Bilim insanları yıllardır Merkür'ün neden karanlık olduğunu merak ediyor. Yüzeyinde Ay'daki kadar demir ve titanyum da olmadığı için aslında daha parlak olması gereken bu gezegene ait karanlıkta kalanlar, Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacıları sayesinde aydınlığa kavuştu.
NASA'nın Messenger uzay aracından gönderilen renkli görüntülerin spektral analizleri sayesinde, gezegenin karanlık görünmesinin arkasında karbon (özellikle grafit) olduğu saptandı. Bu grafitin, 4.6 milyar yıl önce soğuyan gezegeni tamamen kapladığı ve bu nedenle ışığı absorbe ettiği öngörülüyor.
Grafit: Yumuşak, yağlı, iz bırakan, siyah renkli katı bir madde olarak biliniyor. Günlük hayatta kurşun kalemlerin uçlarında ve yağ haline getirilip makinelerde, çalışan parçaların birbirine sürtünürken aşınmasını azaltmak ya da engellemek amacıyla yağlayıcı olarak kullanılıyor.
İlk olarak geçtiğimiz sene bu gezegenin yüzeyinde karbon olabileceği gündeme gelmişti. Messenger'dan gelen son verilerle bu düşünce kanıtlanmış oldu. Araştırmacılardan Larry Nittler, gezegenin demir ve titanyumdan daha karanlık madde olan karbonla kaplı olduğunu ve bu materyalin kaynağının, kabuğun derinliklerinde olduğunu ifade etti.
Bir Merkür günü 58 Dünya gününe eşitken, bir Merkür yılının ise (sadece) 88 Dünya gününe eşit olduğunu biliyor muydunuz?
Messenger'ın gönderdiği verilerde Basho kraterine ait bir görüntü de var. Gördüğümüz gibi kraterin çevresinde siyah bir halka var. Bu siyah halka, düşük yansıtma özelliği olan bir materyalden oluşuyor.
Nisan 2015'te Merkür'ün yörüngesine giren uzay robotu, sadece neden karanlık olduğu sorusunun cevabını aramıyor elbette. Messenger'dan gelen yeni verilerle, bu gezegenin oluşumu hakkında geçmişe dönük bilgilere de sahip olabileceğiz.
Merkür:
Güneş'e en yakın gezegen olan ve Venüs ile birlikte uydusu bulunmayan iki gezegenden birisi olan Merkür, aynı zamanda 8 gezegen arasında da en küçüğü. Yer benzeri ya da 'kaya' yapılı gezegenler sınıfına giren Merkür çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden birisidir.
Bugüne kadar Merkür'ü ziyaret eden tek uzay aracı olan Mariner 10, 1974 ve 1975 yıllarında toplam 3 kez gezegenin yakınından geçti. Bu geçişlerde Merkür' ün yılı ve günü arasındaki 2/3 lük oran yüzünden hep aynı yüz görüntülenebilmiş olsa da yüzeyinin toplam %48'inin haritası çıkarıldı.
Dünyaya kıyasla çok daha yavaş dönmesine rağmen oldukça güçlü bir magnetik alana sahip olması bilim adamlarını şaşırtan Merkür'ün içi dünyaya dışı ise Ay'a benziyor. Dünyadan sonra en yoğun gezegen olan Merkür' ün (5.42 gr/cm³) kütlesinin önemli bir bölümü demirden oluşuyor. Atmosferi yok denecek kadar seyrek olan gezegenin çoğunluğu sodyum, az bir kısmı ise helyumdan.
Venüs'ten sonra ikinci sıcak gezegen olan Merkür'ün yüzeyindeki 450°C dolayında iken kutuplarında ve sürekli gölgede kalan bölgelerde ise sıcaklık -170°C dolaylarında seyrediyor.
Son olarak da bir dipnot düşelim: Venüs'ün Güneş'e en yakın gezegen olan Merkür'den de sıcak olmasının nedeni atmosferindeki yoğun karbondioksit gazının oluşturduğu sera etkisi.
Johns Hopkins fizikçilerinden Patrick Peplowski; “Onlarca çalışmamızdan sonra halen daha Dünya-Ay sisteminin nasıl şekillendiği üzerine olan düşüncelerimizi netleştirmeye çalışıyoruz. Bu sayede Merkür'ün geçmişine dair daha doğru bilgilere ulaşabileceğiz." ifadelerini kullandı.
Peplowski ayrıca Messenger robotunun çok fazla veri gönderdiğini ve sadece karbon fraksiyonlarına bakabildiklerini açıkladı. Yörünge olarak Güneş'e en yakın olan bu gezegin, daha önce keşfedilmemiş mineralleri hakkında da bilgi sahibi olunması planlanıyor.
Yeni Şafak