“Dünyada insanın hoşuna gitmeyen şeyler daha çoktur. Vukuundan evvel onları bilmek elimdir” diyen Bediüzzaman bir gerçekliği tespit etmiş olur; bilmek kadar bilmemek de bir nimettir!
Rahmet ve hikmetin böyle iktiza ettiğini ifade eder “Ondokuzuncu Mektupta.” Demek ki hadiselere tek boyutlu ve düz değil; çok boyutlu ve dairesel bakılmalı. Bunun için de kuvvetli bir dimağ ve sağlam bir gönüle sahip olunmalı veya böyle bir şahs-ı manevi içinde olmalı!
Merak hissi, öğrenme arzusunu iyi yerde kullanmak; iyiye ve güzele götürür, lüzumsuz yerde kullanmak boşa ve kötüye götürür. “Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım” buyurur Allah'ın Resulü (a.s.m.)
Dünyanın mahiyeti, hayatın hakikati burasının karar-mekan değil konak-mekan olduğu ve devamlı küçük-büyük imtihan eleklerinden geçildiği ve çok zaman bundan gafil olunduğudur. Ekseriyetin düştüğü hal bu!
Yarın hava nasıl olacak gibisinden, dövizin durumu, altının seyri, fiyatların yükselişi, hadisatın geleceğini merak ettiği kadar; bu hayattan sonraki geleceğini merak etse, endişe duysa o endişe ile hazırlık yapsa...
Dünya ile ilgili endişeleri, üzüntüleri, kederleri tamamen bitmeyecek ama büyük oranda azalacak; hakikati unutturmayan bir ikaz ve dürtü seviyesinde kalacak!
Kuldan istenen de bu değil mi?
Kuraklıkta, sıcakta, fitnelerin çokluğunda acziyetini hissedip Kudret sahibine tevekkül etmek, fakirliğini fark edip mutlak zengine bağlanmak...
Adeta büyük dalgaların üstünde sörf yapmak; Nuh'un gemisini hatırlamak, balık içre Yunus'u düşünmek!
Düşmek istemediğimiz şey ama virüs dalgası bir nevi tufan değil mi?
Peygamber kıssaları tarihte kalmış meseller değil her an yaşadığımız haller; hikmet bakışla görülür bu sayfalar.
Yaşanmışlıkta 3 yıl az bir süre ama bugüne baktığımızda ne çok değiştik 3 yıl içinde; fiyatlar açısından baktığımız da bir yıl büyük zaman! Önümüzdeki bir yıl neler olacak bizim için? Gayb!
Akışa bakılırsa istemediğimiz şeyler olacak; çok zaman olduğu gibi!
İyisi mi gözü ve gönlü parlatacak meşguliyeti çoğaltmak; bir başka akışla hikmet güzelliklerini kare kare sıralandığını göreceğiz bu parlama derecesince!
Bakara 32’de meleklerin dediğinden başka diyecek bir şeyimiz yok vesselam.