“Kuran-ı Kerim yok edilmedikçe Avrupa’ya barış gelmeyecek” sözü ile yankı uyandıran ve 19. yüzyılda değişik dönemlerde İngiltere’nin başbakanlığını yapmış William Ewart Gladstone’un Mısır üzerine yaptığı planlar kitaplaştırıldı.
Hür Adam filmine de konu olan, “Kuran-ı Kerim yok edilmedikçe Avrupa’ya barış gelmeyecek” sözü ile yankı uyandırmış ve 19. yüzyılda değişik dönemlerde İngiltere’nin başbakanlığını yapmış William Ewart Gladstone’un Mısır üzerine yaptığı planlar, Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca’nın yıllarını verdiği çalışması sonucu su yüzüne çıkarıldı. Osmanlı Devleti’nin yaptığı gazalara mukabil Haçlı Seferi Savaşçısı olarak ortaya çıkan Gladstone, onların politikalarına bir tehdit unsuru oluştursa da, yeteri kadar araştırılıp üzerine konuşulmamıştı.
TİMAŞ Yayınları’ndan çıkan ve onun hayatına ve izlediği siyasete dair Türkçe yazılmış ilk kitap olma özelliğini taşıyan Büyük Oyun, ‘William Ewart Gladstone ve Mısır’ın İşgali’ adı altında bir bölümle bu politikaları anlattı. Diğer bir deyişle, “İyileştirme ve milletlere özgürlük sağlama” görünümü altında sergilenen bu işgal çalışmalarıyla oynanan oyunun büyüklüğünü gözler önüne serdi.
“Gladstone, İskenderiye’nin bombalanması ve kanalın işgali büyük bir stratejik politikanın parçasıyken, Süveyş’in ‘barış ve istikrara’ kavuşturulması gereken sorunlu bir bölge olduğu konusunda Avrupa devletlerini ikna etmişti. Dolayısıyla Mısır, Osmanlı hakimiyetinde, fakat İngiltere tarafından ‘örtülü işgale’ uğramış bir konuma getirildi” diyen Karaca, bu ve buna benzer çarpıcı iddialarıyla tarih meraklıları için bu konuyu açıklığa kavuşturdu.
Ayrıca Osmanlı Devleti’nin “büyük Hıristiyan düşmanı, çok eşliliğin ve köleliğin doğduğu yer, katliam ve tecavüzün uygulandığı bir ülke” olarak bahsedilmesinde Gladstone’un büyük rolü olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca, dönemin padişahı II. Abdülhamid’in verdiği sert tepkilere ve bu iki liderin aralarında geçen mücadelelere de değindi. Diğer bir deyişle Hıristiyanlık ve Müslümanlığın karşı karşıya geldiği bu kitapta, Abdülhamid’in mücadelesi Karaca’nın şu cümleleriyle özetleniyor: “Osmanlıların ‘medeni olmayan katiller’ olarak dünyaya sunulması sömürge alanlarının medenileşmiş İngilizlerin elinde daha uzun süre kalması demekti. Gladstone buna dünyayı medenileştirme politikası diyordu. Sultan II. Abdülhamid’e gelince Gladstone’un tam zıddı bir tavırla İngiliz emperyalizminin tehdidi altında kalan bütün İslam ülkelerini Halife’nin kutsal gücü etrafında birleştirerek İslam Birliği’ni gerçekleştirme çabasında oldu. Bu şekilde Gladstone’un Osmanlı Devleti’ni parçalama politikalarını etkisiz kılmaya çalışan siyasal İslamcı bir Osmanlı Sultanı olarak ortaya çıktı. Dolayısıyla büyük Haçlı Birliği’ne karşı büyük İslam Birliği’nin gerçekleştirilmeye çalışılması Sultan II. Abdülhamid’in devlet idaresindeki temel politikası haline geldi.”
Stargündem