RisaleHaber-Haber Merkezi
Yeni Asya'ya konuşan Sanatçı ve Aktivist Lale Mansur, başörtüsü yasağını "Korkunç, korkunç!" olarak tarif etti.
Hasan Hüseyin Kemal'in röportajından ilgili bölümler:
Etrafınızda İslâmî kesimden arkadaşlarınız var mı?
Daha önce, gençken başörtüsü ve çarşaf benim için kabul edilemez bir şeydi. Ancak Anadolu’yu gezdikçe durumun farkına vardım. İstanbul Türkiye değil. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’yu anlatan “Kanatsız Kuşlar” adında bir roman okudum. Anadolu’daki yaşamı o kadar güzel anlatıyor ki. Süryanisi, Ermenisi, Müslümanı bir arada yaşıyorlar ve birbirleri için dua istiyorlar. Roman’da Atatürkle ilgili bölümler de var. Bu bölümlere Kemalistler nasıl çıldırmadı anlamadım.
Görüşleriniz dolayısıyla yakınlarınızla hiç tartıştığınız oluyor mu?
Başörtüsü konusunda tartıştığımız bir arkadaşım var. “Yirmi beş yıllık geçmişimiz var. Ayrı düşünüyoruz diye geçmişimizi çöpe mi atacağız? Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum” dedim. “Biliyorum ki senin düşüncelerinden dolayı bir çıkarın yok benim de düşüncelerimden dolayı bir çıkarım yok” dedim. Sonuçta düşünce tartışması yapıyoruz bu da çok normal…
Toplumu tanıdıkça mı İslâmî kesimle ilgili önyargılarınız gitti…
Benim de bir reaksiyonum vardı. Daha sonra gördüm ki çok değişik insanlar var. Beyin olarak geniş görüşlü biri başörtülü olabiliyor. İnanç başka bir şey, onu sorgulayamazsınız. Avrupa’da Katolik bir çok insan var. İnsanlar ne şekilde yaşamak istiyorlarsa öyle yaşamalılar. Ben başörtüsüne destek olarak birlikte fotoğraf çektirenlerden biriyim. Eğer başımı kapatmam gerektiğine inansaydım beni kimse tutamazdı!
Üniversitedeki başörtüsü yasağına ne diyorsunuz?
Korkunç… Korkunç… Bizde, kendisini başkasının yerine koymak çok eksik bir duygu. “Onun yerinde olsaydım, onun doğduğu çevreye doğsaydım, onlardan biri olsaydım” anlayışının tam tersine müthiş bir ötekileştirme var.