Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Kadir Suresi 1-5. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
1 . Şübhe yok ki biz onu (o Kur’ân’ı), Kadir Gecesinde indirdik. (*)
2 . Kadir Gecesinin ne olduğunu (onun kıymetini) sana ne bildirdi?
3 . Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. (**)
4 . Melekler ve Ruh (Cebrâîl), onda (o gecede) Rablerinin izniyle her bir iş için peyderpey iner(ler).
5 . O (gece), fecrin doğuşuna (gün ağarana) kadar selâmettir.
(*) Kur’ân-ı Kerîm, Kadir Gecesinde bir bütün olarak Levh-i Mahfûz’dan dünya semâsındaki “Beytü’l-İzze” denilen makāma indirilmiş, sonra Cebrâîl (AS) onu peyderpey 23 yılda Hz. Peygamber (ASM)’a indirmiştir. (İbn-i Kesîr, c. 3, 659)
(**) “Ramazân-ı Şerîfte sevâb-ı a‘mâl (amellerin sevâbı) bire bindir. Kur’ân-ı Hakîm’in nass-ı hadîs (hadîsin hükmü) ile her bir harfinin on sevâbı var, on hasene (sevab) sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazân-ı Şerîfte her bir harfin, on değil bin, (...) Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayılır. Evet her bir harfi otuz bin bâkî (ölümsüz) meyveler veren Kur’ân-ı Hakîm öyle bir nûrânî şecere-i Tûbâ (Tûbâ ağacı) hükmüne geçiyor ki milyonlarla o bâkî meyveleri Ramazân-ı Şerîfte mü’minlere kazandırır. İşte gel bu kudsî ebedî kârlı ticârete bak seyret ve düşün ki bu hurûfâtın (harflerin) kıymetini takdîr etmeyenler ne derece hadsiz bir hasârette (zararda) olduğunu anla. (...) Evet, bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtını (meyvelerini)kazandırabilir.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 251-252)