14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçimlerde Demokrat Parti büyük bir çoğunluğu elde ederek iktidara gelmeyi başardı. Böylece yirmi yedi yıldır ülkeyi tek başına idare eden Cumhuriyet Halk Partisi, yönetimi Demokrat Parti’ye devretmiş oldu.
Türkiye’de artık yeni bir idare anlayışı hüküm sürecekti. Özellikle din ve vicdan hürriyeti konusunda iyi bir başlangıç yapılarak Türkçe okunan ezan Arapça aslına döndürüldü. Okullarda din eğitimine önem verildi. Din lehine yapılan bu çalışmalar artık her yerde hissedilmeye başladı. Ancak ne var ki Demokratlar bürokraside aynı başarıyı yakalayamadılar. 1923 yılından beri dine menfi yönde yaklaşım gösteren ve bu zihniyetle yetiştirilen devlet kadroları iktidarın aksine icraatlar sergilemeye devam ettiler.
Bediüzzaman Said Nursi ve Nur talebeleri yine takip edilmeye devam edildi. Bu defa hükümet yerine devreye adliye ve basın girdi. Bediüzzaman 1951 yılında Emirdağ’da şapkaya muhalefet kanunu ile muhakeme edildi. 1952 Ocak ayında Gençlik Rehberi için açılan mahkemede bulunmak üzere İstanbul’a gitti. Aynı senede Samsun’da Büyük Cihad gazetesinin yayını sebebiyle dava açıldı. 1953 yılında Isparta’da hakkında yeni bir dava açıldı ve Isparta’ya geldi. Ancak 1956 Haziran ayında Afyon Mahkemesi bütün Risale-i Nur’ların beraatine ve sahiplerine iadesine karar verdi. Risale-i Nur’ların yayınlanması böylece serbest bırakıldı. Ancak yine de risalelerin serbestiyetinden öncesi ve sonrasında birçok yerde Nur talebeleri aleyhine mahkemeler çalışmaktan geri kalmıyordu.
Demokrat Parti İktidar olmasına rağmen eski zihniyet hâlâ görev başındadır. O dönemde 20 Homa Nur talebesi tutuklanır. Sami Tüzün’e 14 ay hapis cezası verilir, diğerleri serbest bırakılır. Baraklı Sarı Hafız, Başbakan Menderes’e mektup yazarak haksızlığın durdurulmasını ister. (1)
Dinar’ın Baraklı köyünde görev yapan ve Sarı Hoca olarak bilinen Nur talebesi Süleyman Selek 1956 yılında Menderes’e yazdığı, mahkemelerce yapılan haksızlığı dile getirdiği ve Osmanlıca olarak kaleme aldığı mektubu devlet arşivlerinden aynen aktaralım:
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا
Aziz çok muhterem kardeşim sayın Başbakanımız Adnan Menderes hazretleri
Demokratın parlayıp halkçıların zir-u zeber olması üstadımız Bediüzzaman hazretlerinin ve talebelerinin manevi yardım ve duaları ile meydana geldiğini zat-ı alileriniz nasıl bilirse halkçılar da sonradan aynen anladıklarından şimdi gerek mahkemelerde ve gerekse dairelerde işi olan Bediüzzaman talebelerine mahkemelerde haksız olarak ceza veriyorlar ve dairelerde de işlerine bakmıyorlar ve bunları yapanlar da sureta demokrat ve ruhen halkçılar.
Halkçıların ve farmasonların parmağı ile iğfal edilen hakimler ve memurlar tarafından ezcümle; Dinar olarak şunu arz edeyim ki Bediüzzaman hazretlerinin talebeleri miyanında beraat kazanan Çivril’in Homa bucağından başta Hacı Sami Tüzün olarak yirmi talebe aleyhinde vaki ihbar dolayısı ile mahkeme sonunda diğerlerini beraat ettirip yalnız hacı Sami kardeşimize on dört ay ağır ceza hapis veriliyor, temyiz mahkemesi de tam dürüst tetkik etmeden hemen tasdik etmiş şimdi bu karardan çok mağdurdur.
Bu cezanın kaldırılmasında lütfen himmet ve delalet buyurunuz ve yahut hiç olmazsa 943 senesinde mevkuf olunup 944 senesinde altmış dört yaşında beraat kazanan bu şahsın o zamandan dokuz buçuk ay fuzuli mevkufiyetinin bu cezaya mahsup edilmesi için ne gibi dilekçe ile nereye müracaat edileceğine bir vasıta ile lütfen hayırlı bir cevap buyurmanızı derin saygılarımla rica ederim.
اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖ
Dinar Baraklı İmam Hatibi Sarı Hoca S. Selek
944 senesinde beraat kararının Denizli’nin, Karar numarası: 126 Esas: 944/199 Cumhuriyet müdde-i umumisi numarası: 942/ 1348
Hacı Sami hakkında Denizli de sadır olan kararın,
Esas numarası: 955/24 Karar numarası: 900/190 Cumhuriyet müdde-i umumisi: 952/1070 (2)
Dinar Baraklı İmam Hatibi Hafız Süleyman Selek’in Başbakana yazdığı mektup
***
Sarı hafız hocanın Başbakana samimi bir duygu ile yazmış olduğu ve tarihe geçen bu mektubun gereği maalesef yapılmaz. Ama bu hak arama gayreti her zaman takdir edilecekti. Bu mektup ile de iktidarın muktedir olamadığı gerçeği görülüyordu.
Başbakan Adnan Menderes’e mektup yazan ve Bediüzzaman Said Nursi’nin Afyon mahkemelerini takip eden ve kendisi ile birkaç defa görüşen Baraklı Köyünden Süleyman Selek’in adı Emirdağ Lâhikası’nda bir sorusu dolayısıyla şöyle geçmektedir:
“Dinar'ın Baraklı imamı Süleyman'ın ehemmiyetli mektubuna karşı yazınız ki: Türkler hakkında sena-i Peygamberî muhakkaktır. Birkaç yerde Türklerden ehemmiyetle bahsetmiş. Hadîs var. Fakat bu hadîsin hakikî sureti ne olduğunu, yanımda kütüb-ü hadîsiye bulunmadığından bilemiyorum. Fakat manası hakikat ve Türk milletinin sena-i Peygamberîye mazhar olduğu hakikattır. Bir nümunesi, Sultan Fatih hakkındaki hadîstir.” (3)
Başbakana yazılan mektupta mağduriyeti dile getirilen ve Homa hizmetlerinin ön safında yer alan Nur Talebesi Sami Tüzün Ağabey’in hayatına bakınca hep sıkıntılarla dolu olduğu görülür. Başında bulunan sarığı çıkarmadığı günlerde ilk cezayı alır. Hasan Atıf Ağabeyden, Beşinci Şua risalesini alan birisi bunu doğrudan karakola götürür. Hasan Ağabey ile Sami Tüzün tevkif edilir. 1943 yılında olan bu hadise üzerine çeşitli yerlerdeki Nur Talebeleri ve Üstad Bediüzzaman Hazretleri de tutuklanarak Denizli Cezaevine konulur.
Sami Tüzün, 1943 yılında yapılan tutuklanmadan sonra Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile Denizli Hapsinde 9 ay kalır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi olması dolayısıyla Denizli de 9 ay hapis yatan Sami Tüzün, daha sonra aynı gerekçeyle 14 ay daha ceza alır. Bu arada şeker hastalığına yakalanır.
Hastalığı hayatının son zamanlarında iyice artan Sami Tüzün Isparta Hastanesine götürülür, namaz kılmasına izin verilmeyince tedaviyi bırakır ve Homa’ya döner. Daha sonra Ankara Hastanesine gider, 1962 yılında burada vefat eder. Ankara’da Hacı Bayram Camiinde kılınan cenaze namazı sonrası Homa’da toprağa verilir. (4)
Kaynaklar
1-https://www.yeniasya.com.tr/mustafa-oral/nur-efesi-sami-tuzun_483760
2-Devlet Arşivleri Başkanlığı. 20- 116- 58 00.00.1956.00.00.0000
3-Emirdağ Lahikası - 37
4-https://nurkoy.org/homa-kahramanlarindan-sami-tuzun/