Maneviyatın olmadığı sanat eksik kalır

Semih Kaplanoğlu'nun 'Bal' adlı filminin dünya prömiyeri, 60. Berlin Film Festivali'nde yapıldı. Bal, festivalin en önemli ödülü "Altın Ayı" için yarışan 20 film arasında yer alıyor

Azamat Damir'in haberi

'Yusuf Üçlemesi'nin 'Yumurta' ve 'Süt'ten sonraki üçüncü ve son halkası olan 'Bal'ın dünya prömiyeri Berlinale 2010'da yapıldı. "Bal" oyuncuları Bora Altaş (Yusuf), Erdal Beşikçioğlu (Yakup) ve Tülin Özen (Zehra); Kaplanoğlu ile birlikte prömiyer öncesi filmin ön hazırlıkları, oyuncu seçimi ve diğer konuları değerlendirdi.

Filmdeki Kur'an-ı Kerim okuma, namaz ve dini sohbetin yer aldığı sahneyi değerlendiren Kaplanoğlu, "Din, hayatın gerçeklerinden biri. Gelişen toplumda belki maneviyat zayıflıyor. Ama maneviyatın olmadığı sanatın biraz eksik kaldığını düşünüyorum. Sinemanın içerisinde manevi bir dil oluşturmaya çalışıyorum." dedi. Kaplanoğlu, sinemanın ilahi bir sanat olduğuna inandığını, bundan dolayı inançların da sinemada yer alması gerektiğini belirtti. Kaplanoğlu, filmlerinde İslam'dan Budizm'e tüm din ve inançları araştırarak yararlanmaya çalıştığını söyledi.
 

Edebiyat Haberleri