübüvvet : peygamberlik
tebliğ - tebellüğ : bildirme-bilme, tebliğ etme - tebliği alma
tekellüm : konuşma