MEB öğrenci ailelerine 'hayat' verecek

MEB, öğrenmeyi öğrenme, CV hazırlama, şiddet ve vandalizm ile mücadele, uyuşturucu bağımlılığından korunma, üreme sağlığı ve aile planlaması, atık piller, atık yağların zararları gibi birçok konuda kurs ve benzeri faaliyetlerin düzenlenmesi için illere ta

Hayat boyu öğrenmeye katılım oranları konusunda uzun vadede Avrupa'yı yakalamak için harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrenmeyi öğrenme, CV hazırlama, şiddet ve vandalizm ile mücadele, çocuk istismarı, çocukluk ve gençlik dönemi gelişim özellikleri, eğitim çağında çocuğu olan anne ve babalara yönelik bilinçlendirme, uyuşturucu bağımlılığından korunma, üreme sağlığı ve aile planlaması, atık piller, atık yağların zararları gibi birçok konuda kurs ve benzeri faaliyetlerin düzenlenmesi için illere talimat verdi.

81 il valiliğine gönderilen ve Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği'ne atıfta bulunulan yazıda, İl Hayat Boyu Öğrenme, Halk Eğitimi Planlama ve İş Birliği Komisyonu'nun olağanüstü toplanarak, hedefe ulaşmaya yönelik gerekli çalışma ve planları yapması istendi.

Yazıya göre, Türkiye'nin hayat boyu öğrenmeye katılım oranı 2011'de yüzde 2,9 iken AB ülkelerinde bu oranın 2010 ortalaması yüzde 9,1. AB bu oranı 2020 yılında yüzde 15'e yükseltmeyi hedefliyor. Türkiye'de ise 2015 yılına kadar hayat boyu öğrenmeye katılım oranında hedef yüzde 8 olarak belirlendi.

Oranlar nasıl hesaplanıyor?

Yazıda, hayat boyu öğrenmeye katılım oranının nasıl belirlendiğine de yer veriliyor. Buna göre, oranlar TÜİK tarafından uygulanan Hane Halkı İş Gücü Anketi mikro verisi kullanılaraK EUROSTAT tarafından hesaplanıyor.

Göstergenin hesaplanmasında 25-64 yaş grubunda olan ve son 4 hafta içinde yaygın eğitim programına katılanların aynı yaş grubuna oranı esas alınıyor.
Hayat boyu öğrenmeye katılım oranının hesaplanmasında ''Referans haftası ile biten son 4 hafta içinde herhangi bir özel ders aldınız mı veya örgün eğitim dışında bir eğitim programına veya yabancı dil, bilgisayar, biçki-dikiş, ÖSS, KPSS, AÖF kursuna katıldınız mı?'' sorusu yöneltiliyor.

Türkiye'de bu tür faaliyetlere 25-64 yaş grubunda olanların katılımı çok düşük. Geçen yılın verilerine göre, yaygın eğitim faaliyetine katılan toplam 4 milyon 549 bin 610 kursiyerin sadece 1 milyon 716 bin 971'i bu yaş grubunda yer alıyor.

Aile sağlığından sosyal uyum sorunlarına birçok konu

25-64 yaş grubunun demografik özellikleri ve hayat boyu öğrenme faaliyetlerine katılmama sebepleri de dikkate alınarak kısa süreli kurs, seminer, panel ve konferans gibi faaliyetlere öncelik verilecek.

Eğitimcilerin ve eğitim ortamının belirlenmesinde, üniversiteler ve sosyal ortaklarla işbirliği yapılarak eğitim kurumlarının konferans salonları, spor salonları ve diğer yerel imkanların ''Okullar Hayat Olsun Projesi'' kapsamında değerlendirilecek.
İl, ilçe, belde ve köylerde ihtiyaç duyulan seminer, kurs, panel ve konferans konularının öncelikli olarak verileceği ifade edilen yazıda, MEB'in önerdiği konu başlıkları şöyle sıralandı:

''Aile içi iletişim, aile olma, aile sağlığı, bebek-çocuk-ergen beslenmesi, çocuk istismarı ve ihmalini önleme, çocukluk ve gençlik dönemi gelişim özellikleri, eğitim çağında çocuğu olan anne ve babalara yönelik bilinçlendirme, ev kazalarına karşı alınacak önlemler, güvenli internet kullanımına yönelik veri bilinci oluşturma, medya okur yazarlığı, sağlıklı beslenme, sigara bağımlılığından korunma, sosyal uyum sorunları, şiddet ve vandalizm ile mücadele, tüketici hakları, uyuşturucu bağımlılığından korunma, üreme sağlığı ve aile planlaması, yaşlılık dönemi problemleri, atık piller, atık yağların zararları, geri dönüşüm ürünleri gibi çevre konularında eğitim, araştırma teknikleri, girişimcilik, görgü kuralları, iş hayatında iletişim, öğrenmeyi öğrenme, özgeçmiş (CV) hazırlama, stres yönetimi, bitki zararlıları ile mücadele, doğal afetlere karşı alınabilecek önlemler, tarım ile uğraşanlara yönelik bilinçlendirme.''

Haber7

Eğitim Haberleri