Kur'ân, kâinat kitabının okunmasını emreder

Kavaklı, "İslam kitap ve ilim dinidir. İslam'la cehaletin bir araya gelmesi mümkün değildir." dedi

Risale Haber-Haber Merkezi
 
Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde konuşan eğitimci romancı yazar Ali Erkan Kavaklı, "İslam kitap ve ilim dinidir. İslam'la cehaletin bir araya gelmesi mümkün değildir." dedi.
 
Türkiye Diyanet Vakfı'nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.'nin katkılarıyla düzenlenen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı, bu Ramazan'ın da kültür mahfili konumunda. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde yapılan ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (ESKADER) katkılarıyla organize edilen Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nin on ikinci günkü konuşmacısı eğitimci romancı yazar Ali Erkan Kavaklı oldu.
 
Birçok postmodern romana ve eğitim rehberliği sunan kitaba imza atmış olan Ali Erkan Kavaklı, sohbetinde Kitap (Kur'ân), okuma ve okumanın anlamına yönelik önemli mesajlar verdi.  Takdimini 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Basın Danışmanı ve ESKADER Genel Sekreteri Elif Sönmezışık'ın yaptığı sohbette Kavaklı, Kur'ân'ı mealiyle birlikte okumanın düşünmeye ve tefekkür etmeye imkân tanıdığını vurguladığı ve beyin fırtınasının estiği konuşmasında, Batılı bilim adamlarından Müslüman olanlara dair hatıralarını naklederek İbrahim Allaaddin Gövsa’dan, Mehmet Âkif ve Yunus Emre'den dizeler okudu.
 
OKUMAK, DÜŞÜNMEK, TEFEKKÜR
 
Kur'ân'da oruç ve kitabın birlikte anıldığına dikkat çeken Ali Erkan Kavaklı, Ramazan'ın Kur'ân ayı olduğu söyleyerek, "İslam kitap ve ilim dinidir. İslam'la cehaletin bir araya gelmesi mümkün değildir. Kitapla, okumayla, tefekkürle Ramazan'ı nedense bir araya getiremiyoruz. Son üç yüz yıldır medeniyet yarışından koptuğumuz gibi okuma yarışından da koptuk." dedi. Okumanın anlamını giderek daralttığımızı anlatan Kavaklı, okuyan insanın düşünüp tefekkür edeceğini, tefekkür edenin zihnini geliştireceğini ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
 
KUR'ÂN VE KÂİNAT KİTABI BERABER OKUNMALI
 
“Esasen Kur'ân, kâinat kitabının okunmasını emreder. Birçok ayette vardır. Çünkü Kur'ân kâinat kitabını okuyor. Her şey okumaya bağlı. İncil’de okumaya atıf yapılmamasına rağmen Batı okumak konusunda çok önde. Okumak, düşünmek, tefekkür etmek ve araştırmak bizim dinimizde bir ibadettir ve bunlar akılla olur. Kur'ân akılla kitabı birleştiriyor. Yeryüzünde okuyabilen, okuduğunu düşünüp tefekkür eden, yorumlayan, bilgi üreten tek varlık insandır. İnsan okuduğu, düşündüğü, inandığı sürece insandır. Okuduğumuz halde kâinat kitabını okuyamıyorsak, Yaradan’ı anlayamıyorsak, insanın buradaki vazifesini yorumlayamıyorsak Kur'ân’a göre adam gibi adam değiliz. Kur'ân ve kâinat kitabı Hakk’ı bilmek için okunmalıdır. Çünkü ‘Nefsini bilen Rabb’ini bilir. Kitap ayındayız ve bu ayda Kur'ân’ı meali ile okumamız lazım.”
 
BÜTÜN KİTAPLAR ONA ÇIKIYOR
 
Modernizmin önce evlerimizi daralttığını anlatan Ali Erkan Kavaklı, sonra gönüllerimizi daraltıldığını ve misafirsizleştiğimizi dile getirdi. Birbirimizi misafir etmeyi ve gönül almayı geciktirmememiz gerektiğini söyleyen Kavaklı, her gün iki sayfa Kur'ân ve mealini okumayı tavsiye etti. Okuma serüveninde ilmî sahada okuduğu bütün kitapların kendisini Kur'ân’a taşıdığını fark ettiğinden bu yana her gün iki sayfa meali ile birlikte okuduğunu kaydeden Ali Erkan Kavaklı, bu okumaların düşünceyi zenginleştirdiğini, bunca hürmet edilen bir kitabın her gün okunmasının birçok şeyi değiştireceğini, kitaba karşı dinen sorumluluk taşıdığımızı belirtti. “Bizim davranışlarımız Kur'ân’ı okumalı.” diyen Kavaklı, Batılı olup Müslüman olanlar ardan birkaç önemli hikâye aktardı ve şunları söyledi:
 
İSLAM AKLA UYGUN
 
"Birçok sonradan müslüman olan insan bir müslümanın hayatına bakarak İslam'ı seçmiş. Bizim davranışlarımız Müslümanlığı anlatmalı. Kur'ân insanları, kitleleri değiştiriyor. Kitap bize doğruyu yanlışı anlattığı için o kitabı okumaya, yorumlamaya, hayata geçirmeye ihtiyacımız var. Fâtiha Suresi'ndeki 7 cümle (ayet) Kur'ân'ın özetidir. Asıl kitap Kur'ân'dır ve onun dışındaki bütün kitaplar kitapçıktır ancak. Bütün âlimler hadlerini bilerek yazdıklarına kitap dememiştir. Akılla fazla meşgul olan Batılı düşünürler, teslis inancını analiz etmeye başladığında Hıristiyanlığı terk ediyorlar. Onları yalnızca Kur'an tatmin edebiliyor. Ondan önce Budizm'e de kayanlar olabiliyor. Dolayısıyla Hıristiyanların birçoğu engizisyondan, haçlı seferlerinden, kadınların yakılmasından dolayı dinlerinden pek memnun değildir."

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Tefekkür Haberleri