Târih yazan bir milletin yıldızı yeniden yükseliyor. Bir ara tökezleyip yere yığılmış ve medeniyet yarışından kopmuştu. Doğrulup ayağa kalkması biraz sürdü fakat ayağa kalkıyor.
TEKNOFEST, Teknoloji ve Havacılık Festivalinin resmi açılışı bugün yapıldı. Ülkemizin başta havacılık ve savunma olmak üzere, çeşitli bilim ve teknik alanlarındaki faaliyetlerinin ileri teknoloji imkânlarıyla donatılmış yeni ve tâze meyvelerini şu günlerde İstanbul Yeşilköy Havaalanında göğüslerimiz kabararak ve memnuniyetle seyrediyoruz.
Aselsan, Havelsan ve Roketsan gibi askeri ve savunma alanlarının başat oyuncuları ile ayrıca Üniversitelerimizin eğitimden, insansız tarıma, havacılıktan, akıllı ulaşıma, sağlıktan çevreye, haberleşmeden güvenliğe, animasyonlardan yapay zekâ yazılımlarına kadar çok çeşitli alanlarda bazısı da ödüle lâyık görülmüş teknik ve bilimsel çalışmaları öğrenci takımlarıyla görücüye çıkarılmış. Sunum ve tanıtımlarını yapan öğrencilerin heyecanı ise görülmeye değerdi.
Festivalin yıldızları elbette Ülkemizin medâr-ı iftiharı, göklerin çelik kanatlı kartalları ve yeni fâtihleri olan, silahlı kuvvetlerimizin gücüne güç katan Kızılelma, Akıncı SİHA, yerli helikopter Gökbey, yerli tankımız Altay ve ilk yerli otomobil TOGG idi.
Büyük çoğunluğu öğrenci olan onbinlerce ziyaretçi, bu topraklarda yaşayan insanımızın teknik kapasitesinin, aklının ve emeğinin, dünyanın çok haklı takdirine mazhar olan şaheserlerini ilgiyle ve hayranlıkla izliyor.
Artık gençlerimizin önünde vasıfsız sanatçı müsveddeleri, popçularla topçulardan başka örnek alacakları mucitler, araştırmacılar ve bilim insanları var. Sevinçliyiz. Bu sanayi ve endüstri alanları gelişip genişleyecek. Dolayısıyla, bunun sonucu olarak ticâri ilişkiler artarak devam ederse Ülkemizin refahını yükselteceğini ümid ediyoruz.
Ya gökyüzündeki şölene ne demeli! Hava Kuvvetlerimize ait SoloTürk Yıldızları Akrobasi Takımının hârika gösterisi akıllarımızı aldı. Bazen takım halinde, bazen tek veya ikili olarak nefes kesen alçaktan uçuşlarla târifsiz güzellikler yaşattılar.
Bu faaliyetler artarak devam etmeli ve etsin. Evet, mutlaka etsin. Çünkü bu millet târih sahnesine bir daha çıkmaya hazırlanıyor; Târihi mirâsı olan kültürüyle, medeniyetiyle ve mâzisindeki mefâhirinden aldığı güçle ve bugün de yaptığı işlerin heyecanıyla, uygarlık yarışında kaldığı yerden târih yapmak ve yazmak için.
Tarih boyunca hiç bir emek ve çaba karşılıksız kalmamış, bundan sonra da kalmayacaktır. Sen ok'u at, o hedefini bulacaktır. Gitmez ise, şâirin dediği gibi "hedefe varmayan mızrak utansın." Ve yine şâirin diliyle "Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya!"
Bu gayretlerin, göz nuru emek ve alın terin şu müjdenin habercisidir:
"Doğacaktır sana va'dettiği günler Hak'kın
Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın."