“Örümcek kendine ağdan bir ev yapmıştı. Gerçekten evlerin en çürüğü elbette örümceğin yaptığı evdir, eğer bilmiş olsalardı.” (Ankebut Suresi, 41)
Sonraki ayette Allah bu misalleri neden kullandığını anlatıyor. “İşte bu misaller var ya, biz onları insanlar için beyan ediyoruz ama onlara ancak alimler akıl erdirebilirler. Allah yerleri ve gökleri hak olarak yaratmıştır. Muhakkak ki bu ayetlerde müminler için ibretler vardır.” (Ankebut, 44)
“Yemin olsun ki biz insanlara bu Kur’an’dan her türlü meseleden temsil getirdik.” (Rum Suresi, 58)
Kur’an’da Allah mesel ve temsil ile konuları izah ediyor. Bir örümceğin yuvasını örnek veriyor. Ondan Allah’tan başka dost edinenlerin halini ortaya koyar. Bir örnek, bir temsil ve bir hakikat. ”Evlerin en çürüğü örümceğin yaptığı evdir.” Bu örnekten bir hikaye de çıkar roman da. Bundan bir hikaye çıkar adını koyalım “Çürük Ev.”
Sonraki ayette de “Bu misaller var ya örnekler biz onları insanlar için beyan ediyoruz” buyuruluyor. Şarta bak; “ama onlara alimler akıl erdirebilirler.” Yani örneklerle hayat arasında bağlantı kurmak. Ayrıca mesaj var: “Bunlarda müminler için ibret vardır.”
İbretin adı ders veya mesaj. Her anlatının bir mesajı vardır. Kur’an’da çok yerde Allah neden örnek verdiğini hatta çok örnekler verdiğini ısrarla insanlara anlatıyor ta ki hakikat tavazzuh etsin.
Batı düşüncesinde de şark düşüncesinde de bunların yani mesel ve temsilin adı var. Türkçede kurmaca denir, başkası tahkiye der. İngilizler başka, Fransızlar başka. Ama insan için ibret, mesaja geçmek her yerde var.
Allah Kur’an’da Hz. Adem’e, “Bak eşinle sen herşeyden istifade edin, yiyin için ama şu ağaca yaklaşmayın” demiş. Onlara şeytan iğva vermiş, onlar da yemişler meyveyi. Allah bu oyunu kurarken sonucu hesapladı mı bilmiyorum herkes bir ders çıkarsın. Cinsellik hayatı ve dünyanın lokomotifi onu yemeseler cennette iki adam, yaşar bir gün de ölürler, türeme yok, üreme yok. Nasıl edelim de üreme olsun türeme olsun, o duygu ortaya çıktı ya hayatın motoru. Ortaya insanlar çıktı o zaman bir de ev lazım. Haydi dışarı gidin çocuklarınla oyunu tekrarlayın. Öyle değil mi?
Yusuf ile Züleyha’da da motor yine cinsellik. Yusuf ile Züleyha’nın aşkı peygamberlik merdiveni ve de terakkinin zenbereği. Yusuf’un iradesi motoru iyi idare eder ama o bile bir an nefsine mağlub olur. Babası önüne çıkar hayalen, “oğlum sen peygamber çocuğusun ne yapıyorsun” der.
Bu Hamdullah Hamdi, Erzurumlu Kadı Darir ve Thomas Mann’ın Josef und Brimesinde var. Her mesnevici olayı başka türlü dokumuş. Bir olaydan dünya kadar mesnevi çıkmış. Arapça, Farsa, Türkçe. Kimi dört bin beyit kimi ikibin. Ben de bir kitap yazdım beş mesneviden mülhem kıyamet kopmadan ortaya çıkabilir. Batılılar bile bunu yapmış. Öyle ya Yakup ve Yusuf onların da peygamberi.
Bütün romanlar da cinsellikten bahsediyor. Madam Bovary yanlış cinsellikten intihar ediyor. Züleyha da bir ara intihar etmek ister, dadısı koymaz. Demek masal, mesel, temsil, kurmaca, hikaye, roman, tahkiye hepsinde başka başka.
Namık Kemal bir örnek roman yazarak romanı savunmuş. Orada da yine yasak bir aşk var. Mehpeyker ve Ali Bey. Kitabın önsüzünde karşı çıkanlara bir örnek verir ve der ki “Şarktan garba geçmiş bir hikaye vardır. Hakikat bir kızmış, çıplak gezermiş. Bir gün hikayeye rastlamış hikaye ona bir elbise vermiş. Şimdi git eskiden her yerde kötü karşılanıyordun, şimdi sana bir elbise verdim rahat edersin.” Bu demek ki hakikat çıplak olursa kabul görmek anlaşılmaz, ona hikaye ve roman gibi bir elbise giydirir o zaman anlaşılır.
Yusuf’u peygamber yapan cinsellik motoru, Adem babamızı cennetten kovduran cinselliğin iticiliği, mukaddes bir kitap bunu kullanırsa insanlar ne yapsın.