Meclisin etrafı engelli dağlar;
Ciğeri yanıyor (aney), gözleri ağlar!
Onun zalim derdi cihanı dağlar.
Gelme vekil bu sandıkta seni avlarlar;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koyarlar.
Var mı benim gibi yüreği yara?
Seçimde derdime (aney), bulmadım çara!
Yerimi kaybettim, birinci sıra.
Sorma kardaş, bu seçimde beni soydular;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koydular.
Urfa dağlarında gezer bir vekil,
Kaybetmiş koltuğu (aney), ağlıyor sefil…
Garibin işine gel de ol kefil.
Gelme vekil bu sandıkta seni avlarlar;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koyarlar.
Kaç sene seçmene hep hulus çaktım;
Genel merkeze de ümitle baktım.
Bu dönem seçilsem bırakacaktım.
Sorma kardaş, bu seçimde beni soydular;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koydular.
Delegeye neler neler dağıttın;
Varını yoğunu ortaya attın.
Ah merkez! Vekili ucuza sattın…
Gelme vekil bu sandıkta seni avlarlar;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koyarlar.
Ölümden beterdir bu hicran bana;
Helal etmem Başkan, hakkımı sana.
Anlattım derdimi yakıla – yana…
Sorma kardaş, bu seçimde beni soydular;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koydular.
Meclisteyken gerçi ipe un serdi;
Dert halkın olsaydı, “Boşverin!” derdi.
Bu kere vekilin mühimdir derdi.
Gelme vekil bu sandıkta seni avlarlar;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koyarlar.
Kapalıymış, şimdi açıldı gözüm.
Gerçi kesin değil benim her sözüm;
“Seçin! Feda olsun sizlere özüm…”
Sorma kardaş, bu seçimde beni soydular;
Meclis, makam, koltuklardan ayrı koydular.
* “Urfa\'nın Etrafı Dumanlı Dağlar” makamında söylenecektir.