Düşünüyorum da, mesela beden eğitimi diye bir ders mi olur.. Bırakın çocuklar istedikleri yerde istedikleri alanda spor yapsınlar.. Antrenörler pedagojik formasyona sahip olsunlar, tamam, teorik bilgi de verilsin, sağlık, tarih, teknik, o da tamam. Ama 19 Mayıs için gösteriye çıkacak çocuklara kültürfizik eğitimi ile sınırlı bir spor dersi için bu kadar insan kaynağı, fiziki mekan ve donanım israf.. Bu para spor kulüplerine verin ve onları denetleyin. Bizim çocuklarımız da haftada bir gün adamakıllı spor yapsınlar. İsteyen futbol oynasın, isteyen basketbol, isteyen atletizm yapsın. Aldıkları notları da karnelerine işleyin.. Kim ne kadar öğrenci yetiştiriyorsa o kadar kaynak aktarın onlara..
Belediyeler, vakıflar, dernekler, sendikalar, spor kulüpleri bu işe bir el atsınlar, okulların spor salonları da bu kuruluşlara devredilsin..
Din dersi de öyle.. Bu işi cemaatlere bırakın, siz denetleyin.. Vakıflar, mabedler bu ihtiyacı karşılasınlar. Müfredatı birlikte belirlersiniz..
Herkes dinini ve ana dilini de mesela, 20 kişilik bir sınıf oluşturuyorsa, okul binasında, değilse vakıf, dernek, sendika, belediye ve dil okullarının oluşturacakları sınıflarda isteyen Kürtçe’nin istediği lehçesini, Gürcüce, Boşnakça, Arnavutça, Süryanice, Keldanice, Aramice, Asurice, Ermenice, Rumca, Boşnakça, Arapça, İbranice hangi dili istiyorsa onu öğrensin ve devlet öğrenci başına bu kuruluşlara bir para ödesin. Müfredatı belirlesin ve notlarını karnelerine işlesin.. Bu proje ile Lüksemburg’da aslen Konyalı, orada yaşayan bir bankacı arkadaşın kızı lisede iken 7 dil öğrenmişti..
İsteyen elçilik ve konsolosluklarda açılan kurslara gider, büyük şehirlerde.. Ve kesinlikle öğrenim süresi içinde, mesela İSMEK gibi sertifika programlarına katılan kişilerin, mesela ebru, fotografçılık, tiyatro gibi kurs sertifikaları da diplomalarında yer alabilmeli.
Ben 7 senelik İmam-Hatip okulunu 9 senede bitirdim, 2 sene de Arap filolojisinde Arapça, Farsça ve Urduca okudum, İmam Hatibe başlamadan Kur’an-ı Kerim okumasını da biliyordum, buna rağmen ne Osmanlıcam doğru düzgün ne Arapçam.. 7 yaşındaki torunum Dubai’de yaşayor, Arapça, İngilizce Türkçe konuşuyor ya hu! “Ey Türk gençliği”nin Arapça’sını ezberletmekle olmuyor bu iş. “Ya eyyüheşşebabittürki” diyip kalıyorsunuz..
Dubai’deki akıl hastanesindeki 9 yaşındaki zeka özürlü çocuklar da Arapça konuşuyor..
Hiç olmazsa din ve etnik köken itibarı ile seçmeli dil derslerini okul dışına çıkartalım.. Devlet düzenleyici ve denetleyici olsun. İsteyen Zazaca, isteyen Gurmanço, isteyen Soranice öğrensin..
Kitap ve kültür piyasasını canlandırmak için de bir önerim var.. Talim terbiyenin belirleyeceği kitapları ders dışında okumak isteyen öğrenciler, okudukları kitabı özetleyen ve tanımlayan ev ödevleri yapsınlar, sınıf öğretmeni buna not versin.. Ayda bir kitap için, aldığı nota orantılı olarak devlet kitap parasını geri ödesin. 10 liralık bir kitabı okuyup özetleyen öğrenci 6 almışsa 6 lira alsın. 4’den aşağı almışsa, yeni bir kitap almadan önce o kitabla ilgili notunu yükseltsin.
Aynı şey, sinemaya, tiyatroya giden, fuara giden, müzeye giden öğrenci için de geçerli.. Bilet ya da fişini ödevine ekleyip sınıf öğretmenine verecek..
Arkası arkasına 3 etkinlikten iyi alan bir öğrenci, ayrıca bir yıllık dergi aboneliği kazansın mesela..
Buna benzer bir uygulama bazı Avrupa ülkelerinde deneniyor. Belediyeler, vakıflar, firmalar da bu kampanyaya destek veriyor..
Resim-müzik gibi sanat dersi bu sisteme entegre edilebilir.. İsteyen fotoğrafçılık, isteyen sinema ya da tiyatro dersi alsın..
Sayın bakan arzu ederse projeye ilişkin daha ayrıntılı bilgi verebilirim..
Bana kalırsa başbakanın açıkladığı şu e-kitap konusu da son derece hayati. Ancak bu konu sadece donanım sorunu değil, veri madenciliği gerekiyor.. Bunun için akademik envanter, beyin envanteri, işletim sistemi, sanal referans kütüphaneleri konusu var.. Tabii eğer bu konu ile ilgili karar vericiler için de arzu ederlerse düşüncelerimi aktarabilirim.. Bilgilerin spetial bir veri tabanı üzerinden zaman, mekan, tema birey koordinatlarında taranabilmesi, bilgilerin coğrafya ile ilişkilendirilebilmesi, asimetrik sorgulama yapılabilmesi, geriye dönük sorgulama yapılabilmesi gerek.
Bu konuda okulların altyapılarını korumaları için modeller geliştirilip, bu alanda yerli üretim için zaman tanınması belki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TOBB ile işbirliği yapılarak, bu konuda teknoloji ve proje desteği sağlanmalı ve bu dev yatırımın yerli yazılım ve üretimi için teşvik ve muafiyet sistemi geliştirilmelidir.. Eğer iyi bir model üretebilirsek bu sistem bölgeye de ihraç edilebilir.
Yeni bakan Ömer Dinçer’e yeni görevinde başarılar diliyorum. Bakanın şahsı ile ilgili beklentilerimin yüksek olduğunu belirtmeliyim, normal bir başarı başarı sayılmayacaktır. Selâm ve dua ile..
Yeniakit