Hacılarımızın büyük bir kısmı memleketlerine döndü. Her gün Mescid-i Haramda veda tavafını yapan insanları bölük bölük ayrılmaya devam ediyorlar. Kâbe'den ayrılış çok hüzünlü oluyor. Kâbe'den ayrılanlar, geri geri gidiyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyorlar. Bu manzarayı her gün görüyoruz. O mukaddes mekândan ayrılmak istemeyen, bir daha gelememe endişesi ile yanıp tutuşan samimi insanlar her milletten var.
Elerini açmış, gözyaşları içinde Allah'a o kadar samimi yalvarıyor ki tarifi mümkün değil. Kâbe'nin bir cazibesi var. İnsanları kendine âşık ettiriyor. Onun için her gelen bir daha gelmek istiyor.
Namazlarda Afrika hacıları az eğitimli oldukları için bazı dikkatsizlikler oluyor. Bayanlara yer ayrılmış olmasına rağmen erkeklerin içinde namaz kılıyorlar. Bizim hacılarımız da onlara bakarak hanımlarını yanlarından ayırmıyorlar. Kadın erken karışık olarak namaz kılıyorlar. Ancak yer yer müdahale oluyor. Fakat yetersiz kalınıyor.
Bir de son senelerde Hacer-i Esvedi öpmek için insanlar yarışıyorlar. Bu yarışa kadınlar da katılıyor. Taşı öpmek uğruna çok yanlışlar yapılıyor.
Türk hacılarının bu hususlarda bilgilendirilmesi lazım. Tabi bu vazife herkese düştüğü gibi Diyanet İşleri Başkanlığının da görevidir. Çünkü hacılara seminer vermek ve onları eğitmek işini Başkanlık yürütüyor.
Artık Risale Haber ekibi olarak hac seyahatini bitirmek ve dönmek istiyoruz. Ancak, dönüş günümüz daha önce belirlendiğinden istesek de zamanından önce gelemeyeceğimizden, kalan günlerimizin her saatini değerlendirerek ibadetle, dua ile, niyaz ile geçirmek istiyoruz. Bunun için gurubumuzla her gün yatsı namazından sonra tavaf yapıyoruz. Tavaf yeri (metaf) çok sakinleştiği için Makam-ı İbrahim'e yakın yerde tavaf namazını kılma şansımız oluyor ve o güzel mekanda toplu halde dua ediyoruz. Hacılarımız da âmin diyor. Bu her gün devam ediyor.
Tekrar Medine'ye döneceğiz, Peygamberimizi ziyaret edeceğiz. Kırk vakit namaz kıldıktan sonra Türkiye'ye döneceğiz.
Mekke-i Mükerreme'den herkese selam ve dualar.