Turkuaz renginden "Göksu" diye adlandırılan Antik Kalykadnos Nehri`nin oluşturduğu derin vadi ve dik yamaçta yeşillikler içindeki Göz Mağarası`nın girişinde büyükçe bir boşluk yer alıyor.
Sürünerek dar bir geçitten girilen mağaranın içinde, sarkıtlar, dikitler ve bir su birikintisi mevcut.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Alkan, doğal bir değer olan mağarayı kültürel anlamda önemli kılan unsurun duvarlarına yazılmış olan "hatıra yazıları" olduğunu vurgulayarak, mağara özelliklerinden şöyle bahsetti:
Altan, "Göz Mağarası, milattan sonra 4. yüzyıl ortalarında yaklaşık 1700 yıl önce, Tanrıça Athena`ya tapınan paganlar ile Hıristiyanlardan oluşan kalabalık bir grup tarafından ziyaret edilmiş. Ancak bu ziyaretin niçin ve hangi olay üzerine yapıldığı sırrını korumakta. Mağaranın, İmparator II. Constantius zamanında gerçekleşen bir olay üzerine ziyaret yeri olduğu, duvarlarına hatıra yazıtları ve dualar yazıldığı sanılıyor" dedi.
Eski Yunan alfabeleriyle yazılan yazıların Doğu Akdeniz ülkelerinde ortaya çıkan bir gelenek olduğunu söyleyen Mehmet Alkan, şöyle konuştu: "Hatıra yazıları genellikle tapınak, sinagog gibi yerlerin duvarlarına işlenmiş yazılardır. `Gelen ziyaretçilerin ismi, mesleği ve gelişiyle ilgili yazdıkları yazılar` diyebiliriz bunlara. Yazıtların özelliği kök boya ile bir de stilus dediğimiz kalemlerle kazıma yoluyla kazılmış olması. Yazıların yazım karakteri bize şunu gösteriyor; çok uzun süre burada yazı yazılmamış. Kısa bir zaman aralığında ziyaretçiler yazmışlar ve çıkmışlar."
TRT HABER