Temel Fen bilimlerinin temsil üst adıdır fizik.
Elektrik-elektronik, bilişim teknolojileri, makine, inşaat, mimarlık, kimya, biyoloji vs… cümlesi madde üzerindeki keşifler ve tasarruflardır.
Son zamanların moda deyimi İnnovasyon kavramı fizik alanında farklı kombinasyonlarda yeni keşiflerin yapılmasıdır
Tekerleğin icadıyla başladığı iddia edilen teknolojik gelişmelerin asıl başlangıç noktaları Peygamberlerin mucizeleridir.
Peygamber mucizeleri teknolojik gelişmelerin işaretini tetikleyicisi, hatırlatıcısı olup erişilemeyen zirve harikalardır. Yontma taş devri, cilalı taş devri tatminkâr bir analiz değildir.
Hazreti Süleyman’ın Belkıs’ın sarayını hazıra getirmesi mucizesi, görüntülü iletişimin zirvesidir ve henüz erişilebilmiş değildir.
Bizim Peygamberimizin (asm) mucizelerinin hiçbiri beşer imkânlarıyla gerçekleşmiş değildir. Zaten mümkün olsa mucize sayılmaz.
Konu mevzuu medeniyet.
İnsanların hayat şartlarını, yaşama biçimlerini, hayatın seyri içinde ortaya koyduğu davranış biçimleri, eserleri, insanın sosyal hayatında yer alan sanat, estetik, iftihar tablolarının cümlesi akla gelir. Sadece somut olarak vücuda gelmiş yapılardan ibaret değildir.
İnsanın inanç, düşünce davranış formları, müşterek kabul edilen değerleri, gelenekleri, hayatta önem ve öncelikleri, acılarının, zevklerinin hayata yansıyan tezahürleri medeniyet kavramının kapsamı içinde yer alır. Dahası da var…
Medeniyet neden fizikle eşitlenemez?
Fizik eşyanın keyfiyeti demektir. Eşyanın Yaratıcı tarafından konulan kanunların keşfine fizik bilimi diyoruz.
Eşya ve insan arasındaki münasebete yüklenen anlam tarihinin yaşanılan dönemine ait fikir vermektedir.
Eşyanın ismi bize Hz. Adem’e talim ettirilmiştir. Meleklerin niçin Hz. Adem’e (as) secde ettiğinin sırrı da buradadır.
Yani insanın meleklerden üstün olabilme potansiyeline sahip olabilmesinin sırrı meleklerden farklı olarak eşyanın isminin yaratıcı tarafından öğretilmesidir.
Eşyanın ismi eşyayı yaratanın isim ve sıfatlarının tecellisidir.
Eser, fiil, isim, sıfat, şuun ve Zat sürecinden yaratıcıyı tarif eden sürecin farkındalığı veya şuuru marifettir.
Eserden yaratının isim ve sıfatlarını, ilim, irade, kudretini idrak etmeye Marifetullah diyoruz.
Marifetullah sırrı anlaşılmadan medeniyet meselesi de anlaşılmaz.
Mânây-ı ismi ve mânây-ı harfi pencerelerinden bakış medeniyet tarifinde ayrışmadır.
Batı medeniyeti mânây-ı ismiyle, İslâm Medeniyeti mânâyı harfiyle eşyaya bakmaya dayanır.
Marifette mertebe medeniyette mertebe ile direk orantılıdır.
Demek ki medeniyet görünen âlem yapılan faaliyetler neticesi ortaya çıkarılan fiziki yapılardan eserlerden ibaret değildir.
Eserden müessire uzanan münasebetin kurulmasından hasıl olan anlayış, hayattan ne anlaşıldığının resmidir
İnanç ve değerlerin hal ve etvara yansımasıdır
Medeniyet, iftihar tabloları eserler, yapılanlar ve yaşananların toplamından çıkan hülasadır.
Fiziki yapıların içini dolduran bir ruh vardır. Arka planda müessir olan mânâyı seslendirir. O ses ile eşyanın ahengi medeniyet hakkında anlam yüklü mesaj verir.
İnsanın değeri ve tekâmülü marifetteki mertebesiyle bilinir.
“Kendini bilen Rabbini bilir” Marifetullah tarifidir. “Bilmek” deyince sayısız esma akla gelir.
Arif olan kişi esmaya mazhardır. Esmanın tecellilerini okur.
Arif-i billah yani Allah(cc) ı bilmek demek “İman-ı billah, Marifetullah, Muhabbetullah, İbadetullah, Muşahedetullah”ın demek olduğunu anlamaktır. İnsan-ı kâmil sürecidir.
Mahalli maksuda varmak için yola çıkan insan; iman, niyet, irade, karar, fiil, ısrar, sebat, metanet, itikat, salabeti netice veren bir hayat felsefesi medeniyet inşa etmiş ve ispatlamış demektir.
Hazreti Muhammed Mustafa (asm) bu teorik tarifi yapmaya çalıştığımız medeniyeti pratiğe geçirebilmiş rehberimizdir.
O’nun“Ben güzel âhlakı tamamlamak için gönderildim” sözü medeniyetin özüdür.
Fizik, kimya velhasıl umum eşya güzel ahlâk ikliminde şekillendiği zaman sahip olduğu ruhu ve dış görünümün arkasındaki güzellikleri de gösterir. Okuyabilene…