Bir sonbahar gününde, kâinat ölümünde,
Doğunun bir ilinde yeşerdi tüm umutlar.
İlimizin Valisi, hürmetkâr ahalisi,
Aziz Üstad sevgisi, yayılmış dalga-dalga.
Toplandı Ehl-i İlim, rendeçlendi hakîkat,
Bazısı i’tidâlli, bazısı eder feryâd.
Ne zaman uyanacak, bu Millet-i Merhûme,
Ne ile dur denecek, serdedilen bu zulme.
Nurun Hakîkatleri, reçetedir maraza,
Geçiyor vakti artık, korkarım olur kaza.
Kulak verin sözüne, şu Garîbü’z-zamânın,
Reçetesi dermandır, Üstad Bediüzzamanın.
“Ben acele ettim, geldim kışta, sizler ise;
Cennetâsâ bir baharda, cana geleceksiniz.”
İttihad-ı İslâm için, iki ilmi ikmâl için,
Medrese tahsiline Van’a geleceksiniz.
Ekilen Nur tohumu, çiçek açtı zeminde,
Hizmetler cûşuhurûş, ma’kestir değerinde.
Vicdanın ziyası, Din ile; pür-nûr olur,
Aklın Nuru; Fünûn ile; Medeniyeti bulur.
Medresetü’z-Zehrâ’lar, acilen kurulmalı,
Cehaletin önüne, set olup durulmalı.
Yüz senelik bir hayâl, artık gerçek olmalı,
Bu Millet dertlerine, orda derman bulmalı.
Horhor’da kuruldu Medresenin ilk numunesi,
Hoca olarak yükseldi; Üstadımın gür sesi.
Medresenin kitaplarını te’life başlar,
Münâzarât, Muhâkemât, İşârâtü’l-İ’câz’lar.
Burdaki kelimeler, remzli bir şifredir ki;
Külliyatın neşriyle; tek-tek açılmağa başlar.
Müfredâtı mündemic, içinde Külliyâtın,
Ehl-i İlim mâbeyninde, olmalı tanzîmâtın.
Akılla kalp, mezc olursa, doğar şems-i hakîkat,
Bu Nurdan mahrum iken; Analar eder feryâd.
Irkçılık belâsı def’, İttihad-ı İslâm bes,
Bölücülüğe teşne olmak; beyhude heves.
Van Kalesi çiçek açtı, Horhor suyu coştu-taştı,
Henien leküm, sadâları; tüm cihana ulaştı.
Öyle bir ictimâ’ ki; gıpta eder melekler,
Gâye Allah rızası; revâc bulsun Hizmetler.
Saffı evvel Ağbeyler, otururlar en başta,
İttihad-ı Nuriye, fikri şimdi revâcta.
Yeğin’i, Badıllı’sı, Fırıncı ve Kırkıncı,
Akyıl’larla birlikte, sona erecek sancı.
Bu güzel teşebbüsler, gerçek olacak bir gün,
Cennetâsâ bir bahar, bize gelecek bir gün,
Birlikte mezc olarak, halay çekecez o gün,
O günlere az kaldı, birlik vaktidir bu gün.