Risale Haber-Haber Merkezi
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, Bediüzzaman'ı, Nur talebelerini ve Bediüzzaman'a saldıranları yazdı.
"Bediüzzaman hazretleri bir Ehl-i Sünnet büyüğüdür" diyen Eygi, "Kur'ana, Sünnete, icmâ-i ümmete ve Şeriata bağlıdır. O bir Tevhid Müslümanıdır. İmana, İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata hizmet etmiştir. Halkın ve gençliğin imanını kurtarmak için çalışmıştır. O, Tevhid inancı ile Teslis inancını bir tutmamıştır. Hıristiyanlar da Allah'a inanıyor, o halde onlarla Amentüde ittifakımız var dememiştir" dedi.
Bediüzzaman'ın hizmet faaliyetlerinde Resulullah Efendimize, Selef-i Sâlihîne ve geçmiş gerçek büyüklere uyduğunu belirten Eygi, "İbadetlerde, muamelatta ve her işte fıkha ve Şeriata uygun hareket etmiştir. Din konusunda en ufak bid'atten bile uzak durmuştur. O, ehl-i dünya olmamıştır. O, ehl-i para olmamıştır. O, zekat toplamamıştır, zekat paralarını Kur'ana, Sünnete, şeriata aykırı şekilde sarf ettirmemiştir. O, bütün talebelerine namazı dosdoğru kıldırmıştır. En ağır baskılar, en kötü şartlar, en büyük zulümler altında bile hakkı söylemekten vaz geçmemiştir. Bediüzzaman peygamber değildi, ismet sıfatına sahib mâsum bir kimse değildi ama korunmuş bir zat idi" şeklinde yazdı.
Bediüzzaman'ın kitaplarından, yazılarından birkaç cümleyi cımbızla çekip kendisine saldırmanın insafla, vicdanla, adaletle kabil-i te'lif olmadığına dikkat çeken Eygi, "Bediüzzaman'ı sapık doktrinlerine alet edenler vebal altındadır. Bedüzzaman'a saldıranlar da vebal altındadır. Uzun bir ömür boyunca zerre kadar şahsî menfaat ve nüfuz peşinde koşmadan, hiçbir ücret almadan dine, imana, Kur'ana, Şeriata hizmet eden, çok sayıda halkın ve gençliğin imanının kurtulmasına vesile olan muhterem bir zata uluorta saldıranlar aynaya baksınlar. Bediüzzaman'ı Kur'ana, Sünnete, şeriata, Ehl-i Sünnete aykırı sapık cereyanlara alet edenler titresinler. Gün gelir, bir tokat yerler. Hak sillesinin sadâsı yoktur / Bir vurdu mu hiç devâsı yoktur" dedi.
Eygi, yazısını şöyle sürdürdü:
"Bediüzzamanın telif ettiği Risale-i Nurların esası şudur:
Sahih ve tahkikî bir iman.
Beş vakit namazı dosdoğru kılmak.
Şeriata uymak,
Allah ile olan bütün ibadet ve işlerde ihlaslı olmak.
Kur'anın yap dediklerini yapmak, yapma dediklerinden kaçınmak.
Peygamber (Salat ve selam olsun ona) ahlakı ile ahlaklı olmak, onun Sünnetine temessük etmek.
Müslümanlara karşı şefkatli ve merhametli olmak.
Din, iman, Kur'an hizmetleri yapmak, yapanları desteklemek.
Bu hizmetleri parasız ve ücretsiz yapmak.
"İmamı Gazalî hazretleri İhyau Ulûmiddin'i yazarak, Bediüzzaman hazretleri de Risale-i Nur'ları telif ederek hizmet etmiştir.
Gerçek Nurcular Tevhid inancından, Ehl-i Sünnet akaidinden, Şeriat ahkamından zerre kadar ayrılmazlar.
Onların namazı nasıl dosdoğru kıldıklarını biliyorum.
Gerçek nurcuların gıybetten ve diğer lisan afetlerinden nasıl uzak durduklarını biliyorum.
Gerçek Nurcular, ellerine para geçse ve zengin olsalar bile asla azmazlar ve mütevazı bir hayat sürmeye devam ederler.
Bediüzzaman hazretleri tasavvufa ve tarikatlara karşı değildi. Telvihat-ı Tis'a risalesi bu iddiama delildir.
Bediüzzaman hazretleri kendisini övdürmemiştir, bütün himmetleri ve dikkatleri iman hizmetlerine yönlendirmiştir.
Bediüzzaman hazretleri kendisini gavs, kutub, mehdi olarak göstermemiştir.
O, Peygamberlerin ve Beni Âdem'in Seyyidi, bütün insanlığa en güzel örnek ve model olarak gönderilmiş, kendisine iman edip dinini ve Şeraitini uygulayanların ebedî saâdete kavuşacakları Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin yolundan gitmiştir. İmanımıza, dinimize, Kur'anımıza, Resulullahın Sünnetine, Şeriat-ı garra-i Ahmediyyeye, Ahlak-ı İslamiyyeye çok büyük hizmetler etti. Bu hizmetleri esnasında çok çileler ve eziyetler çekti. O bir ihlas kahramanıydı. Kendisine minnettar ve müteşekkiriz. Allah'ın rahmeti onun ve diğer hizmetkarların, bütün mü'minlerin üzerine olsun.