Gök kelimesinin Arapça karşılığı semadır. Sema; lügat manasıyla yukarıda olan her şeydir. (bk. Lisanu’l-Arab, 14/398)
Kur’an’da vurgulanan “sema/semavat” kelimesi, yerküresine mukabil gelen bütün gök cisimleri manasına gelir. Gökler çeşitli tabakalara şamil olduğundan, Kur’an’da daha çok semavat şeklinde çoğul olarak gelmiştir.
Arz /Yer ise, gerçekte tabakaları olsa bile görünürde bir tek parça olduğu için Kur’an’da yalnız tekil olarak kullanılmıştır.
Arz; üzerinde yaşadığımız yerküresidir. (krş. Tantavi, et-Tefsiru’l-Vesit, Bakara:164. ayetin tefsiri)
- Kur’an’dan öyle anlaşılıyor ki, evren denilen kâinat külli manada iki kısma ayrılır: Gökler ve Arz/Yer. Bu iki bölge bitişik olmadığına göre elbette bunları arası da olacaktır.
Bu açıklamalara göre;
Göklerin sınırı, yerin damı hükmünde olan atmosfer tabakasından başlar.
Yerin sınırları ise, toprağın ve denizlerin bulunduğu bölgedir.
İkisinin arasında bulunanlar, havada uçan kuşlar, kuşçuklar; toprağın üstünde, altında ve denizlerde yaşayan canlılar ve diğer mahluklar anlamına gelir.
(Sorularla İslamiyet)