Anglikan Kilisesinden Meşihata Gönderilen Soruların Perde Arkası

Mehmet Selim MARDİN

Birinci dünya savaşının sona ermesinden sonra Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf devletleri arasında 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından 14 gün sonra 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul ilk kez işgal edildi. Stratejik yerler kontrol altına alındı ancak yönetime karışılmadı.

İşgalden sonra geçen beş hafta sonra ise 21 Aralık 1918’de İngiliz Devletine bağlı Anglikan kilisesinin Yardım Komisyonu ikinci bölüm kâtibi Arthur Boutwood tarafından kaleme alınan ve Meşihat makamına hitaben yazılan bir mektup gönderildi. Mektupta İslam’ı anlatan güvenilir bir kitap, tanınmış bir şahsiyet tarafından yazılacak ve bu kitap Anglikan Kilisesi kütüphanesinde özel yerde konulacaktı. Kitap dört sorudan oluşturulacak ve soruların cevapları 30 bin kelime olacaktı. Daha sonra gönderilen mektupta cevapların genişletilerek 50 bin kelimeye kadar çıkarılması istenmişti. Ancak günümüze kadar İstanbul'daki Meşihat arşivlerinde orijinal İngilizce mektubun hiçbir nüshası -İngiltere Kilisesi arşivlerinde veya mektubu gönderen adamın, Arthur Boutwood adlı bir İngiliz kamu entelektüelinin, özel belgeleri arasında- hala ortaya çıkarılamadı.

Boutwood'un kitap talebi Osmanlı dini kurumu olan Meşihat tarafından iki nedenle ciddiye alındı: Doğrudan Anglikan Kilisesi'nin kendisinden geldiği zannedildi ve İngilizlerin İstanbul'u işgalinin başlangıcına rastladı. (1)

Mektubun İngilizceden tercüme edilen ve 12 Eylül 1919 tarihinde Alemdar gazetesinde Ahmed Rasim Avni tarafından yayınlanan tam metni şöyle:

Kudsiyyetmeab

İngiltere Kilisesi dahilinde bir cemiyet-i diniye olan Din Matbuat Heyeti halkın irşad ve talimi için (30000 kelimelik) bir küçük kitaplar kütüphanesi hazırlamaktadır. Beni de bu kütüphaneye tâbi tâyin etmiştir. Şarkın ehemmiyet-i dîniye ve siyâsiyesinden dolayı kütüphane için edyân-ı şarkiyeye (şark dinlerine) dâir yeni bir silsile-i kütüb (kitap serisi) tanzim etmekteyim. Bir iki istisna ile bu kitaplar o edyanın (dinlerin) salikleri (mensupları) tarafından yazılacaktır, onlarda şark kendi sesiyle garba hitab edecektir. Silsile hakkında salahiyetdar eller faaliyettedir. Fakat ben Muhammediliğe dair bir kitap hakkındaki talebimi İslam’ın diyar-ı merkeziyesiyle posta muvasalası (ulaşımı) tekrar açılıncaya kadar tehir ettim.

Bizde Muhammediliğe dair zaten birçok kitap vardır. Onların ekserisinde her nasılsa garb, şark için söz söylüyor. Bir kısmı vâkıâ şarklı kalemler tarafından yazılmışsa da fakat asl-ı ananeye vakıf olmayıp en asrî bir hırsla zihinleri doldurulmuş kimseler tarafından kaleme alınmıştır. Benim istediğim kitapta İslam’ın salahiyetdar sesiyle şark kendisi için söz söylemeli. Muhammediliğin şimdiki cihanın ihtiyacat ve mesailini bilip hesaba katan sesini bir mutekidin fikir ve itikadında olduğu gibi bir tasvirini istiyorum.

1-Peygamberin dini nedir?

2-Bu dinin fikir ve hayatta hisse-i iştirâki nedir?

3-Zamanımızın mezahim-i mütenevviası (çeşitli sıkıntıları) için çaresi nedir?

4-Şimdi cihanı daha iyi yahud daha fena bir hale getirmekde olan kuvva-yı siyasiyye ve maneviye hakkında diyeceği nedir?

Cevap verilmiş görmesini isteyecek olduğum meseleler işte bunlardır. Zat-ı kudsiyyet meâbınız böyle bir kitabın ehemmiyet-i diniye ve siyasiyesinin nasıl büyük olduğunu nazra-ı ûlâda (yüksek görüşlerinizle) temyiz edecek ve ümid ederim ki benimle birlikte şöyle düşünmeye muvafakat eyleyecekseniz ki, bu kitap asıl anane-i dîniye nazarından yazılırsa daha faideli olacak ve bu ananede salahiyetdar olan zat tarafından yazılırsa daha müessir olacaktır.

Bütün bunları mukaddeme yaparak en ihtiramkarane bir ricamın arzına müsaade buyurulmasını istirham ederim ki zat-ı kudsiyyetiniz matlub olan kitabı kalem-i fazılane-i zatiyelerinden bana inayet buyursun.

Nâmımın sizce malum olduğu zannına cesaret edemeyeceğim cihetle asarımdan bazısının bir listesini leffen (ilişikte) irsal etmeyi ihtiyar ediyorum. İmzamı atmaya bana müsaade ediniz.

Muhlis-i pür ihtiramınız Arthur Bouthwood

***

Ayrıca aynı mektup tercümesi Eşref Efendizade Şevketi’nin “Say Ve Sermaye Mücadelatının Dinen Suret-i Halli” isimli (Matbaa-i Osmaniye, 1342) adlı eserinde de yer almıştır. (2)

Şeyhulislam Haydarîzâde İbrahim Efendi sorulara cevap verilmesi için Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye heyetini görevlendirmiştir. Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye heyetindeki üyeler konuyu çok ciddi bir şekilde takip ederek kısa aralıklarla altı defa toplantı yaparak takip edilecek metotlar üzerine kararlar almışlardır. Ayrıca kurum dışından da Anglikan kilisesine cevap teşkil eden çalışmalar da yer almıştır.

Bu konuda yapılmış olan çalışmalar şunlardır.

1. İzmirli İsmail Hakkı “El Cevabu’s-Sedid fi Beyan-i Dini’t-Tevhid.”

Yazılış sürecini yukarıda anlatmış olduğumuz İzmirli İsmail Hakkı'nın bu eseri 1339 yılında Ankara’da basılmıştır. Eser Tetkikat ve Telifat-ı İslamiye neşriyatı arasında yayınlanmıştır. 278 sayfadan oluşan bu çalışma, Anglikan Kilisesi’nin sorularına kapsamlı bir cevap niteliğindedir.

12 Eylül 1919 tarihine Alemdar gazetesinde yayınlanan Anglikan Kilisesinin mektubu

2. Abdülaziz Çaviş “el-Ecvibe Fi’l-İslam An Es’ileti’l Ancilikiyye”

Şeyh Abdülaziz Çaviş Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti döneminde İslam Tetkikleri ve Telifleri Kurulu başkanlığını yapmış Mısır kökenli bir âlimdir. İzmirli İsmail Hakkı Efendinin, Anglikan Kilisesine cevap mahiyetinde yazmış olduğu eseri, Abdülaziz Çaviş’in başkanı olduğu bu kurula havale edilmiş ve onay almıştır. Abdülaziz Çaviş, bu kitabı, Arapça olarak yazmıştır. Eser Arapça kitap şeklinde yayınlanmamıştır. Eser bazı bölümler halinde Sebilürreşad mecmuasında yayınlanmış ve Mehmet Akif tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

3. Milaslı İsmail Hakkı “Hakikat-ı İslam”

Hakikat-ı İslam, Milaslı Doktor İsmail Hakkı tarafından Anglikan Kilisesi’ne cevap mahiyetinde yazılmış bir eserdir. Milaslı İsmail Hakkı, İzmirli İsmail Hakkı’dan ve Abdülaziz Çaviş’ten farklı olarak herhangi bir görevlendirme ve talep üzerine değil, tamimiyle kendi ilgisi nedeniyle, kiliseye cevap amacıyla bu eseri yazmıştır. Kitabın kapağında "Anglikan Kilisesi’nin sualleri münasebetiyle yazılmıştır" ifadesi yer almaktadır. Milaslı’nın, 216 sayfadan oluşan bu çalışması 1341 yılında İstanbul Hilal Matbaası tarafından yayınlanmıştı. (3)

Ayrıca Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye azası olan Ahmed Rasim Avni bu kitaplardan önce Alemdar gazetesinde bir cevap tefrika etmiştir. Yarım kalan bu cevapta din-modernleşme ilişkileri, yeni ilm-i kelam konuları ve oryantalistlerin iddialarına dair veriler mevcuttur. İngiliz Muhibleri azası da olan Rasim Efendi’nin işgal altındaki İstanbul’da İngiliz yanlısı Alemdar gazetesinde kaleme aldığı yazıların muhtevasına bu zaviyeden bakmak gerektir. Ahmet Rasim Avni Alemdar gazetesinde “Anglikan Encümen-i İlmiyyesine Cevab” başlığında otuz dokuz sayı boyunca bazı sayılarda yer almamasına rağmen 34 tefrika halinde (11 Eylül-29 Ekim 1919) bir cevap neşretmiştir. (4)

Yaklaşık beş yıllık tartışmalardan ve çalışmalardan sonra Anglikan kilisesine gönderilecek eserlerin hiç biri gönderilemedi. Ancak Boutwood'un Cambridge'deki Corpus Christi College'da tuttuğu özel gazetelerinden, Boutwood'un 1920'de bir ara İzmirli İsmail Hakkı'nın planladığı kitabın sadece ilk bölümünü aldığını biliyoruz.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ'NİN CEVABI

Bediüzzaman Said Nursi’den de Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye azası olarak bir cevap yazması istenmişse de o en başta bu mektubun bir oyun olduğunu fark eden tek kişi olarak bu teşebbüsün amacının işgalci gücün Müslüman yetkilileri kendi tarafına çekme girişimi olarak gördü. Bediüzzaman daha sonra başından beri herhangi bir müdahaleyi reddettiğini belirtmesine rağmen Anglikan Kilisesine cevap başlığı altında karşılık verdi:

“Bir zaman bîaman İslâmın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göstermek isteyen vesvas bir papaz, desîse niyetiyle, hem inkâr sûretinde, hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek şemâtetkârâne bir istifhâmıyla dört şey sordu bizden.

Otuz bin kelime istedi. Şemâtetine karşı yüzüne "Tuh!" demek, desîsesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatap etmem. Bir hakperest adama böyle cevabımız var.

O dedi birincide: "Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini nedir?"

Dedim: İşte Kur’ân. Erkân-ı sitte-i imân, erkân-ı hamse-i İslâm esas maksad-ı Kur’ân.

Der ikincisinde: "Fikir ve hayata ne vermiş?"

Dedim: Fikre tevhid, hayata istikamet. Buna dâir şâhidim: “Emir olunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud Suresi:112.) De ki: O Allah birdir. (İhlâs Suresi:1.)

Der üçüncüsünde: "Mezâhim-i hâzıra nasıl tedâvi eder?"

Derim: Hurmet-i ribâ, hem vücûb-u zekâtla. Buna dâir şâhidim: “Allah fâizin bereketini giderip onu mahveder”dir. (Bakara Suresi: 276.)

Der dördüncüsünde: Allah, alışverişi helal, fâizi haram kılmıştır. (Bakara Suresi: 275.) Namazı dosdoğru kılın, Zekâtı verin. (Bakara Suresi:43) "İhtilâl-i beşere ne nazarla bakıyor?"

Derim: Sa’y asıl, esastır. Servet-i insaniye zâlimlerde toplanmaz; saklanmaz ellerinde. Buna dâir şâhidim: "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır." (Necm Suresi:39.) “Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları ise, acı bir azabı müjdele.” (Tevbe Suresi.34.) (5)

Bediüzzaman mektubu yazan Arthur Boutwood’u tarif ederken ilginçtir sanki kırk yıldır onu tanıyormuş gibi tarif eder. İngiliz kaynaklarında bile Boultwood’un hayatı ile ilgili çok kısıtlı bilgiler varken nasıl olur da onun karakteri hakkında açık ve net bilgilere sahip olabilmiştir.

İngiliz kaynaklarında yer alan Boultwood ile bilgilere göre: İngiliz siyasi düşüncesi yıllıklarında Arthur Boultwood’un akılda kalacak bir isim olduğu söylenemez. 1864’te Londra’da doğdu ve altmış yaşında Brighton’da öldü. Uzun yıllar teoloji eğitimi gördü. 1879’da kamu hizmetine girdi ve Anglikan kilisesine bağlı yardım komisyonunda ikinci bölüm katibi olarak neredeyse baş döndürücü bir hızla yükseldi. Bununla birlikte hem maddi hem de entelektüel olarak daha yüksek şeyleri açıktan arzuladı. 1890’ların sonlarından 1924’teki ölümüne kadar tekdüze varoluş olarak gördüğü şeyden umutsuzca kurtulmaya ve bir düşünür ve edebiyatçı olarak bir itibar ve geçim sağlamaya çalışarak, devamlı bir yayın akışı üretti. Yazılarının çoğu siyasi meselelere değindiği için kamu hizmetleri tarafından tepki görmemek için müstear isimler kullanmak zorunda kaldı. En sevdiği müstear isimler Ignotus ve daha yaygın olan Hakluyt Egerton’du. Çalışmaları Birinci Dünya savaşının patlak vermesinden hemen önce kısa bir arslanlaşma dönemi yaşamasına neden oldu. Ancak kısa sürede eski patronları tarafından unutuldu. (6)

Her ne kadar Anglikan kilisesi tarafından gönderilmiş gibi gösterilen mektubun aslında Boultwood tarafından kilise adına yazıldığı Bediüzzaman tarafından farkedilmiş ve Anglikan kilisesini hedef göstermeden “amansız İslâmın düşmanı”, “siyasî bir dessas”, “yüksekte kendini göstermek isteyen”, “vesvas bir papaz” tabirleri ile Boultwood’u tarif etmiş ve kendisine hak ettiği cevabı vermiştir.

KAYNAKLAR

  1. The Anglican Church Affair: A New Window on the Brief Rise and Fall of the Late Ottoman Islamists Andrew Hammond . Journal of the Ottoman and Turkish Studies Association, Volume 8, Number 1, Summer 2021, pp. 443-447 (Article) Published by Indiana University Press
  2. Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman. Nurettin Ceylan. Nesil Yayınları.2016
  3. Anglikan Kilisesi’nin Meşihat Kurumuna Soruları Ve Bunlara Verilen Cevaplar Dr. Zekeriya Akman. Hikmet Yurdu, Yıl: 6, C: 6, Sayı: 11, Ocak – Haziran 2013/1
  4. Hoca Rasim Efendi ve Anglikan Kilisesine Cevap. Rıdvan Özdinç. Rumeli İslam Araştırmaları Dergisi. 2018 Sayı.2
  5. Asar-ı Bediiyye. Lemaat
  6. Ideologies of Conservatism: Conservative Political Ideas in the Twentieth Century Get E. H. H. Green. Sh.46

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.