Kırmızı Medrese çok anlamlı ve kadim bir ilim merkezidir. Yüzyıllardan beri, bu büyük ve nurlu mekânda, binlerce insan, İslami ilimleri tahsil etti. Tahsil edilen bu ilimler, bütün Kürt diyarlarına dalga dalga yayıldı.
Bu mümbit ilim zemininde yetişen âlim ve Seydalar, her beldeye, her medreseye, her köye yetişmeye ve ulaşmaya çalıştı. Cehaletin, ihtilafın ve diğer sosyal problemlerin önüne geçmek, barış ve kardeşliği egemen kılmak için ihlâs ve gayret ile çalıştılar.
Bölgenin her tarafından insanlar, bu mekânın ve burada tahsil edilen ilimlerin cazibesine kapılarak Cizre’ye koştular. Bir büyük disiplin ve hizmet aşkıyla, bu ilim odalarında yıllarını geçirdiler.
Çok çileli ve meşakkatli tahsil yıllarının ardından aldıkları icazetleri ile yeni diyarlara kanat çırptılar. İlim ve irfan noktasında ulaşabildikleri herkese yardımcı olmaya çalıştılar. Gittikleri her yeri aydınlattılar, herkese yol gösterdiler ve rehber oldular.
Bizim bildiğimiz, bilemediğimiz birçok büyük Zat’ın yolu, hayatının belli bir döneminde Medresa Sor’dan geçti. Buradan edindiği ilim ve tecrübeler ile gittikleri yeni hizmet diyarlarında, etraflarını aydınlatmaya devam ettiler.
Üstad Said Nursi on altı yaşında bir delikanlı iken, zulme karşı cesur bir başkaldırıda bulunmak için Cizre’ye geldi. Cizre’yi merkez olarak kabul eden ve buradan da bütün bir bölgeye zulmeden, kan kusturan, kan döken, her türlü haksızlığı hiçbir şefkat ve merhamet hissetmeden zalimce irtikâp eden Mustafa Paşa’ya haddini bildirmek için geldiği Cizre’de vazifesini korkusuzca yerine getirdikten sonra, bu ilim ve irfan merkezinin menzillerini mesken tuttu.
Birkaç ay süre ile kaldığı Cizre’nin en önemli meskenlerinden bir tanesi olan Kırmızı Medrese’de bir müddet misafir olarak kaldı. Kırmızı Medrese’nin sakinleri böyle ‘’delal ve pürkiymet’’ bir misafire ev sahipliği yapmanın şerefini yaşarken, O da bu değerli medresenin manevi havasından, tarihi misyonundan, edebi ve ilmi atmosferinden olabildiğince istifade etti.
O Melayê Cıziri ki, dört yüz yıl önce ifade ettiği, derin mana, kemal ve güzellikler taşıyan kelamı, bugün bile geniş bir coğrafyada, büyük bir haz ve takdir ile okunmaya ve dinlenmeye devam ediliyor. Bu büyük ve derin ‘’Diwan’’ üzerinde onlarca şerh yazıldı. Bugünlerde kıymeti bir kez daha fark edilen bu tasavvuf deryası, meraklıları tarafından yeniden araştırma ve tetkik zeminlerine konuldu.
Üstad Said Nursi’nin Risale ve makalelerinde defalarca atıfta bulunduğu, sohbetlerinde hep takdir ve tahsin ile hatırladığı Mela’nın ev sahipliğinde yapılan panel, bu yönüyle adeta muhteşem bir buluşmanın da bütün manalarını yansıttı.
Adım Said Nursi Cizre Günleri Paneli, bayramı Cizre'ye erken getirdi. Yaşanan büyük heyecanı adım adım görmek mümkündü. Panel’in Cizre’de ve Kırmızı Medrese’nin maddi ve manevi çatısı altında icra edilmiş olması, asırlardan bugünlere de bir çağrı manasına geliyordu.
Mela’nın hemşehrileri, bu çağrıya büyük bir heyecanla iştirak ettiler. ‘’Ser sera, ser çava’’ diyerek bu büyük davete ruh-u canları ile koştular, ‘’belê dediler.
Bayram arefesinde, esnafın çok yoğun olduğu bir zamanda, dokuz günlük tatilin getirdiği rehavetin başlangıcında gösterilen bu büyük ilgi ve yaşanan heyecan, gerçekten görülmeye değerdi.
Cizre’nin bütün sesleri ve bütün renkleri; bu mana, kardeşlik ve uzlaşma zemininde yerlerini büyük bir sevinçle aldılar. Üstad Said Nursi’nin asırlara şamil muhteşem mesaj ve cihanşümul beyanlarını, tadımlık kabilinden dahi olsa ruhlarına içirmek için Kırmızı Medrese’ye akın ettiler.
Kürtlerin ve Türklerin asırlar öncesinden gelen ve inşallah kıyamete kadar kesintisiz devam edecek beraberlik ve kardeşliklerinin uzlaşma ve referans noktası olarak, Kırmızı Medrese’nin ders salonunda Üstad Bediüzzaman Said Nursi şakirdleri tarafından bir kez daha tekrarlanan Nurlu mesaj, akıl ve ruhlarda tam bir hüs-ü kabul ile yankılandı ve ma’kes buldu.
Keşke çeşitli sebeplerle bu büyük manevi ziyafete katılmayan veya katılamayan birçok insan da; ruhlarını, akıllarını ve nefislerini esir alan yersiz ve gereksiz engelleri ve korkuları aşarak bu manevi heyecandan hisselerini alabilselerdi.
Bazen küçük engeller veya hissi sebepler, büyük istifade ve kardeşlik fırsatlarının önüne geçebiliyor. Nefisler, böyle durumlarda öne çıkarak, kendini haklı çıkarmak için küçük bahanelerin arkasına saklanabiliyor. Fakat va esefa, hep hüsranda ve zararda olan insan oluyor.
Kırmızı Medrese, belki çok uzun yıllar sonra büyük bir vuslata şahadet etti. Bu toprakların yetiştirdiği, İslam kültür mirasının iki zirve şahsiyetinin bu maddi ve manevi buluşması, bundan sonraki gayret ve çalışmalar için de büyük bir manevi ve fiili dua kabilinden dergâh-ı İlahiyeye ulaştı.
İnşallah, Mevlana Melayê Cıziri ve Üstad Said Nursi gibi zatların, hayatları boyunca hizmet ettikleri ve İslam’ın hakiki mahiyeti ile anlaşılması, ruhlarda ve kalplerde hükümferma olması yönündeki davaları, bu güzel ve manidar çalışmalar ile insanlarımıza hayatına bütünüyle rehber olacaktır.
‘’Adım Adım Said Nursi Cizre Günleri’’ panelinin hazırlanması ve icra edilmesinde çok büyük gayretler ve fedakârlıklar vardı. Eyüp Abi, Abdullah, İrfan, Mustafa, Şafak, Abdulbaki ve daha birçok muhlis hizmet ehlinin gayretleri, burada ifade edilemeyecek kadar değerlidir ve indi İlahide inşallah makbul olmuştur. Eğitim Bir Sen Cizre Temsilciliğinin katkısını da zikretmeden geçmemek gerekir.
Fakat aziz Hasan Berhuni kardeşim için, özel bir paragraf açmak gerekir. Bu büyük ve manidar organizasyonun yükünün çoğunu, büyük bir ihlâs ve samimiyet ile üstlendi. Çok güzel bir hüsn-ü misal oldu. Ve inşallah Melayê Cıziri ile Üstad Said Nursi’nin bu manevi vuslatından en büyük payın sahibi bir hizmet ehli olarak bütün duaları, ekibi ile birlikte hak etti. Rabbim bu genç, gayretli ve ihlaslı ekibin her zaman yar ve yardımcısı olsun.
Yıllardır hep menfi hadiselerle nazarlara verilmeye çalışılan, fakat bunu asla hak etmeyen, tarihin kadim ilim ve irfan şehirlerinden birisi olan Cizre’de, Kur’an’ın ahir zamandaki mesajını nazarlara ‘’Müspet İman Hizmeti Metodu’’ ile sunmaya çalışan Risale-i Nur ile böyle bir adımın atılmış olması, elbette çok çok önemlidir ve tarihi bir kıymete haizdir.
Adım Adım Said Nursi Cizre günleri, bu kadim ilçede tam bir kardeşlik be muhabbete vesile oldu. Her kesimden yüzlerce Cizre’li panelde kucaklaştı.
Çevre il ve ilçelerden çok sayıda himmet sahibi kardeşimiz, yoğun bayram arefesindeki bütün meşgalelerini bırakıp, bu büyük Nurlu vuslatın birer parçası olmak için seferber oldular.
İl Milli Eğitim Müdürü, İl Gençlik ve Spor Müdürü, İl Müftüsü, İlçe Müftüsü ve daha birçok il ve ilçe yöneticisi, bu büyük davete koştular, bu büyük ve manidar buluşmaya tanıklık etmeye çalıştılar.
Her hizmete büyük bir gayret ve fedakârlıkla yetişmeye çalışan Dr. İsmail Benek ile birlikte bu panelin en güzel şekilde icra edilmesinde çok güzel katkılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Aybak, Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe’ye de çok teşekkür ederim.
Cizre, çok daha büyük ve kapsamlı hizmetleri hak ediyor. Tarihi misyonu ve birikimi ile çok daha büyük çalışmaları üstlenebilecek kabiliyet ve liyakattedir. Bu panel ile kapı açılmıştır. Hizmet ve gayret ehli bu büyük hizmete devam etmelidirler.
Dinamik, fedakâr ve hizmet ehli gayretli bir ekibin hazırladığı ‘’Adım Adım Said Nursi Cizre Günleri Paneli,’’ Cizre ile birlikte bütün İslam âlemi için hayırlı olsun.
SAİD NURSİ VE CİZRE PANELİNDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ