-Gecikmiş bir özür-
Şâirin rûh hâletinden oldu âlem lâlezâr;
Ol gazelden bir letâfet zevk edip kıldım nazâr.
Etmiş ihyâ teşhis-intak san’atından mandalı;
İhtiyârsız söyler insan: “Bârekallâh, sad-hezâr!”
Şevkle cür’et eyledim manzûmenin teştîrine;
Bilmedim AKGÜL olur bundan alıp bir reng-i nâr.
Katledip ma’nâyı sehven, bir cinâyet işledim;
“Rûh-i mandal”dan talep etsem gerek ben i’tizâr.
Tahta mandal oldu ma’zûl, gitdi ikbâl son SEFER;
Böyledir dünyâ: makamlar kalmayıp eyler güzâr.
Üstelik ben, rûhu tenden kılmışım hepden cüdâ;
Ortadan yarmakla mandal, oldu sâmit bir mezâr.
Kılma-gil, EKREM’leyin, her şi’re destûrsuz duhûl;
Sürç-i dil etdin mi, yandın! Âkıbetdir âh ü zâr.