MEKKE
Bismillahirrahmanirrahim
Mekke-i Mükerreme'den selamlar, dualar.
"Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerikeleke Lebbeyk. İnnel hamde ve nimete lekevel mulk la şerikelek"
Bugünlerde Mekke-i Mükerreme'nin dağları, ovaları, binaları, otelleri, beytullahın içi dışı, bütün yollar bu seslerle çınlıyor.
Müminler Cenab-ı Hakkın davetine icabet etmenin mutlu gururunu, heyeceanını, sevincini yaşıyorlar. "Lebbeyk Allahümme lebbeyk" diyorlar.
Hacılar, "Ya Rab senin davetine icabet ettik. Biz senin emrine musahhar olmaya, davetine icabet ediyoruz. Affetmeyi seversin, Sen bizi affet" diyorlar. Mevcudatın merkezinde bulunan Amud-u Nurani Beytullah'ın etrafında pervane oluyoruz. öyle bir pervane ki bu pervaneden çıkmadan bütün günahlarımzıın döküldüğünü, Cennetül Mualla'da, Senin dergahı izzetinde, Senin bütün güzelliklerini kazanmış olarak ayrılmak istiyoruz.
Amud-u Nurani'nin etrafında tavaf ederken, Safa-Merve'de hervele yaparken Lebbeyk Allahümme lebbeyk diyoruz. Ya Rab Sen kusurlarımızı affet. Biz Senin davetine icabet ettik. Biz Senin evinin ziyaretçileriyiz. Her ziyaretçinin ziyaret edilen üzerinde hakkı var. Bizi affetmeni diliyoruz.
Ey Allahım, Lebbeyk diyor ve senin emrine icabet ediyoruz. Öyle içten söylüyoruz ki bütün insanların, mahlukların emniyet ve asayişi için, gözyaşlarının dökülmemesi için, uhuvvet ve kardeşlik için, birlik ve beraberlik için senin davetine icabet ettik.
Ya Rab, Hz. İbrahim'in söylediği o hitabı duyduk, biz de onun davetine, onun tebliğ ettiği senin davetine icabet ediyoruz.
Bugün ve daha sonraki günler bizler inşallah Meşherül Haram'a, Mina'ya müteveccihen yol alacağız. Otobüslere, arabalara binerken Lebbeyk Allahümme lebbeyk diyeceğiz. "Ya Rab bizi davet ettin ve biz davetine icabet ettik" diyeceğiz. Öyle bir davet ki yeryüzünde şu anda bütün mevcudatın alakadar olduğu senin evninin etrafındayız. Mina'da, Müzdelife'de ve Arafat'ta bu sözleri hep söyleyeceğiz.
Bayramın birinci günü Mina'da şeytan taşlarken Seni zilkredeceğiz. Vazifemizi yerine getirmiş olmanın güzelliğini yaşayarak o yorgun halimizle tekrar Senin kapına geleceğiz. Ve Senin kapına sarılacağız.
Ey Allahım! Asr-ı ahirde gönderdiğin Risale-i Nur'lara kalpleri, musahhar et diye yalvarıyoruz. Dua ediyoruz. Biz Senin misafirleriniz. Sen "Arafat'ta vakfe yapan misafirlerimin ücretini ancak ben takdir eder, ben veririm" demişsin.
Ey Allahım işte geldik kapına, Hac farizasını yerine getirmiş olmanın muhteşem gzelliğini yaşamak için geldik. Senin etrafından pervane olmaya geldik. Tavaf etneye, say etmeye geldik. Nur dağına çıkıp aleyhisselatü vesselamın "İkra" hitabına muhatap olduğu gibi yaşamaya geldik. Arafat'ta Hz. Adem babamız ve Havva anamızın buluştuğu o andaki bütün günahlarından sıyrılmış bir şekilde terü taze bir şekilde seninle muhatap olmaya geldik. Müzdelife'de zikretmeye, Mina'da şeytanı recimi Adem babamızın ve insanlığı ebedi düşmanı olan şeytanı taşlamaya geldik.
Mekke-i Mükerreme'den hepimizden hepinize selamlar, dualar.