Bismillahirrahmanirrahim
İkinci tarik: Kelâmların hâsiyetlerini, kıymetlerini, meziyetlerini bilip altınlarını bakırından tefrik eden bütün ehl-i tahkikten, tetkikten, tenkitten, dost ve düşmanlar tarafından Kur'ân-ı Kerim sûre sûre, âyet âyet, kelime kelime mihenk taşına vurularak, altından maada bir bakır eseri görülmemiştir.
Bu ağır imtihandan sonra, Kur'ân-ı Azimüşşanın ihtiva ettiği mezâyâ, letaif, hakaikin hiçbir beşer kelâmında bulunmadığına şehadet etmişlerdir.
Onların sıdk-ı şehadetleri şöylece ispat edilebilir: Kur'ân'ın insan âleminde yaptığı büyük inkılâp ve tebeddül ve şark ve garbı içine alan tesis ettiği din, diyanet ve zamanın geçmesiyle gençlik ve şebabiyetini ve tekerrür ettikçe halâvetini muhafaza etmesi gibi harika halleri, 1 اِنْ هُوَ اِلاَّ وَحْىٌ يُوحٰى âyetini okuyup ilân ediyorlar.
Dipnot-1: "O ancak vahyedilen bir vahiydir." Necm Sûresi, 53:4.
Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz