Meksikalı Müslümanlar destek bekliyor

Meksika’nın başşehri Mexico City, dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri. İstanbul’un iki katından fazla nüfusa sahip.

Yaklaşık otuz milyon insanın yaşadığı şehirde trafik de büyük bir sorun teşkil ediyor. Zaman zaman yol almanın mümkün olmadığı trafikte gidilmek istenen yere saatler sonra varılabiliyor. Mexico City’de yaşayan Müslümanlardan Mudar, daha önce İstanbul’da da bulunmuş. Bütün Mexico City’de beş vakit namaz için açık bulunan tek mescidde görevini sürdürüyor. Burası iki katlı oldukça küçük bir bina. Üst katı misafirler için tahsis ediliyor. Şehirde bin beş yüz kadar Müslüman var, bütün Meksika’da ise tahminen beş-altı bin. Mesafelerin büyüklüğünden dolayı kopuk yaşıyorlar. Müslüman aileler, mescidin bulunduğu mahalleye taşınmaya teşvik ediliyor. On kadar aile taşınmış bile.

İslâmiyeti seçen Meksikalılar için burada şehadet merasimi yapılıyor. Şahitler huzurunda Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman olanların önemli bölümünü gençler oluşturuyor. Cuma namazları 25-30 kişi ile kılınıyor. Katolik çölünde bir vaha gibi olan bu küçük cemaat, birbirlerine oldukça bağlı. Zira kenetlenmezlerse hayatlarını devam ettirmeleri çok zor. Müslüman olan derhal toplumdan dışlanıyor. Bu yüzden birbirlerinin her şeyiyle ilgililer, yardımlaşma ve dayanışma üst seviyede. Cumartesi sabahları ise aileler çocuklarıyla beraber mescide geliyor. Temel dinî bilgiler, Kur’ân okuma gibi çeşitli kurslara katılıyorlar. Çocuklar için de yaşlarına göre faaliyetler düzenleniyor.

EN BÜYÜK İHTİYAÇ EĞİTİM
Ülkenin bir başka şehri San Cristobal’da ise Müslüman cemaat ahşaptan inşa ettikleri küçük bir mescide sahip. İçlerinde hacca gidebilmiş olanların da olduğu 150 kişilik cemaatin lideri Mücahit, “En büyük ihtiyacımız eğitim” diyor; “Herkes başka bir İslâm anlatıyor, hangisi doğru bilemiyoruz.” San Cristobal, orta büyüklükte, yüksek rakımlı, nisbeten iyi korunmuş bir yer, çok turist alıyor. Burada yaşayanlar kendilerini Meksikalı kabul etmiyorlar, Maya ve Azteklerin torunları olduklarına inanıyorlar. Her tarafta otantik unsurlar göze çarpıyor.
Mudar ise, yabancıların buralarda pek sevilmediğini, fakat Türkiye’ye karşı büyük ilgi olduğunu söylüyor. Genel olarak kabile kültürü hakim. Edebe riayet ve büyüklere saygı çok önemli görülüyor. Öyle ki, yardım için gelen bazı Araplar “Baban bile olsa Müslüman değilse ilgini keseceksin!” gibi şeyler söyleyince büyük tepki görmüşler. “İnsan büyükleriyle ilgisini nasıl kesebilir?” diyorlar. Mücahit, Türk halkından Meksika’daki Müslümanları unutmamalarını istiyor; “Desteğinize ihtiyacımız var” diye konuşuyor.
 
BİR ÇOK MESELE ÇÖZÜM BEKLİYOR

Ülkede Müslüman olan birinin iş bulması çok zor olduğundan cemaatin ciddî ekonomik sıkıntıları bulunuyor. Bu durum ister istemez mesciddeki hizmetlere de yansıyor. En başarılı öğrencileri Türkiye’ye eğitim almaya göndermek istiyorlar ve bunun altyapısını hazırlamaya çalışıyorlar. Helâl et ve gıda acil çözüm bekleyen bir başka mesele... Bu dev şehirde helâl kesim yapan tek yer yok! Bir kesim yeri bulunabilirse kendileri hayvan alıp usûlüne uygun keserek hem cemaatin ihtiyacını karşılamak hem de merkez için bir gelir kapısı oluşturmak niyetindeler. Bir de Lâtin Amerika’nın diğer ülkelerindeki yerli Müslüman cemaatler ile temas kurup ortak meseleleri istişare edecek bir plâtform oluşturma düşüncesi var. Bu fikir hayata geçirilebilirse, bu büyük ve önemli coğrafyada İslâmın daha hızlı yayılması mümkün olacak. Şehirde, kiliselere paralel uzanan bir sokakta dinî kitaplar satan kitapçılar sıralanıyor. Neredeyse tamamı Katolik inancıyla ilgili kitapların arasında İspanyolca Kur’ân meali de bulunuyor. Mudar, bu sahada büyük bir boşluk olduğunu ve himmet beklediğini ifade ediyor. Bazı önemli kitap fuarlarında yer alarak Türkiye’den getirilecek İspanyolca dinî eserlerin tanıtılmasında ve satışının yapılmasında büyük fayda olacağını belirtiyor.

Şefkat Dergisi
 

Dünya Haberleri