“Ben ve ashabım Nuh’un gemisine benzeriz. Kim bu gemiye sığınırsa kurtulur.”
Hadis-i Şerif
İnsanlığa mutluluğu getirmek için gönderilen Peygamberimiz (a.s.m), her konuda olduğu gibi eğitimde de erişilmez bir yerdeydi.
O (a.s.m), çok sabırlıydı. Bilhassa çocuklara şefkati sınırsızdı. Çocuk eğitiminde, eğitimcilere örnek olabilecek bir saadet asrı tablosuna bakalım:
Bir gün minik Hasan mescitte, Allah’ın sevgilisi secdedeyken omuzlarına bindi. O yüce insan öylece kaldı ve biricik torununu üstünden indirmedi.
Başka bir gün dostlarına nasihat ediyordu. Mescide, ikinci gül goncası Hüseyin girdi. Yürürken sık sık düşüyordu. Allah Resûlünü dikkatle dinleyenler yavruya el sürmüyorlardı.
Allah’ın sevgilisi minberden indiler. Hüseyin’i yanına alıp kucakladılar. Ardından da şu ayeti okudular:
“Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer meşakkattir.”
Hz. Enes, 10 yıl Peygamberimizin hizmetinde bulunduğunu, işlerin her defasında onun istediği gibi olmamasına rağmen, kendisine bir defacık olsun ne vurduğunu, ne de azarladığını söyler.
Enes (r.a) bir anısını şöyle anlatır:
“Bir seferinde Efendimiz, beni bir hizmet için göndermişti. Daha küçüktüm. Yolda çocuklarla oyuna dalmışım. Peygamberimizin gönderdiği yere gitmeyi de o anda unutuvermiştim. O da geri dönmeyişimden endişelenip beni aramaya çıkmış. Bir ara baktım ki başucumda duruyor. Yüzüne bakınca başımı okşadı ve bana şöyle dedi:
- Haydi, çocuk artık...
Sahabeler anlatıyor:
- Resûlüllah bize sabah namazı kıldırmıştı. Namazda iki kısa sure okudu. Namazdan sonra Ebu Said el-Hudrî sordu:
- Ey Allah’ın Peygamberi bugün alışılmışın dışına çıktınız. Namazı kısa tuttunuz?
Cevap şöyleydi:
- Geride, kadınlar safındaki çocuk sesini duymadın mı? Annesinin onunla ilgilenmesini istedim.
Hz. Aişe validemiz bir gün:
- Ey Allah’ın Resûlü bana dua et, dedi.
Şefkat peygamberi şöyle dua ettiler:
- Allah’ım, Aişe’nin gizli açık yaptığı ve yapacağı bütün günahlarını affet.
Bunun üzerine Hz. Aişe:
- Sevinçten başım önüme eğilinceye kadar güldüm, buyuruyor.
Resûlüllah:
- Duam seni sevindirdi mi?
Aişe annemiz:
- Elbette, niçin sevindirmesin?
Allah Resûlü dedi ki:
- Vallahi bu benim ümmetim için her zaman yaptığım duamdır.
PENCERE
“(Habibim) seni, ancak evet ancak bütün insanlar için bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların pek çoğu (bunu) bilmezler.”
K. Kerim, Sebe: 28
* * *
“Bir adama günah cihetinden, her işittiğini başkasına söylemesi yeter.”
Râmûz el Ehadis
* * *
Adamın biri şöyle dedi:
- Ey Allah’ın nebisi, ben annemi çok sıcak bir günde omzuma alıp iki fersah yol yürüdüm. Hava o kadar sıcaktı ki eğer bir et parçası yere atılsa hemen pişerdi. Acaba onun hakkını ödemiş oldum mu?
Şefkat peygamberi şöyle cevap verdi:
- Senin bu hizmetin, onun bir doğum sancısını belki karşılar.
* * *
Peygamber efendimiz, bir gün dedi ki:
- Ebu Bekir’in malının bana verdiği faydayı, hiç kimsenin malı vermemiştir.
Hz. Ebu Bekir ağladı ve şöyle dedi:
- Canım, malım sana feda olsun ey Allah’ın Resûlü!..