İnsanın bir hayır, bir de şer yönü vardır.
İnsanın manen nihayetsiz yükselme ve gelişme kabiliyetine sahip olması, (“alay-illiyin”) onun hayır yönünü temsil eder.
İnsanın nihayetsiz gerileme ve alçalma kabiliyetine sahip olması, (“esfel-i safilin”) onun şer yönünü temsil eder.
İnsan bu dünyada ya hayrı ya şerri tercih eder.
Hayrı tercih edenler dünyada iyiliğin, adaletin hakim olması için gayret gösterirler.
Şerri tercih edenler menfaatleri için her türlü haksızlığı, zulmü ve adaletsizliği meşru görürler.
İnsanlığın şer yönünün hayır yönünün önünde yol almasının sonucu olarak, bitmek bilmeyen menfaat hırsı ve doymak bilmeyen nefsi arzuları günümüze kadar hiç değişmedi.
İnsanın şer yönüne mağlup olarak bugününden yeryüzüne adım attığı ilk gününe doğru geri dönüp baktığımızda utanılacak, kendi yanlış inancı doğrultusunda büyük vahşetleri işlediğini, hayatı yaşanmaz hale getiren çok kötü, çirkin şeyleri yaptığını görürüz.
Tarih boyunca şerrin temsilcileri zalimler hep var olmuş, mazlumlar, masumlar da zalimlerin zulümleri altında inlemişlerdir; fakat bu inleyiş, kanlı gözyaşları, çocukların gözlerinden dökülen korkulu bakışlar, zalimlerin, katillerin sonunu da getirmiştir.
Bu vahşetler günümüzde de hala devam ediyor.
7 Ekim 2023’ten beri Gazze’de yaşanan vahşeti, soykırımını izliyoruz. Dünya katliamı izliyor.
Dünya tarihinde en büyük vahşet, en büyük şer, en büyük kötülük, en büyük zulüm, en büyük çirkinlikler yaşanıyor, Gazze’de…
Gördüklerimiz hangi hukuka, hangi insan haklarına, hangi ahlaka, hangi vicdana sığar bileniniz var mı? Uluslararası İnsan hakları hukukuna göre Gazze’yi nasıl açıklayacaksınız. Hukukta soykırımı yapmak, bebekleri öldürmek var mı? Lütfen hukuk kitap sayfalarında kalmasın. Hukuk uygulanmak için vardır. Gazze’de insanlık suçu işleniyor. Katiller katliam yapıyor. Katil cezasız mı kalacak?
Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi niçin görevini yapmıyor?
Katil İsrail hedefine ulaşmak için (Arz-ı mev’ûd) her türlü vahşeti kafasına koymuş.
Büyük bir soykırım operasyonu yürütülüyor.
Bu operasyonda her türlü vahşeti yapmak meşru, bunu ibadet sayıyorlar.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın "İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz" diyor.
Kendileri dışındakileri hayvan gibi gören zihniyet, ölümden çok korkar, ölümü temenni etmezler.
De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (cennet) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!” Bakara Suresi 94. Ayet.
Siyonist zihin dünyasına göre; kendilerinden olmayan insanlar sadece kendilerine hizmet için yaratılmıştır. Hizmetçiye her türlü zulümu yapabilirim anlayışı hakimdir. Bundan dolayı İsrail,
Çocuk mu, yaşlı mı, kadın mı, sivil mi, masum mu? Hastane mi, cami mi, kilise mi, okul mu, kreş mi, fırın mı, market mi, pazar yeri mi?... Hıristiyan mı, Müslüman mı? Bakmıyor! Vuruyor! Yakıyor! Yıkıyor! Gazze’de taş üstünde taş kalmadı. Sanki yıkıcı bir deprem olmuş.
İnsanlar ölüyor. Bebekler, çoluk çocuk ölüyor. Kadın yaşlı ölüyor. Gazze yok oluyor.
Gazze’li çocuk dünyaya sesleniyor “Neredesiniz? Ölüyoruz ve sizler bizi izliyorsunuz.
Gazze’de, kelimenin tam anlamıyla büyük bir yıkım ve toplu katliam gerçekleştiriliyor. Sağ kalan acı, koku içindeki Filistinliler “ya öl ya da Filistin’i terk et” gibi korkunç bir tercihle karşı karşıya bırakılmış durumda.
Gazze’de insanlık ölüyor…
Amerika, Batı dünyası ne yapıyor. İsrail’in yanındayız diyerek. En büyük savaş gemilerini, uçaklarını gönderiyorlar. İsrail’e gelip katliamın sorumlusu ile kucaklaşıyorlar. Vahşetin kutlamasını yapıyorlar. Yanındayız diyorlar. Niçin? İki buçuk milyonluk Gazze’yi işgal etmek için. Bölge ülkelerine gözdağı vermek için. Menfaatlerini korumak için, doğu Akdeniz’deki, Gazze kıyılarındaki doğalgaza çökmek için, menfaatleri için Gazze’yi kan gölüne çeviriyorlar. Çünkü bu insi şeytanlar menfaatleri için her şeyi mubah sayarlar. Ateşkesten, barıştan, insan haklarından söz eden yok. İnsanlık, vicdan, merhamet, şefkat ölmüş… Gazze’nin suyu, elektriği, gazı, kesilmiş, gıda girişleri engellenmiş. Gazeliler zaten ölüme terk edilmiş. Bu da yetmiyormuş gibi denizden, karadan, havadan bombalanıyor. İnsanlık suçu işleniyor. Soykırımı yapılıyor. Dünya tarihinde görülmemiş zulüm yaşanıyor. Sosyal medyadaki görüntülere bakmaya insanın vicdanı elvermiyor. Bunu insan olan yapamaz diyoruz.
Katil İsrail’in ve yanında olan ülkelerin liderlerinin, hükümetlerinin vicdanları ölmüş, insanlıklarını yitirmişler. Tarih onları nefretle anacaktır.
Küfür ve inkar devam edebilir ama zulüm sonsuza kadar devam etmez. Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur.
İnsanlığın vicdanı kazanacak
İnternet hayatı dijitalleştirerek, sınırları kaldırarak dünyayı bir köy haline getirmiştir. Köydeki, bütün insanlar Hz. Adem (as)’in çocuklarıdır. Adem’in çocukları sosyal medyada görüşlerini dile getiriyorlar. Artık eskiden farklı olarak sesini çıkaran vicdanlı insanlar var. Amerika’da, Batı dünyasında, dünyanın her yerinde sosyal medyanın da gelişmesiyle birlikte yüksek sesle vahşetler, zulümler karşısında itirazını dile getiren insanların sayısının arttığını sosyal medyadan izliyoruz.
Bütün engellemelere, yalan haberlerle insanların yanlış bilgilendirilmelerine rağmen dünyada vicdanın uyandığını görüyoruz. Güneş balçıkla sıvanmaz.
Z kuşağı vicdanlı, sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar, çok etkililer. Katil İsrail’in çocukları öldürmesinin önüne geçileceğine inanıyorlar. İsrail’e tepkileri sosyal medyada çığ gibi yayılıyor.
Vicdan insanın iyilik yönünü temsil eder. Vicdan iyilikten, hukuktan, adaletten, merhametten yanadır.
Vicdan Allah tarafından kişinin içine yerleştirilen, iyiyi kötüden ayırt etmeyi sağlayan bir güçtür. Vicdanlı insan, iyilik etmekten lezzet alır, kötülükten de elem duyar.
Vicdanın dini olmaz. Vicdanı silahla yok edemezsiniz.
Vicdanını dinleyen zalimin karşısında, mazlumun yanında olur.
Vicdanlı insan haklı olan güçlüdür der.
Başta Müslüman ülkeler olmak üzere, Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da, Avusturya’da, Belçika’da, Hollanda’da, Venezuela’da, Kolombiya’da, İtalya’da, Hindistan’da, Avusturalya’da, Brezilya’da… daha birçok ülkede vicdanının sesini dinleyen halk Filistin’e, Gazze’ye destek, İsrail’e nefret yürüyüşleri, mitingleri yapıyorlar. Bu mitingler, yürüyüşler her gün genişleyerek çığ gibi büyüyerek devam ediyor. Dünya kamuoyu vicdanının sesini dinliyor. İsrail katlediyor, vicdanlar direniyor...Günün sonunda vicdan kazanacak.
Gazze’de vahşetin durması, ateşkesin sağlanması için, Filistin’e, Gazze’ye destek, İsrail’e nefret yürüyüşlerini, mitinglerini yapan halk, kendi devletlerini İsrail’e karşı ekonomik, askerî ve siyasî ambargo uygulamaya zorlamalıdırlar. Bu zorlamaların işaretlerini sosyal medyada görüyoruz.
İspanya'da Sosyal Haklar Bakanı İone Belarra, Avrupa ülkelerine "İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesme, silah ambargosu ve ekonomik yaptırım uygulama" çağrısı yaparak "Harekete geçelim. Soykırımı durdurmak halen mümkün" diyordu. Gazze’de planlı bir soykırımı yürüten, siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde savaş suçlarından soruşturulması çağrısında bulunuyordu.
Türkiye başta olmak üzere, dünyada birçok ülkenin liderlerinin, milletvekillerinin de vicdanlarının sesini dinleyerek, vahşetin durması, çocukların öldürülmesinin durması, ateşkesin sağlanması için çırpındıklarını görüyoruz.
Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) önünde toplanan binlerce kişi, İsrail'in Gazze'deki saldırıları nedeniyle savaş suçu işlediğine ilişkin soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.
Vicdanlı katılımcılar, "Filistin için Adalet, UCM nerede?" ve "UCM, senin için öldürmek ne zaman yeterli olacak?", "Gazze'deki çocuklar için adalet", "Bu bir savaş değil soykırım" yazılı dövizler taşıyarak mahkemenin görevini yapmasını istediler.
"ABD’nin başkenti Washington DC’de bir araya gelen Yahudiler, ABD Kongresi’nde oturma eylemi düzenleyerek, İsrail ve Hamas arasında ateşkes çağrısında bulundu. “Ateşkes şimdi” sloganı atan göstericiler, Gazze’de ateşkes ilan edilene kadar Kongre’den ayrılmayacaklarını söyledi. Daha sonra polis, göstericileri binadan çıkartmaya çalıştı. "
Katil İsrail’in yaptıklarından bütün Yahudiler sorumlu tutulamaz. Zulüm kararlarını kimler alıyorsa, vahşeti kimler işliyorsa sorumlular onlardır.
Dünya genelinde vicdanlarının sesini dinleyen ünlü isimlerin, sanatçıların, futbolcuların… Filistin'e destek mesajlarını sosyal medyadan okuyoruz.
Hollywood'un 76 vicdanlı ünlü ismi, İsrail'in Gazze'deki katliamı devam ederken yazdıkları ortak mektupla, ABD Başkanı Joe Biden'ın "Gazze'de ateşkes" çağrısında bulunmasını istedi. Mektupta özetle.
"…ABD'nin acılara son vermede hayati bir diplomatik rol oynayabileceğine inanıyoruz ve ABD Kongresi, UNICEF, Sınır Tanımayan Doktorlar, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve diğer pek çok kurumdan sesimizi duyuruyoruz. Hayat kurtarmak ahlaki bir zorunluluktur. UNICEF'in sözlerini tekrarlamak gerekirse, 'Merhamet ve uluslararası hukuk üstün gelmelidir.
Bu yazının yazıldığı an itibariyle, son 12 günde Gazze'ye 6 binden fazla bomba atıldı; bu da her 15 dakikada bir çocuğun öldürülmesiyle sonuçlandı. Oradaki tüm insanlar ve onların dünyadaki sevdikleri için çektiğimiz acı ve yasın ötesinde, ortak insanlığımızı savunmak için sarsılmaz bir iradeyle motive oluyoruz. Tüm insanlar için özgürlük, adalet, onur ve barıştan yanayız ve daha fazla kan dökülmesini durdurma yönündeki derin arzumuzdan yanayız…"ifade ediliyordu. İşte vicdanın sesi.
UEFA Şampiyonlar Ligi E Grubu üçüncü maçında İskoç ekibi Celtic sahasında İspanya takımı Atletico Madrid'i konuk etti. Maç öncesi Celtic Kulübü, taraftarlarından İsrail - Filistin ile alakalı hiçbir pankart, bayrak veya sembolü stada getirmemelerini istemişti. Taraftalar kulübün çağrısını dinlemeyerek bu karşılaşmada da Filistin bayrakları açarak Gazze'ye desteklerini yinelediler. Taraftarlar, "Yürü, yürü; yüreğindeki umutla; ve asla yalnız yürümeyeceksin!" sloganları attı. Celtic’in taraftarları Filistinli değil ama vicdanlı.
Fransız devi Marsilya taraftarları da, UEFA Avrupa Ligi'ndeki AEK maçı öncesi Filistin bayrağı açarak Gazze’ye destekte bulundu. Mağduru, mazlumu, soykırımına uğrayan Gazelleri desteklemek için vicdanlı olmak yeter.
İnsanlığını kaybetmeyen sonunda vicdanını dinleyecektir. Yakında İsrail’de de Amerika’da yaşanan kongre baskını benzeri veya savaş karşıtı eylemleri görebiliriz. Ben sağduyulu İsrail halkının vicdanının sesini bir gün dinleyeceğine inanıyorum. Dinlemeye de başladılar.
ABD medyasına konuşan İsrailli gazeteci Amira Hass, canlı yayında Gazze halkı için ağladı: İşte vicdanının sesini dinleyen, İsrailli gazeteci. Vicdanlı olanın gözünü kapatamazsınız. O doğru ile yanlışı, yalanı ayırt eder.
Gazze halkının soykırıma uğramasına Batılı ülkelerin ses çıkarmamasına isyan eden Hass, "Bu korkunç katliamı durdurmak için hiçbir şey yapmadan nasıl durup kenardan izleyebiliyorlar?" sözleriyle tepki gösterdi. "Gazze'de 2 milyondan fazla kişi acı çekerken burada sadece oturup konuşmaya bile tahammül edemiyorum. Şu an orada yaşananları hiçbir şey haklı gösteremez." İfadelerini kullanan İsrailli gazeteci gözyaşlarına hakim olamadı.
"Benim ödediğim vergiler, Gazze'de bir Filistinlinin daha katledilmesi için kullanıldı. Bunu anlatabilecek bir kelime gerçekten yok" diyen Hass'ın bu sözleri sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. (https://video.haber7.com/video-galeri/253420-israilli-muhabir-canli-yayinda-gazze-halki-icin-agladi)
Bugüne kadar olduğu üzere, belki daha yüzlerce binlerce Filistinli, Gazzeli şehit olacak, ancak Siyonist ve emperyalistlerin beklediği gibi, Filistin halkının direnci kırılamayacak. Filistin özgürlüğüne kavuşacaktır. Kazanan insanlığın vicdanı olacak. Vicdan vahşeti yenecek.
Vahşet kaybedecek, yalan kaybedecek, hırsızlar kaybedecek, kötülük kaybedecek, zulüm kaybedecek, Firavunlar kaybedecek, öldürenler kaybedecek…
Sabır kazanacak, vicdan kazanacak, hukuk kazanacak, adalet kazanacak, şefkat kazanacak, merhamet kazanacak, iyilik kazanacak, şehitler kazanacak…
Bu dünya hikmet dünyasıdır. İlahi adalet bir gün tecelli edecektir.
“Biz zalimleri mutlaka yok edeceğiz.” Diyor Rabbimiz.
Ben insanım diyenler, iyiliğin ve vicdanın yolunda yürürler. Hakiki insanlık İslamiyet’tir.
"Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır!" diyor, Ahirzaman Müceddidi.
Her gecenin bir sabahı vardır. Sabah yakındır inşallah…