Kutlu Doğum Haftası’nın bu yılki konusu, “Merhamet” içerikli.
Yaşadığımız yüzyılda hangi canlının merhamete ihtiyacı yok ki?
Sadece insanın değil, bütün nebatatın, suların, hayvanların ve insanlara kadar hepimizin ve hepsinin ihtiyacı var.
Merhametten söz etmek için merhametsizlikleri anlatacak olsak, herhalde en merhametlimiz bile sınıfta kalır.
İnsanı bir tarafa bırakalım, sadece akarsularımız, göllerimiz ve denizlerimiz, insanoğlundan şikâyetçi olsa yine yanarız.
Ya hayvanlar ve bitki âlemi? Ormanlar, bağlar, bahçeler, karıncadan zürafaya kadar her türlü sürünen ve yürüyen canlılar.
Hangi birisinin hesabını verebiliriz? Oysa kâinat, insanoğlu için yaratılmış ve insanoğlunun istifadesine sunulmuş bir armağan değil midir?
İstifaden maksat harap etmek, yok etmek değil elbet. Tamir etmek, bakımlı kılmak, yerine yenisini koyarak yararlanmaktır.
İnsanoğlunun bitmek bilmeyen dünyalık hırsı, ne yazık ki uzayı bile kirletmiş durumda. Atmosferden dünyaya yayılan kirliliğin sebebi yine insanlar değil mi?
Merhametsizliklerimizi sıralayacak olsak ne saatler ne günler ne de seneler yeter. Bitmek tükenmek bilmeyen bir merhametsizlik hazinemiz mevcut.
Merhametsizliklerimizi çözüm olarak anlatmakla birlikte, esas olan merhameti bir yaşam biçimi olarak anlamak ve anlatabilmektir.
Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez, medya başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlara bir mektup göndermiş.
Mektuba yer vermeden önce Başkanımızın sakalının çok yakıştığını söylemeliyim. Hayırlı uğurlu olsun. Mektup şöyle:
“Başkanlığımız, 2011 yılı Kutlu Doğum Haftası’nın ana teması olarak ‘Hz. Peygamber ve Merhamet Eğitimi’ konusunu belirlemiştir.
Merhametin, hayatın her alanından her geçen gün hızla çekilmeye başladığını, boşalan yeri ise şiddet ve öfkenin doldurduğunu görmek, çok üzücü ve düşündürücüdür.
Şiddete ‘dur’ demek, ancak yüksek bir bilinçle herkesi kuşatan ‘merhamet’ çağrısıyla mümkün olabilecektir.
Şüphesiz ki bu temanın seçilmesinden maksat, sıradan bir acıma duygusunu öne çıkarmak değildir.
Kitle iletişim araçları üzerinden toplumun; özellikle genç nesillerin maruz kaldığı şiddete dikkat çekmektir.
İnsanın bütün varlıklara ilgisini, şefkatini ve sorumluluğunu ifade eden merhamet kavramının, bütün ilişkiler ağını kuşatan bir düşünce olduğunu vurgulamaktır.
Keza Başkanlığımız, merhamete muhtaç kesimlere yönelik bir farkındalık ve duyarlılık oluşması için, Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle halkımıza çağrıda bulunmayı amaçlamıştır.
Hafta boyunca gerçekleştirilecek programlarda; ‘Merhamet Etkinlikleri’ ile ‘Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şefkat ve merhameti anlatılacaktır.
Merhameti bütün boyutlarıyla yeniden toplumun gündemine taşımak, fert ve toplumda merhamet duygusunun güçlenmesi sağlayacaktır.
Peygamberimizin örnekliğinde fiili bir merhamet seferberliği başlatarak, merhameti hayatın her alanına dâhil etmenin yollarında buluşmalı ve merhamette bütünleşmeliyiz.
Bu çerçevede sözü edilen hedeflere ulaşmada, yazılı ve görsel medya tarafından sağlanacak katkıların hayati öneme sahip olduğundan kuşku yoktur.”
Akit