Medya, ayrımcılığı insanlık suçu olarak özümseyemedi"

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Türkiye'de iki insanlık suçunun medya tarafından özümsenemediğini belirterek, bunların ayrımcılık ve nefret olduğunu söyledi.

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 62. yılı etkinlikleri dolayısıyla Hakimevi'nde bir panel düzenlendi. Panelin öğleden sonraki oturumunda konuşan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı bilgi edinme hürriyetinin en temel insan hakkı olduğunu vurguladı. Dumanlı, Türkiye'de iki insanlık suçunun medya tarafından özümsenemediğinin altını çizdi. Bunlardan birinin ayrımcılık olduğunu söyleyen Dumanlı, "Bunun ne olduğunun bilindiğini düşünmüyorum. Suç olmaktan ziyade etik bir problem olduğu düşünülüyor. Halbuki en büyük insanlık suçu ayrımcılıktır." dedi. Ayrımcılığın çok sayıda çeşidi bulunduğunu belirten Dumanlı, "Bir meslektaşım, 'gazetenizde başörtülü muhabir çalıştırır mısınız' sorusuna, 'ne münasebet, gitsin Yenişafak'ta çalışsın' dedi. Dünyanın herhangi bir yerinde bu ifadeye savcılık soruşturma açardı." diye konuştu.

Medyanın özümseyemediği bir diğer insanlık suçunun ise nefret olduğunu dile getiren Dumanlı, insanların nefretini körüklemenin suç değil haddini aşma olarak görüldüğüne dikkat çekti.

"28 ŞUBAT'TA MEDYA OPERASYONEL GÜÇ OLARAK KULLANILDI"

Bir dinleyicinin ayrımcılık, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti ve 28 Şubat sürecinde medyanın tutumuyla ilgili sorusu üzerine Dumanlı, tüm bunların Türk medyasının sabıkası olduğunu dile getirdi. Dumanlı, "Suçlu şudur demiyorum, ama bugün toplumsal kutuplaşmada bile tüm televizyonların, tüm gazetelerin bir hatası vardır." dedi.

28 Şubat'ta medyanın bir operasyonel güç olarak kullanıldığını söyleyen Dumanlı, şöyle devam etti: "Adeta postmodern darbenin ayak sesleri medya tarafından duyurulmuştur. Keşke olmasaydı. Bugün bile pek çok meslektaşımız 'keşke bu işlere alet olmasaydık' diyor, ama iş işten geçti. Hiç olmazsa bundan sonra bir kısım psikolojik harp taktiklerinin esiri olmasak."

PROF. DR. ATAY: KAMU KUDRETİNİN KULLANILDIĞI HER YERDE İHLAL BAHSE KONUDUR

Panelin moderatörlüğünü yapan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ender Ethem Atay, Türk Anayasası'nın insan hak ve hürriyetlerini pozitif hukuk anlamında tanıdığını; bazı ihlallerin de olabileceğini kabul ettiğini söyledi. Kamu kudretinin kullanıldığı her yerde insan hak ve hürriyetleri ihlalinin bahse konu olduğuna dikkat çeken Atay, "İhlallerin sistematik hale getirildiği ve yapanlar hakkında bir şey yapılmadığı durumlarda sorunların başladığını söylemek mümkündür." dedi.

Adıyaman-Kahta Kaymakamı Coşkun Açık, il ve ilçe insan hakları kurullarının yapısı ile ilgili bilgi verdi. Açık, insanların bilgilendirildiğinde haklarını aramaya başladığına dikkat çekti

İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan, ayrımcılığın sona ermesi halinde Türkiye'de olumlu gelişmeler yaşanacağını aktardı. Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, ayrımcılık hukukunun oluşturulması gerektiğini belirtti.

Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen ise "2004 yılında işkenceye sıfır tolerans ilkesi benimsenmişti. Son zamanlarda bu eksiye bile düştü." diye konuştu. İnsan haklarının ithal değil, yitik bir mal olduğunu dile getiren Taşkesen, "Onu da bulmaya başladık." ifadesini kullandı.
Zaman

Sosyal - Medya Haberleri