Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mâide Sûresi 75.-77. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
75-Meryemoğlu Mesîh (Îsâ), ancak bir peygamberdir. Şübhesiz ondan önce (de) peygamberler gelip geçmiştir. Annesi (Meryem) ise, çok doğru bir kadındır. İkisi (de her insan gibi) yemek yerlerdi! (Nasıl ilâh olabilirler?) Bak, onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz; sonra (yine) bak, (haktan) nasıl çevriliyorlar!
76-De ki: “Allah’ı bırakıp, sizin için ne bir zarar ne de bir faydaya mâlik olmayan şeylere mi tapıyorsunuz?” Hâlbuki, Semî‘ (hakkıyla işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak Allah’dır.(1)
77-De ki: “Ey ehl-i kitab! Dîninizde haksız yere haddi aşmayın ve (sizden) daha evvel gerçekten dalâlete düşmüş, birçoklarını da saptırmış hem (kendileri de) düz yolun ortasından şaşmış bir kavmin arzularına uymayın!”
---
(1)“Evet, bana öyle bir Hâlık (yaratıcı) ve Rab lâzım ki, en küçük hâtırât-ı kalbimi (kalbimden geçenleri) ve en hafî niyâzımı (gizli duâmı) bilecek ve en gizli ihtiyâc-ı rûhumu yerine getirdiği gibi, bana saâdet-i ebediyeyi vermek için koca dünyayı âhirete tebdîl edecek (çevirecek) ve bu dünyayı kaldırıp âhireti yerine kuracak, hem sineği halk ettiği (yarattığı) gibi semâvâtı da îcâd (yoktan var) edecek, hem güneşi semânın yüzüne bir göz olarak çaktığı gibi, bir zerreyi de gözbebeğimde yerleştirecek bir kudrete mâlik olsun.
Yoksa sineği halk edemeyen, hâtırât-ı kalbime müdâhale edemez, niyâz-ı rûhumu işitemez! Semâvâtı halk etmeyen, saâdet-i ebediyeyi bana veremez! Öyle ise benim Rabbim O’dur ki, hem hâtırât-ı kalbimi ıslâh eder, hem cevv-i havayı (gökyüzünü) bulutlarla bir saatte doldurup boşalttığı gibi, dünyayı âhirete tebdîl edip, Cenneti îcâd eder, kapısını bana açar, ‘Haydi gir içeri!’ der.” (Lem‘alar, 26. Lem‘a, 254)