Kuran nuru bütün karanlıkları yok eder. Bütün yaraları tedavi eder. Otuz ikinci sözde Kuran ve imanın insana kazandırdıkları hakikatların bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:
1- İnsana dünyanın ağır yüklerine karşı tahammül gücünü verir. O nur ile insan yükleri sırtına almaz, belki kendisi ona binerek sıkıntısı gider. Her şeyi, her şeyin yaratıcısına havale ederek rahatlatır.
2- Fani ve geçici olan dünyaya bağlılığın meydana getirdiği sıkıntı ve tedirginliği, dünyanın Allahın isimlerinin aynası, insanın da konuşan değerli bir varlık ve rahmet sahibi Allahın çok kıymetli bir misafiri olduğunu bildirmekle huzur verir.
4- Bütün sevdiklerinden ayıran olarak telakki edilen ölümü, kabrin arkasına gitmiş bulunan akraba ve yakınlarına kavuşmak vesilesi olduğunu bildirir. Bu müthiş ve korkutucu olan ölüm ayıran değil, bilakis dostlara kavuşturan bir hakikat olduğunu telki ettirerek sevdirir.
5- Ejderha ağzı, karanlıklı ve korkunç olan kabir, rahmet ve saadet alemine, cennet bahçelerine, nurlu aleme gitmek için girilen bir menzil olduğunu bildirerek korkuyu yok eder.
6-a-Küçük irade ile altında kalkamadığı işi büyük irade sahibi Allaha işi bırakmakla;
b-Kuvvet ve kudreti az olan insan, kudreti sonsuz olan Allahın kudretine itimat ederek;
c-Hayatı az, ömrü kısa olmakla endişelenmek yerine, ebedi, baki bir hayat ve ömür olduğunu bidirmekle;
d- Sönük fikrine değil, Kuran güneşinin altında girmekle, yıldız böceği gibi basit ışık yerine, her biri birer yıldız olan Kuran ayetlerinin ışığı altına girmekle;
e- Sonsuz istek ve arzulara karşı, sonsuz bir sevap; elem ve sıkıntılarına karşı da sonsuz bir rahmetin varlığını hatırlatmakla;
f- İnsanın çok arzu ve isteklerinin bu dünyaya sığmadığını, elde edemediği için kederlenmemeyi, onları elde etme yeri ahrette olacağı, onları da verecek ancak Allah olduğuna iman ettirmekle bütün yaralarına, sıkıntı ve kederlerine ilaç ancak Kuranda bulunduğunu bildirmekle saadete vesile olur.
7- İnsan kendisine malik olmadığını, Kudreti sonsuz, celal ve rahmet sahibi bir zatın mülkü olduğu, hayatı veren ve idare edenin de o olduğunu bildirmekle, kafa ve beline dünya yükünü yüklemekle merak, endişe içinde yaşamamak, misafir olduğunu bilerek kendine düşeni yapıp Allahın işine karışmamak gerektiğini öğretiyor.
8- Bütün varlıkların başıboş olmadıklarını, rahmet ve hikmet sahibi Allahın nazarında olduklarını düşünmekle, onlara gelen meşakkat, sıkıntı; mikrop, zelzele, tufan, kaht vesaire düşmanların dizgininin Allahın eline olduğunu, rahmet ve şefkatte Allahın şefkat ve rahmetinden da ileri gitmemek gerektiği bildirilmektedir. Her şeyin dizgini Allahın elinde
olduğu, Onun yaptığı her işte bir hikmet var olduğu, rahmet ve lütuf sahibi olan Mevlaya itimat etmek gerektiğini hatırlanmaktadır.
9- Bu fani âlem, ebedi bir aleme lazım olan şeyleri yetiştirdiği, geçici olduğu halde baki meyveler hazırladığı, lezzetleri az, üzüntüleri çok olduğu, ancak rahmet sahibi Allahın iltifatları, sonsuz hakiki lezzetler olduğu hatırlatıyor. Çekilen sıkıntı ve zorluklar sabır neticesinde sevap kazandırmakla manevi lezzet verdiğini, meşru, helal dairesi insanın bütün maddi-manevi duyularının ihtiyacına kafi geldiğini, harama girmeye gerek olmadığını, o dairedeki bir lezzetin bazen binler sıkıntı verdiğini ve Allahın iltifatlarının kaybına da sebep olabileceğini bildiriyor.
10- İnsanı cehennem ateşinden, kabrin zulumatından kurtarıp, iman ve Salih amel ile en yüksek makamların olduğu cennete layık hale getiriyor.
11- Ruhlar âleminden, anne karnından, dünyadan, kabirden, berzahtan, mahşerden ta cennete kadar o uzun yolda rahat ve huzur ve suratla gitmenin çaresi Kurana tabi olmakla mümkün olduğunu gösteriyor.
12- İnsana verilen nihayetsiz muhabbet duygusunu, kendisine zararlı olan nefsine değil, nihayetsiz muhabbete layık, kendisine ve bütün sevdiklerine nihayetsiz ihsan eden, istikbalde Mesut edecek olan, kutsi, ulvi, münezzeh, kusursuz, noksansız, zevalsiz güzellik sahibi olan Allaha vermek gerektiği Kuran bize ders veriyor.
Kuran bunlar gibi birçok noktada, insanın yolunu aydınlatıyor. Huzur, mutluluk, güven ve teslimiyet veriyor. Dünya ve ahiret saadetini kazandırıyor. Ne mutlu Kuranı kendisine rehber alana ve hayatını ona göre tanzim edene.