Mâzîdeki hatâlar bırak mazide kalsın,
Nefis, şeytan ve insan, bundan dersini alsın,
Üstüne çok gidersen kardeşini kırarsın,
Kırmak, dökmek değil de, muhabbet şiârımız.
Hep geriye bakıp da, hatalar yâd edersen,
Her an kusurlu görüp, onu da tard edersen,
Uhuvveti değil de, adaveti seversen,
Hani nerde kardeşlik, hıllet’ti şiârımız.
Suçlu bul sen nefsini, başkaları saymadan,
Al ayaklar altına, başkasına kıymadan,
Şahit etme kimseyi, duyurma ki duymadan,
Mukabil dualarla kardeşlik şiârımız.
Hak görse kardeşinde, iftihar etmek nerde?
Dertleriyle dertlenip, dermanın bulmak nerde?
Biliyorsun mahâret, nesh olmayan değerde,
Tefânî denen düstur olmuştur şiârımız.
Aynanın karşısında empati yap nefsine,
Kardeşini senden a’lâ, senden hoş görsün diye,
İhlâs Risalesi de, Üstadımdan hediye,
On beş günde bir defa, okumak şiârımız.
Kardeş kardeşe lazım, karındaştan da öte,
Dualar kardeşlerden, bağlıyız tek şirkete,
Vâ-bestedir hep haller ihlâs ve muhabbete,
Uhuvvet ve muhabbet, hasbîlik şiârımız.
Birimiz olsa şark’ta, birimiz kalsa garb’ta,
Hod-fürûş, benlik yok, tevazu var turab’ta,
Tercih etmek kardeşi, ücrette ve sevap’ta,
Mahviyet, masumiyet, Nurculuk şiârımız.
Fazla söze ne hacet, anlayanlar anladı,
Yeter bu ayrı-gayrı, tüm ihvanlar usandı,
Müstakîm kardeşlerin, tâ! ciğerleri yandı,
Hani sırr-ı tefânî, rûh-efzâ şiârımız.
Mâzîdeki hatalar
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.