Esra Keskin Demir'in haberi:
Birçok üniversitenin içinde cami var. Ancak kısa ders aralarında kampüs içindeki ya da yakınındaki camilere gitmek mümkün değil. Bu yüzden büyük kampüslerde en az üç farklı yere ya da bütün fakültelere ibadethane yapılması şart. Geçtiğimiz haftalarda Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin medyaya yansıyan haklı talepleri de problemin ne kadar büyük olduğunu gösterdi.
Haftalardır binlerce öğrencinin yakından takip etmesine rağmen Türkiye’nin yoğun gündemi arasında kaybolup gidiyor kampüslerdeki ibadethane yetersizliği. İlk önce Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri kampüslerine mescit talep etti, ardından Akdeniz Üniversitesi’nin ‘aydınlanma’dan bahseden öğretim üyeleri, Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda mescit açılmasına karşı çıktı! Gerçi bu ülkenin ‘Öğrenciler namaz kılacaklarına bale yapsınlar’ diyen ‘aydın’ları da olmuştu! Bugün mescide hayır diyen aynı zihniyetteki öğretim görevlilerinin kilise istemesini ise anlamak mümkün değil. Elbette ki farklı dinlere mensup insanların talepleri de karşılanmalı. Ancak İslam dininin günlük yerine getirilmesi gereken ibadetlerinin olduğunu bilmek gerekiyor.
Yazarların köşesine taşıdığı, sosyal medyada TT listesine giren mescit talebi aslında Türkiye’deki üniversitelerin genel sorunu. Yerleşkelerinde cami olan yükseköğretim kurumları var. Ama hangi öğrenciyle konuştuysak camilerin fakültelerine çok uzak mesafede olduğundan yakınıyorlar. Talepleri ise fakültelerin içerisine mescit ve abdesthaneler yapılması. Ya da kampüslerin merkezine inşa edilecek bir caminin yanı sıra farklı noktalarda 2-3 ibadethanenin de olması.
Bu isteğin temel sebebi kampüslerin çok büyük olmasına rağmen ders aralarının 10-15 dakika gibi kısa sürelerden oluşması. Örneğin Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin içinde cami var ama bazı fakültelerden camiye yürümek yarım saati bulabiliyor. Hemşirelik, fizik tedavi gibi bölümlerde okuyan öğrenciler, ders aralarında camiye gitmelerinin kesinlikle mümkün olmadığını, bu yüzden bazı vakit namazlarını kılamadıklarını söylüyor. Dumlupınar, Selçuk gibi birçok üniversitede de durum aynı. Camiler fakültelere 10 dakika mesafede bile olsa gidiş-dönüş ve namaz kılmak yarım saati bulduğundan öğrenciler derslere geç kalıyor.
Yakınında cami olduğu için kampüs içine ibadethane yapılmayan üniversitelerde okuyan öğrenciler ise çok daha zor şartlarda namaz kılmaya çalışıyor. En kötüsü ise Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampüsü gibi ne içinde ne de dışında ibadethanesi olan ve yakınında çok fazla yerleşimin bulunmadığı kampüsler.
İslam ülkelerinde üniversiteler cami külliyesine dâhil ediliyordu
Geçmişte üniversiteler hep cami çevresine inşa edilirmiş. İslam ülkelerindeki ilk üniversitelerin mimarisini incelediğinizde cami külliyesine dâhil olarak yapıldıklarını görebilirsiniz. 859 yılında Fas’ta kurulan Camiü’l-Kureviyyîn (Dünyanın en eski üniversitesi), 786’da faaliyete geçen Kurtuba Üniversitesi, 726’da Tunus’ta açılan Kayruvan, 732’de eğitime başlayan Zeytûne, Kahire’nin en köklü üniversitesi El-Ezher hep bu mimaride gelişen eğitim kurumları. Türkistan’daki eski medreselerde de alt katta dershaneler, hocaların odaları, idare, yemekhane ve mescit dikkat çeker. Ki Avrupa üniversitelerinde de hep bu mimarinin izleri görülür. Örneğin Oxford gibi eski üniversitelerde girişteki mescidin yerini şapel alır.
Boğaziçi yönetiminden hâlâ ses yok!
Twitter’da #bogazicinemescid kampanyasını başlatan ve özel bir video hazırlayıp Youtube’a yükleyen öğrenciler, mescit talepleriyle ilgili üniversite yönetiminin hiçbir dönüş yapmadığını söylüyor. Son günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nin kuzey ve güney kampüsleri arasındaki ringler artırılmış fakat öğrenciler bu ringlerle camiye gittiklerinde de derslere yetişemiyor. Daha önce bin kişinin imzasıyla rektörlüğe bu konuda başvuru yapılmış ancak üniversitenin olduğu bölge sit alanı olduğu için yönetimden olumsuz cevap alınmış. Yeniden bin 200 imza toplayan öğrenciler, yeni bir bina istemediklerini, güney kampüste bulunan mevcut binalardan herhangi birine abdesthane ve mescit yapılmasını temenni ettiklerini ifade ediyor. Sosyoloji öğrencisi Bilal Öğüt, “Mescit yerine go-kart pisti ya da ayakkabı mağazası açılsın.” diyen karşıtlara ise şöyle diyor: “Boğaziçi Üniversitesi gibi sekülerlikle hegemonize edilmiş bir ortamda birilerinin mescit talebinde bulunması Slavoj Zizek’in tabiriyle ‘keyif hırsızlığı’ndan başka bir şey değil. Bu gerçek, mescit talebi gibi kriz anlarında harekete geçiyor, aktifleşiyor. Özgürlükçü Boğaziçi ruhu böyle zamanlarda kısa devre yapıyor.”
Üniversitelerdeki mescit durumu
-Bilkent Üniversitesi –Yanında bir cami, kampüs içinde 2 büyük mescit var.
-ODTÜ – Kampüs içinde 4 mescit var.
-İstanbul Üniversitesi –Adı mescit olmasa bile her kampüsünde namaz kılınacak odalar tahsis edilmiş.
-Yıldız Teknik Üniversitesi –Beşiktaş Kampüsü’nde bir mescit, Davutpaşa Kampüsü’nde ufak bir cami var.
-İstanbul Teknik Üniversitesi -Gümüşsuyu yerleşkesinde büyük bir mescidin yanı sıra; İktisadi ve İdari Bilimler, Fen Edebiyat, İnşaat Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Maden Mühendisliği, Gemi İnşaat Mühendisliği binalarında birer mescit var. Ayrıca Mimarlık Fakültesi dekanı da öğrencilerin talebi üzerine okula yakışacak, abdesthaneli estetik bir mescit yapılacağı sözünü vermiş.
-Marmara Üniversitesi -Göztepe Kampüsü’nün arka çıkışında bir cami ve Fen-Edebiyat Fakültesi’nde bir mescit var.
-Hacettepe Üniversitesi –Beytepe Kampüsü’nde 1, Tıp Fakültesi’nde 3 mescit mevcut.
-Gazi Üniversitesi -Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nde 1, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 1, Tıp Fakültesi’nde 2 olmak üzere merkez kampüste 4 mescit var.
-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi –Yalnızca Tıp Fakültesi içindeki hastanede bir mescit var.
-Abant İzzet Baysal Üniversitesi –Gölköy Kampüsü’nde 1 cami var.
-Onsekiz Mart Üniversitesi –Eğitim Fakültesi’nde bir mescit var.
-Gaziosmanpaşa Üniversitesi –Kampüs içinde caminin yanı sıra 1 mescit bulunuyor.
-Atatürk Üniversitesi -Kampüs içinde caminin yanı sıra birçok fakültenin mescidi var.
-Dumlupınar Üniversitesi –Kampüste bir cami var.
-7 Aralık Üniversitesi –Kampüste bir mescit var.
-Beykent Üniversitesi -Ana kampüste bir mescit var.
-Selçuk Üniversitesi –Merkez kampüste bir cami, bazı fakültelerde de ufak mescitler var.
-Bilgi Üniversitesi –Santral İstanbul Kampüsü’nün yanında bir cami var, mescit yok.
-Anadolu Üniversitesi –Yunus Emre Kampüsü’nün dışında bir cami var. Diğer kampüslerde cami ve mescit yok.
-Celal Bayar Üniversitesi –Hemen hemen tüm fakültelerinde mescit var.
-100. Yıl Üniversitesi –Ana kampüse cami yapılıyor. Bazı fakültelerin içinde de yetersiz kalan çok küçük mescitler var.
-Muğla Üniversitesi –Öğrencileri, talebi üzerine cami yapılıyor.
-9 Eylül Üniversitesi -Kampüs içerisinde bir cami var.
-Osmangazi Üniversitesi – Yapım aşamasında bir cami var -Fakültelerin çoğunda ufak mescitler var.
Yurtdışındaki üniversitelerin ibadethaneleri var
*Çok kültürlülük üzerine kurulu bir medeniyet olan İngiltere’de tüm üniversite, lise, alışveriş merkezi, hastane gibi yerlerde ‘multi-faith prayer room’ (çok dinli dua odası) bulunması alışılagelmiş bir durum. Oxford, Cambridge gibi en köklü üniversitelerde ortak ibadet alanının yanı sıra özel mescit de var. Hatta ilköğretim düzeyindeki, yalnızca 13-19 yaş arasındaki gençlerin gidebildiği 400 yıllık geçmişi olan Eton College’ta bile birkaç kilisenin haricinde mescit de bulunuyor. (Eton College en soylu ailelerin çocuklarını zorlu bir sınav sonucu kabul eden, başbakan, prens, bilim adamı, yazar gibi birçok mezun vermiş bir okul.)
*Almanya’da en çok tanınan kamu üniversitelerinden biri olan Münih Teknik Üniversitesi’nin hem ana kampüsünde hem de Garchin’deki kampüsünde kilise ve mescit var. Üniversite yönetimi Garchin’deki mescidi Münih İslam Yüksekokul Birliği’nin talebi üzerine açmış. Üniversitenin resmi sitesinde mescidin törenle açıldığı yazıyor. Berlin’deki üniversiteler ise genellikle kampüs şeklinde değil. Şehir merkezlerinde evlerin, işyerlerinin ve alışveriş merkezlerinin yanında yer alıyor. Bu nedenle üniversite binaları içinde ayrıca ibadet yeri yok. Fakat Müslüman öğrenciler ibadet yeri talep ettiğinde fakülte ve üniversite yönetimi uygun bir yer gösteriyor. Örneğin Karlsruhe Teknik Üniversitesi, cuma namazları için spor salonunu tahsis etmiş. Vakit namazları ise boş salonlarda kılınıyor.
*Avusturya’da da tıpkı Berlin’de olduğu gibi kampüs şeklinde bir yapılaşma yok. Fakülteler şehrin içinde. Dolayısıyla öğrenciler namazlarını yakın camilerde kılıyor. Yakınında cami olmayan üniversite öğrencilerinin fakülte içerisinde namaz kılmasına yönetim müsaade ediyor. Yine de Viyana Üniversitesi gibi köklü üniversitelerde mescit var. Üniversiteye bağlı olmayan Afroasyatik Enstitüsü’nde de öğrencilerin talebi üzerine mescit açılmış.
*Amerikan üniversitelerinde ise tam bir inanç özgürlüğü var. Öğrenciler talep ettiği sürece her dine ait ibadet mekânları açılıyor ya da boş bir alan tahsis ediliyor. Müslümanların okuduğu her üniversitede küçük de olsa bir oda mescit olarak kullanılıyor. Şehir içi ya da şehir dışındaki kampüslerde de durum değişmiyor. İbadethanesi olmayan üniversite neredeyse yok. En kötü ihtimalle her dinin mensubuna açık ibadet mekânları var. Öğrenciler bu mekânlarda dini vecibelerini yerine getirmenin yanı sıra etkinlikler de düzenleyebiliyor.
*İsrail’in en büyük üniversitesi olan Tel Aviv Üniversitesi’nde de mescit bulunuyor.
Zaman