Resulullahın beldesi, Medine-i Münevvereye yine yolculuk başladı. Nurlu ve huzurlu şehire vasıl olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İşimizin gereği, umre için yollara düştük. Tabi çok iyi imkanlarla, Adanadan bizi uğurlayan umrecimizin oğlu bizi aradı, Medinede olduğumuzu söyleyince, biz daha Gaziantepe yetişemedik dedi. Atalarımız çok az sayıda, çok zor şartlarda, aylarca ancak gidebiliyorlardı.
Uçaklar çok rahat, ikramlar yapılıyor. On bin metre yukarıda Allahın misafirleri ile sohbet ediliyor. Yardımcı olunup, yol gösteriliyor. Suud Hava Alanları iyi dizayn edilmiş. Fazla beklemeden işlemler bitiyor. Yeni otobüsler hazır, rehber ile beraber bekliyor. Dört, beş yıldızlı otellerde, temiz ve iyi yemekler hazırlanıyor. Size kalan birkaç gününüzü doya doya ibadet ve zikirle geçirmektir.
Medinede her ibadet ve salih amelin sevabı bire bindir. Her gün Peygamberin huzurunda el bağlayıp, beraberinde bulunan Hz. Ebubekir ve Hz. Ömere de selam verip, getirdiği hakikatlere imtisal ettiğinizi, biatınızı tazelemek nevinden huzurunda duruyorsunuz. Nabinin dediği gibi, edep ve hürmetle, tevazu, tazarru ve niyazla, huşu ve hudu içinde bulunmanın huzurunu yaşamak ne kadar mutluluk verdiğini ancak yaşamakla anlaşılır.
Medine, hakikaten medeni bir yer. Sukunet ve sessizlik her tarafa hakim. Kavga, gürültü, bağırıp çağırma hiç yok. Herkes birbirine selam veriyor, dua ediyor ve yüzüne gülümsüyor.
Ezan okununca mescide koşuluyor.
Adeta cazibe gibi çekiyor. Otelde namaz kılmak veya eğleşmek mümkün değil. Ülfet peyda edenler, orada çokça bulunanlar belki de, sudaki balığın suyun kıymetini bilmediği gibi, o hazzı alamayan da olabilir.
Acaba bir daha gelebilir miyim, Resulullahın huzurunda bir daha durabilir miyim aşkı ile yananlar elbette binlercedir. Yarabbi! Bu ziyaretimiz son ziyaret olmasın. Tekrar, tekrar gelmeyi nasip et deyip göz yaşını dökenleri temaşa etmek devamlı mümkündür. İnsan, gözlerinde sicim gibi göz yaşı dökenlerin karşısında donup kalıyor. Hayranlıkla seyrediyor. Keşke bende bu haleti yaşayabilsem diyor.
Şu kısa ömürde, fani hayatta, başta Allahın rızasını kazanmak, Resulullahın şefaatine nail olmak her müminin en önemli düşüncesidir.
Gurubumuzla namazlardan sonra ziyarete gidiyoruz. Hep birden selam verip dua ediyoruz. Şefaat talep ediyoruz. Selam gönderen bütün kardeş, dost ve yakınlarımızın selamlarını o yüce makama tevdi ediyoruz. Onun ruh-u pakı bütün selamlardan elbette haberdardır, selamları alıyor, ümmetinin imdadına ahirette de yetişecektir.
Biz Onu şefaatçi yapıp, bütün, dert, sıkıntı ve kederlerimizi Allaha arz ediyoruz. Diyoruz ki Yarrabbi, bizi istikametle iman hakikatlarına hizmetkar kıl. İmanla dar-ı saadete gitmemizi nasip eyle amin.