Çocuk masumiyetinde, anne-baba sorumluluğunda, gençlik heyecanında bir anlayışla, aile tadında öğrenme iklimi oluşturmayı planlanan Merak Aile Okulunun açılışı geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Açılış, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlarken, programının sunuculuğunu Emin Talha Karamussa yaptı. ‘Annem’ adlı şiiri okuyan Berat Doğan, katılımcılara duygusal anlar yaşattı. RisaleHaber yazarı İlahiyatçı İsmail Aksoy, açılışın duasını yaptı.
AİLELER ÇOK SAĞLAM OLMALIDIR
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Serdar Beykoz, ailelerin bu zamanda çok sağlam olmalarını vurgulayarak şunları anlattı: “Açılış davetiyesinin üzerinde çok güzel bir slogan dikkatimi çekti: ‘Soluyan Her Nefes Aile İster’ diye. Aileler özellikle şu zamanda çok sağlam olmalılar. Ailelerin kendilerini ve çocuklarını yetiştirmeleri gerekir. Biz bu okulun bir eksikliği gidereceğini düşünüyoruz. Hayırlı olsun diyor, emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
Programda bir konuşma yapan Aile Okulu Kurucusu Dr. İsmail Benek, Risale-i Nur çerçevesinde oluşturulacak aile rehberliğinden bahsederek, “Risale-i Nur perspektifiyle bir aile rehberliği olmalı. Bir baba ve eş olarak benim buna ihtiyacım var. Sokakta daha güvenli dolaşmak ve huzurlu yaşamak için, tüm vatandaşların aslında buna ihtiyacı var. Bizim aile kavramı etrafında şekillendireceğimiz yapıda, bir acz ve fakr dairesi olmalı. Madem Risale-i Nur’un mesleğinin temelindeki iki madde acz ve fakr’dır, bu adlar altında masalar olmalı. Ve orada da uzmanımız gelen insanlara acz ve fakr dairesinde, bir nefis terbiyesi, bir kulluk şuurunu anlatmalı.
“Bunun haricinde, sevgi ötesi bir şefkat merkezi olmalı. Sonra, tefekkür odaları olmalı. Başka bir oda daha olmalı, şefkat evlerinin bir minyatürü olmalı. Yani, hepimiz evelerimizde bir odayı şefkat odası, tefekkür odası gibi kullanabiliriz. Oraya kapandığımız zaman bir uzlathane gibi bir imkân vermeliyiz kendimize.” şeklinde konuştu.
AMACIMIZ, İSLAMİYETE UYGUN AİLE YAPISINI İNŞA ETMEK
Aile Okulu’nun kuruluş amacından da bahseden Benek, konuşmasının devamında şunları anlattı:
“Peki, amacımız ne olmalı? İslamiyet’e uygun, Müslüman aile yapısını inşa etmek, korumak ve meşruiyet içinde sürdürülebilir kılmak. Biz zaman zaman meşruiyeti koruyalım derken sürdüremiyoruz. Acaba meşruiyeti koruyup da sürdürecek metotlar, sürdürebileceğimiz mekânlar, insanlar, beraberlikler inşa edemez miyiz? Bunlar aslında bizi bekleyen ev ödevleri. Bunlar üzerinde ciddi çalışılması lazım. Yani sadece şuanda değerli ilahiyatçılarımızın veya eğitimcilerimizin aile kitapları yazmasıyla bu iş hallolmuyor tabi. Gayet güzel yazıyorlar ama keşke bunun bir tanesinin de örneğini binaya, okula, mekâna dökseler…
“Ayrıca resmi yapının böyle bir derdi yok. Onun ‘çağdaş aile’ dediği benim ailem değil. Dolayısıyla bu bizim kendi köklerimize dayalı, meşru zeminde; bizim tabirimizde ‘3 M’, yani meşru, makul, müsbet meşruiyetimizin kaynağı dindir ve vicdani referanstır. Sonra Makul olmak zorundayız, makuliyetin kaynağı ilim ve akıldır. İlmi ve aklı işin içine kattığımız zaman bugünkü bütün modern bilimleri kullanabiliriz. Üçüncü aşamada da Müspet bakmak, yani ‘olmaz’ kelimesini kullanmamak, ‘fakat, ama’ dememek var. Hep pozitiften, hep müspetten bakmak var… Hep menfi örnekleri sıralayıp, kendi kendimize endişe bulutları oluşturup, sonra ‘biz yapamayacağız’ diyerek başkasını da yaptırmayacak gerekçelerimizin arkasına ne kadar kutsiyet, ne kadar ayet, ne kadar Risale dizersek, sadece kendimizi kandırmış oluruz.
“Dolayısıyla burada teşebbüsü öne çıkarmak, Üstad’ın tabiriyle Teşebbüs-i şahsi, fikr-i hürriyet ve fikr-i icat’ Bediüzzaman bunu 100 yıl önce söylemiş. Medeniyetin saadet sarayında yaşamak istiyorsak buna ihtiyacımız var. Bu çerçevede olmalı, yani sürdürülebilir Müslüman aile yapımızı inşa etmek… Bu noktada elimizde yeterince referans kitaplarımız var. Risale-i Nur’da bunun temel prensipleri var. Diğer dini kitaplarda hatta son zamanlarda psiko-dramada, sosyal psikolojide, endüstri psikolojisi alanlarında da aileyi merkeze koyan bir yaklaşım var. Fakat bu tam inşa edilmiş değil.
“Sonra, kapsamı ne olacak? Bir defa işbirliğini ve dayanışmayı sağlamalı bu aile okulu. Zaten aileyi tarif etmek yerine burada aile yaşanmalı. Birey şuuru vermeli, iman ilmi vermeli, ahlak sistemi kurulmalı. Sonra bireyden aileye, aileden topluma geçiş köprüleri inşa edilmeli. Yani bireyle aile arasında ilişki kurmak zorundayız. ‘Aile ne kadar birey olacak, birey ne kadar aile olacak?’ Bunun sınırları çok önemli. Eğer bunu başarırsak, ‘Birey ne kadar toplum olacak, toplum ne kadar birey olacak?’ Bunun bir diğer ayağı, ‘Birey ne kadar cemaat olacak, cemaat ne kadar birey olacak?’
“Daha sonra, aile sistemini kurabilmeliyiz. Aile sistemi nedir? Ailemizin temel prensipleri yazılı olarak var mı? Kendi aramızda oturup anayasamızı yazdık mı? İstişareyle, (oy çokluğuyla değil oy birliğiyle) kararlarımızı aldık mı? Zaten bunları anne-baba olarak söylüyoruz da yetmiyor. Çocukları da işin içine katmak gerekiyor. Ardından, eğitim planlamamız nedir? Hangimizin eğitim planlaması var. İmanlı yaşayış ve kariyer nasıl bir arada olacak? Hem imanlı olacağız, hem de kariyer kapacağız. Bu anlamda, hanımlarımız, kızlarımız, evlerinde, üniversiteyi bitirmiş kızlarımıza meşru zeminlerde istihdam alanlarını oluşturmayı planlamalıyız. Aile okulu dediğimiz, sadece şekilsel şeyler değil, kariyer de vereceğiz insanlara. İmanlı yaşayış artık kariyer... Şuan ilk, orta veya yüksek öğretim mezunu kızlarımıza 1-2 yıl medya disiplin metodunu versek acaba oturdukları yerden bi hikaye yazarı olamazlar mı? Oturdukları yerden RisaleHaber’e, Köprü Dergisine, Yeni Asya'ya yazı gönderemezler mi? Yaparlar, çünkü internet bütün bilgiyi önlerine getiriyor. Bizim yapacağımız bu metodları kötülemek değil, meşru, makul ve müspetini göstermektir. Peki, nasıl göstereceğiz? Soru bu… Bunun cevabını beraber aramalıyız.
“Ardından, topluma dönük işbirlikleri ve dayanışma… Bu toplumun değişmezi ailedir. En menfi adam bile aile kavramını ister çünkü bu yaratılıştan gelen bir şeydir. Onun için gerçekten de her soluyan nefes aile ister…
“Ardından, sosyal, kültürel, akademik, istişari aile modelleri yapmak… Benim müşahedem şu, sesli düşünüyorum… Farzedin ki anne eğitimci baba eğitimci… Bu bir eğitimci aile modelidir. Bana göre eğitimci gençler evlenecekse, bu anne-babayı model almalı. Başka bir yere geçelim. Baba işadamı, hanımefendi de işkadını… Bu bir işadamı aile modelidir. O zaman yine meşru dairede işadamı olmak isteyen bu aile modelini örnek almalı.
“Merak Aile Okulu için 4 bölüm şuan düşünülüyor. Çocuk bölümünü sağolsun hanımefendiler çok iyi götürüyorlar. Diğer bölümümüz gençlik bölümü, inşallah o da yapılanacak. Bunların dışında yetişkin bölümü ve yeni hayat bölümü olacak. Yeni hayat dediğimiz, 55 üzeri olanlar. Bu anlamda inşallah güzel bir başlangıç olur. Burada tabi bu tip bir çalışma hepimiz için bir deneme. Söyleyecek sözü olan, bir şeyler yapmak isteyen herkese açık bir alan. Öyle merkezi bir yapısı yok, tamamen gönül işi…”
SAĞLIKLI TOPLUM, SAĞLILI AİLEDEN GEÇER
Bayanların katıldığı açılış merasimi Nurdan Huyut’un okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başladı. Ayşe Ünver'in yaptığı duadan sonra ‘Merak Aile Okulunun İçerik ve Amacı Konulu ‘slayt sunumunu yapan Ayça Aktaş, özellikle aile üzerinde durduklarını, eğitimleri bu amaca uygun düzenlediklerini anlattı. “Merak ilmin hocasıdır” diyen Aktaş, “Merak Aile okulunun değerlerini kaliteli bilgi, doğru anlama, tevazu ve samimiyet olarak özetleyebiliriz. Eğitimde toplumun çekirdeği olan aile aktif olarak rol almalı” dedi.
Yaz okulu çerçevesinde düzenlenecek olan sosyal etkinlikler, kurslar ve gezilere de değinen Aktaş, konuşmasında verimli zaman harcamanın insana kazanımlarına da dikkat edilmesi gerektiğini, Merak Aile Okulu’nun yetişkinlere ve gençlere yönelik eğitim çalışmalarının da olduğunu bu konuda çok geniş bir çerçevede hizmet verildiğini açıkladı. Aktaş eğitimler için kayıtların aşladığını da hatırlattı.
Uygulanacak olan programlar hakkında bilgiyi ise eğitimciler Nurefşan Çağlaroğlu ve Arife Gökmen verdi.
MORAL PROGRAMLARI
Eğitimciler, Risale-i Nur eğitim seti eşliğinde gerçekleştirilecek olan Moral Programlarının amacını şöyle açıkladılar:
“Çocuklarımıza Risale-i Nur Eğitimini vermek
Dini ve ahlaki gelişimlerini desteklemek.
İbadet kavramını yerleştirmek.
Temel kavramları öğretmek.
Eğlenceli vakit geçirmelerini sağlamak.
Toplumsal yaşama hazır hale getirmek.
Kendilerini keşfetmelerini sağlayarak, mutlu aile bireyleri oluşturmak.”
DEHA EĞİTİMLERİ
Deha eğitimleri çerçevesinde bilgi veren okul öncesi ve drama öğretmeni Esm Tutar ve Selma Zeynel de verecekleri eğitimler konusunda şunlara değindiler:
“Çocuklarımızın sosyal hayata kazandırılması konusunda, iletişim becerilerini ve hayal gücünü geliştirmek, olumsuz duygulardan arındırmak, sorumluluk kazandırmak, olay ve olgulara eleştirel bakabilmek, beyni etkin kullanabilme ve kolay öğrenebilmeyi sağlamak,
hafızayı güçlendirmek.”
Açılış programından fotoğraflar için TIKLAYINIZ