Büyük hayali, Medresetüzzehra projesini gerçekleştirmek için ömrü boyunca çırpınan, her devirde ve ortamda bunu dillendirmekten ve tüm ayrıntılarına kadar; okutulacak dillerden, ders programlarına, gelir kaynaklarına, fiziksel şartlarına, merkezinden şubelerine yerleşim planlarını tasarlayan ve hazır bir iş haline getiren Bediüzzaman Said Nursi, hayalinin kırıldığı yerleri tekrardan düzenlemeyi ise daha hizmetin bitmediğini düşünen talebelerine ve zamanın hükümetlerine bırakmıştır.
Her geri dönüşünde yeniden bilenen bir hayaldir Medresetüzzehra..
Üstad’ın hayatında vücud bulamasa da, kardeşleri olan Medrese-i Nuriyeler zaman içinde bu hayali taze tutmuştur.
Medrese-i Nuriyelerden, Nur dersanelerinden, ders alan binlercesi Üstad'ın büyük idealinin bir parçası olmuşlardır.
Çoğu genç, memleket insanını buralarda tanımıştır; kültürler burada paylaşılmıştır... Diller, lehçeler, ağızlar buralarda kaynaşmıştır... ‘Büyük millet’ buralarda tazelenmiştir.
Hiç bir mecburiyet, zorlama olmadan, yalnızca imanını kazanmak ve dinini öğrenmek için toplanan bu gençler, kardeşi bildiği her bir genci kendisinden ayrı tutmamıştır.
İşte bu gençler ve ömrünün bir döneminde Medrese-i Nuriye’de Üstad’larından ders almış olanlardan, ‘şehadetnamelerini alıp her bir kıt’anın başına’ geçmeleri bekleniyor.
Anlaşılmayan bir kitap durumundan kurtarmak için, günlük dilde konuşan Nur talebelerine, görünür olmak düşüyor.
Metin üzerinden değil güncel üzerinden metnin açılımı gereklidir. (Metnin güncellenmesi değil, güncelin metne taşınması zorunluluğu...)
Bunun için ‘bugünün adamı’ nurculara her yerde ihtiyaç vardır.
‘Hatıra nurculuğu’ ‘güncel nurculuğa’ dönüşebilmelidir.
Elindeki risaleleri kimsenin manevi gücüne ihtiyaç duymadan okuyabilecek, anlayabilecek ve anlatabilecek özgür dimağlar aranmaktadır.
Bunlar yeni Türkiye'nin ve büyük İslam milletinin fecri sadıkını, meşhur baharını güne taşıyacak Said'ler olacaktır.
Ellerinde kırmızı kitapları, başları öne eğik gördüğümüz o gençlerin artık toplumun içine akması, insanların arasında her şekilde görünür olması bekleniyor.
Gettolaşma, koruma kalkanlarıyla yaşama dönemi bitmelidir.
Kendini ‘idealize’ etme devri sona ermelidir.
Sahada konuşmak gerekir ki; ‘okuduğumuz sözler, dillendirdiğimiz prensipler toplumda çalışıyor mu çalışmıyor mu’ bunu görmek gerekiyor.
Uygulanma performansı görülmeyen her teori çürümeye mahkumdur. Pratikte bunun ispatı gerekiyor.
‘Sen de buraya gel, bu güzelliklerden faydalan’ anlayışı Risale-i Nur mesleğini kapsamaz, Risale mesleği her yerde her ortamda görünür olmayı gerektirir. (Hapishaneler örneği...)
Her ortamda somut bir karşılığı vardır...
Güncel dinin tüm kapsamını yansıtır...
Medeniyetin her bir unsurunu içerir...
Fazileti çarşı'ya taşır...
Büyük Medresetüzzehra projesi, Medrese-i Nuriyelerin bu altyapısı üzerinden yükselmelidir.