11 Nisan 2009 tarihi itibariyle Mekke-i Mükerremeye vasıl olduk. Her zamanki heyecan hükümferma oluyor. Kâbeyi görüp irkilmemek, heyecan duymamak mümkün mü? Hele grubunuzda mukaddes mekanları yeni gören, heyecanları dorukta olan insanlar da varsa, pervane gibi Kâbenin etrafında tavafa başlıyorsunuz.
Renk, dil, kültür ve giyimleri farklı olan insanlarla aynı yönde ve aynı hedefe doğru yürüyorsunuz. Birçoğunun cesedi sizinle beraber olduğu halde ruh, kalb ve manevi duyguları lahuti alemde zevk alıyorlar. Hayalen on beş asır önceye gidip, Resulullah ile beraber tavaf ediyormuşçasına kendilerinden geçenlerin olduğu da bir hakikattır.
Kalbin bir hizmetkarı hayal, en zayıf, en kıymetsizken şarkta namaz kılanın başını Hacerül-Esvedin altına koydurur hakikatini hayalen değil hakikaten yaşar.
Her zaman tıklım tıklım dolu olan metaftaki Allahın misafirleri, size de dua ediyorlar. Öyle bir manevi şirket kurulmuş ki, İslamla müşerref olan herkes onun tabii üyesidir. İşte onlar; Yarabbi bütün müminleri affet diye yalvarıyorlar. Böyle büyük bir havuzu kazanmanın tek yolu var. O da ihlas ve samimiyetle Allah kul, peygambere de layık bir ümmet olmakla mümkündür.
Tavafta, sayde, namazlarda, Müslümanların birbirine duaları hayat boyu devam ediyor.
Mekkede gece-gündüz farkı yoktur. Yirmidört saat tavaf devam etmektedir. Bir an bile tavafsız zaman olmaz.
Mescid-i Haramda kılınan namazın sevabı sair cami ve mescitlere göre 100 bin kat fazla olunca, herkes her vakit orada namaz kılmak istiyor. Bilhassa giriş katta hac mevsimi gibi izdiham yaşanıyor. Her taraf doluyor. Kuzey ve doğuda inşaat çalışmaları devam ediyor. Mescit ve çevresinin genişlemesi için hummalı bir çalışma var.
Rabbim, hac ve umre yapmak isteyen herkese o imkanı nasip etsin. Amin.