Bismillahirrahmanirrahim
Ali (r.a.) rivayet ediyor. Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kur'ân ilâcın tâ kendisidir."
İlaç, denilince maddî ve manevî hastalıkları tedavî eden her şey hatıra gelir. Hadis-i Şerif, Kur'ân için, ilacın tâ kendisidir buyurmak suretiyle Kur'ân'ın bütünüyle şifa olduğunu bildirmiştir.
Evet, Kur'ân şifanın tâ kendisidir. Maddî ve manevî dertlere ilaçtır. Çünkü Kur'ân herşeyden önce bir moral kaynağıdır. İnsanın şevkini arttırır, ruhen ve bedenen dinç ve genç kalmasını sağlar. Bir âyette açıkça Kur'ân'ın şifâ olduğuna dikkat çekilerek şöyle buyurulmuştur: "Biz Kur'ân'dan mü'minler için bir şifâ ve rahmet olan şeyi indiriyoruz." Resûl-ü Ekrem de bir hadislerinde, Kur'ân okunduğunda kalb huzurunun indiğini bildirmektedir.
Bilhassa manevî dert ve sıkıntılar için Kur'ân'ın bir şifâ kaynağı olduğu bilinen hakikatlerdendir. Büyü gibi hadiselere karşı bizzat Rabbimiz Resûl-ü Ekreme Felak ve Nas sûrelerini okumasını öğütlemiştir.
Bugün Kur'ân'ın sadece manevî değil, maddî birçok dertlere de ilaç olduğu bilinen gerçeklerdendir. ABD'nin Kaliforniya eyâletinde kurulan bir klinikte inançlı inançsız kimselere Kur'ân dinletilmiş, o hoş sâdâ karşısında streslerinin bir bir izâle olduğu, rahatladıkları tesbit edilmiştir. Onu teslimiyet ve samimiyet duygularıyla okuyan ve dinleyenlerde müsbet tesirlerini görmemek mümkün değildir. Diğer insanlara göre hayatın güçlüklerine karşı daha dirençli oldukları bilinen hâdiselerdendir. Sonra Kur'ân ihtiva ettiği hakikatler bakımından da insanlığı maddeten ve manen terakki ettirecek, insanlık ufkuna yükseltecek, dünyayı dahi Cennete döndürecek esasları ihtiva etmektedir.
(Camiussağir - 6187)